Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) arasında gerçekleştirilen “İş Gücü Uyum Programı” protokolü tartışmalara neden oldu. Bu programa göre 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı dönemi boyunca binlerce kişi, aylık 8 Bin 447 Türk Lirası ücreti karşılığında okulların temizliğinden ve bakımından sorumlu olacak. Bu kapsamda geçtiğimiz haftalarda Yalova İl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Akmeşe ve Yalova İŞKUR İl Müdürü Erhan Dede bir araya gelirken, okullarda görev yapacak 460 temizlik ve bakım onarım personelinin alımına ilişkin olarak sözleşme imzalanmıştı.

Alınan kararın ardından eğitim camiasından eleştiriler yükselmeye başladı. Bu minvalde Eğitim-İş Yalova Şubesi temsilcileri, 16 Eylül Pazartesi günü saat 15:30’da Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplandı ve alınan kararı protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Eğitim-İş Yalova Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Aşina okudu.

Yalova Egitim Is Bakanlik Iskur Uyum Programi Protesto Basin Aciklama (2)

“Tüm Türkiye’de alanlardayız”

Eğitim sisteminin, iktidarın yanlış politikaları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ihmalkar tutumu nedeniyle alarm vermekte olduğunu söyleyerek basın açıklamasına başlayan Aşina, “19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri, hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez! Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız” dedi.

Yalova Egitim Is Bakanlik Iskur Uyum Programi Protesto Basin Aciklama (1)

Uludağ'a Yoğun Enerji Yatırımı Uludağ'a Yoğun Enerji Yatırımı

“Bu bir emek sömürüsüdür”

Aydınlık yarınların güvencesi olan çocukların yetiştirildiği okulların kaderine terk edildiğini iddia eden Aşina, “Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür” şeklinde konuştu.

“Devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz”

Yapılan anlaşmaya göre okullarda çalışacak işçilerin aldığı ücretleri eleştiren Aşina, “Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur. Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kağıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükleyen Bakanlık, artık okulların temizliğinden tamamen elini çekmiştir” ifadelerini kullandı. Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Aşina, “Dün bu konuda farkındalık yaratmak, kamuoyunu bilgilendirmek için sosyal medyada seferberlik başlattık. Bugün okullarımıza “sağlıklı eğitim, güvenli okul” kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. Şimdi de Türkiye’nin her ilindeki meydanlardan sesleniyoruz: Savaşlarda bile hedef alınmayan, dünyanın en güvenli binaları olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz. Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz” dedi.

“Hamaseti bırakıp görevinizi yapın”

Sağlıklı eğitimin ve güvenli okulun, eğitim emekçileri için de öğrenciler için de bir hak olduğunu ve bu asla vaz geçmeyeceklerini vurgulayan Aşina, “Kendi lükslerini “itibardan tasarruf olmaz” tekerlemesiyle örtmeye çalışanlara, bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekanları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz. Eğitim-İş olarak burada, kamuoyu önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sesleniyoruz; Hamaseti bırakıp görevinizi yapın. Bilin ki bu konunun unutulmamasını sağlayacağız. Sadece yargı alanında değil her alanda mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz. Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız!” diyerek açıklamaya son verdi.

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel - Sezgin Altınel