CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, müsilajın yeniden Marmara Denizi’nde görülmeye başlamasıyla birlikte bugüne kadar yürütülen çalışmaların sonuçlarının neden halen alınamadığının, ilgili kurumların eşgüdümünde yaşanan aksaklıkların belirlenmesi, mevzuatta eksikliklerin giderilerek yetkili kurumların denetim ve yaptırımların tüm yönüyle incelenerek alınması gereken kararların hayata geçirilmesi için Meclis Araştırma Önergesi verdi.
Kurumlar Sorumluluğu Birbirlerine Atmamalı
Becan, Marmara Denizi’in bir iç deniz olması nedeniyle yetki ve sorumluluk tamamıyla ulusal düzeyde olmakla beraber, yerel düzeyde; valilikler, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri, sahil güvenlik teşkilatı gibi kurumlar, merkezi düzeyde ise bakanlıklar (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaşım Bakanlığı) gibi birçok kurum yetki ve sorumluluğu paylaştığını dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Yetkili kurumların denetim ve yaptırım başta olmak üzere sorumluluklarını koordineli bir şekilde paylaşması ve ilgili süreçleri sahiplenmesi gerekiyor. Böyle bir sorumluluk paylaşımında ise açıklık, şeffaflık ve yapılan uygulamaların sistematik olması önem arz ediyor. Çevresel sorunlar ortaya çıktıktan sonra, kurumların sorumlulukları birbirlerine atmamaları için yetki paylaşımının nasıl olacağına dair net bir yanıt üretilmesi gerekmektedir.”
İdareler Denetimlerini Yerine Getirmesi Gerekir
En son Yalova'da yapılan araştırmalarda müsilajın suyun üzerinden itibaren 25 metreye kadar bir kalınlık oluşturduğu söyleyen Becan, 2021 yılında yaşadığımızın müsilaj olayının benzeri şiddette tekrar görülmemesi için önlemlerin alınması için verdiği önergede şu hususlara işaret etti:
“Türkiye nüfusunun çok önemli bir bölümünün Marmara Denizi’nin etrafındaki büyük illerde yaşaması nedeniyle endüstriyel faaliyetlerin önemli bir bölümü de bu bölgede gerçekleştiriliyor. Marmara Denizi’ne kıyısı olan İstanbul, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ, Yalova ve Çanakkale bu oluşumdan en çok etkilenen illerimizdir. Her denizin problemi kendine özgü olsa da deniz sistemleri üzerinde bütünlükçü olarak stratejiler ve yönetim politikaları geliştirilmesi gerekiyor. Marmara Denizi’nde yapılacak bütün faaliyetlerin öncelikli olarak deniz ekosisteminin sağlıklı olması hedeflenmelidir. İdarelerin mahkeme kararlarıyla ve mevzuatla ortaya çıkan usullere uygun olarak denetimleri yerine getirmesi gerekir.”