“İşte onlar, hayırda yarışmakta ve öne geçmektedir.”
Sevgili okurlarım bugünkü yazımda Yaradanımız biz kullarına (Müminün suresi ayet 61’de) mealen şöyle bildirmektedir, “İşte onlar, hayırda yarışmakta ve öne geçmektedir.”
Enes B. Malik’ten (r.a) rivayet edildiğine göre, Resulallah (s.a.s) biz ümmetine mealen şöyle buyurmaktadır, “İnsanlardan öyleleri var ki, hayrın (önünde duran) anahtarlar gibidir ve şerrinde (önünde duran, ona mani olan) sürgüler gibidir. Kimisi de şerrin anahtarı ve hayrın sürgüsü gibidir. Yüce Allah’ın hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere ne mutlu! Ve ne yazık yüce Allah’ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimseler! (Kaynak: İbn. Mace, Sünnet, 19).
Sevgili okurlarım bazı kişiler şöyle konuşuyorlar. Benim malım mülküm var ben öldükten sonra malımdan mülkümden yardım yaparlar öyle ödenir.
Sevgili okurlarım namaz borcu malla, mülkle ödenmez. Kuranda ve sünnette ne bir delil ne de bir işaret yoktur. Bu itibarla fidye ile namaz borçları ödenmez. Nitekim kuranı kerimde, “Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.” (Kaynak: Hud suresi, 114).
Ancak belli bir miktar paranın fakire verilmesi ve onunda ödenmesi gereken meblağ tamamlanıncaya kadar bu kabul ve hibe işinin tekrar ettirilmesi demek olan “devir” uygulamasının akli ve nakli hiçbir mesnedi yoktur.
Sevgili okurlarım sonuç olarak malından mülkünden yardım yapmak (hayır olarak geçer) namazı kılmadıklarını ödemez. Çünkü namaza af yok. Allah cümlemizi affetsin. Depremde hırsızlık yapmayın. Amin.