Bu hafta sizlere Cumhuriyet kavramını ele almak istedim.Malum önümüzdeki haftalarda Cumhuri- yetin 101.yılını yurdun dört bir yanında coşkuyla milletçe kutlayacağız.
İşgal güçleri İstanbul’u işgal ettiklerinde Mustafa Kemal ‘’GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER ‘’ diyerek bu konuda öngörüsünü söylemişlerdir.Söylemekle kalmamış bu uğurda halkıyla top yekün bir savaş vere rek nasıl kazanılacağını tüm dünya ülkelerine göstermiştir.Nasıl bir çaba nasıl bir planlama şaşmamak elde değil.Mustafa Kemal i Mustafa Kemal yapan devrimlerinin sonsuz savunucusu olması değil mi? Bizler onun aştığı yolda ilerlemeyi kendimize rehber edindik.
Cunhuriyet’ yalnızca bir yönetim biçimi olarak algılamak yanlış ve yetersiz olacağı kanaatindeyim. Neden mi diye sorarsanız açıklamayı kendime bir görev bilirim.
Kemalizm toplum mühendisliği konusunda belli ölçüde başarılı olmuştur.Başarılarının en büyük göstergesi yurdumuzu üçüncü dünya ülkesi olmaktan kurtarmasıdır.
Cumhuriyet reformlarının en önemli özelliklerinden biri de görgü devrimidir.Özelliklle yatılı okullarda okuyan Anadolu çocukları masada yemek yeme düzeninden,kadın erkek ilişkilerine varana kadar pek çok konuda bilgi edinmişler.
Daha önceki okuduğum bir yazıda 80’li ve 90’lı yıllarda Gaziantepli aileler cumartesi günü Ankara’ya gelirlermiş.Cumartesi gecesi opera dinletisine katılıp evlerine dönerlermiş.Hayran kalmamak elde değil.
Cumhuriyet aslında ;bir yaşayış,bir düşünce ,bir var olma özlemidir.Yazımın başında belirttiğim gibi yalnızca yönetim açısından ele alırsak bir taraf eksik kalacaktır.
29 Ekim 1923…….101 yıl önce bugün Türk halkının coşkusuna coşku katarak ;tek kişilik saltanat yıkılarak Cumhuriyetin ilanını tüm yurtsever halkına müjdelemiştir.
Bugün ne olursa olsun;bağımsız ve özgür olma yolunda taçlandırdığı bu Cumhuriyet’e sahip çıkmak hepimizin bir asli görevi olduğunu düşünerek yazımı noktalıyorum.Sağlıcakla kalın….