1745 yılında ilimiz sınırları içerisinde kurulan Kağıthane-i Yalakabad (Yalova Kağıthanesi), Osmanlı tarihi içinde önemli bir yer edinirken Yalova’nın geçmiş tarihi içinde büyük bir yer ediniyor. Osmanlı döneminde matbaa denilince ilk akla gelen isim olan İbrahim Müteferrika’nın işlettiği Kâğıthane’nin ilimizde nerede kurulduğuna ilişkin tartışmalar yapılıyor. Elmalık Köyü sınırları içerisinde kurulduğu kabul edilen Kâğıthane’nin Hacımehmet Köyü sınırları içerisinde kurulduğuna ilişkin iddialar bu konuyu daha da alevlendirdi.

Biz de bu konuya dair bilgi alabilmek için Yalova tarihi hakkındaki çalışmalarıyla ön plana çıkan Araştırmacı Yazar Muhsin Sevencan ile görüşme gerçekleştirdik. Sevancan, Kâğıthane’nin Elmalık sınırları içerisinde kurulduğuna aksi iddiada bulunanların belge göstermesi gerektiğini söyledi.

“Kağıthane’nin Elmalık’ta değil de Hacımehmet’te olması eşyanın tabiatına aykırı”

Konuşmasına Yalovalıları selamlayarak başlayan ve Yalova’yı ilgilendiren birçok konu üzerine çalışmalar gerçekleştirdiğini hatırlatan Sevencan, “Bugünkü konumuz Yalakabad Kâğıthane… Bu kâğıthane, Yalova'da kuruldu ancak o günden bugüne birçok tartışmayı beraberinde getirdi. 2016 yılında "Yalova Nüfus Defterleri" adlı eserimi yayınlamıştım. Bu çalışmayı yayınlarken, Yalova kâğıthanesini de ek olarak kitabımın sonuna koydum çünkü o zaman çok dikkatimi çekmişti. Ben bu çalışmayı yapmadan önce, Sayın Ahmet Akyol "Yalakabad Kâğıthanesi" diye güzel bir eser yayınlamıştı. Onu da okudum. Yalova Kâğıthane’sinin, bugünkü Elmalı Deresi üzerinde bir yerde olduğunu hep böyle tarif ettik. Fakat geçenlerde, Yalova gündeminde bu konu tartışıldı. Yalova Kâğıthane’sinin, Elmalı Yolu üzerinde değil, Hacımehmet’te olduğunu söyleyen bir beyefendi oldu. Ancak bu, eşyanın tabiatına aykırı bir durum oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Yalova Elmalik Hacimehmet Kagithane Yer Tartisma Arastirmacı Yazar Iddialar Belge Haber Muhsin Sevencan (1)

“Su yetersizliğinden kaynaklı olarak kâğıthane kapanmış”

Anahtar Parti Yalova İl Başkanı Hüseyin Özdemir Kısa Kısa Siyaset’te Anahtar Parti Yalova İl Başkanı Hüseyin Özdemir Kısa Kısa Siyaset’te

Kâğıthane’nin Hacımehmet’te kurulduğu iddialarına karşı çıkan ve bunun nedenlerini açıklayan Sevencan, “Çünkü belgelerde öyle şeyler var ki, Kara Kilise, Karyesi köyü ve çiftliğinden bahsediyor. Karakilise Çiftliği, bugünkü Çiftlikköy’ün olduğu alan zaten. Bu alan, yukarıdan gelen suyla tarımsal çalışmalar yapılıyor. Fakat devlet, suyu paylaştırmada sıkıntı yaşıyor. Kâğıthane’ye su yetmiyor. Kâğıthane’ye su yetmeyince, gayrimüslim köylüler, yani Rum teb’asına ait köylüler, vergilerde bir düşüş yapıyorlar. Vergilerdeki düşüş, suyun kesilmemesi için oluyor. Yani, “Suyu kesmeyin, bentleri yıkmayın,” diyorlar. O zaman bentlerle su kâğıthaneye geliyor. Kâğıthaneye kuvvetli su gelecek ki, o çarkları döndürebilsin. Bir müddet böyle devam etmelerine rağmen, yine de suyu çalmaya başlıyorlar. Bentleri yukarılardan yıkıyorlar, kendi tarlalarını ve arazilerini suluyorlar. Bir türlü bu iş, padişah fermanı olmasına rağmen rayına oturmuyor ve su yetersizliği yüzünden kâğıthane kapanıyor. Çünkü kâğıthane artık kârlı bir işletme olamıyor. Yani o kadar zor duruma düşüyorlar ki...” şeklinde konuştu.

“Eğer Yalova coğrafyasını çok iyi bilmiyorsanız, belgeleri de yerli yerine oturtturamazsınız”

Tarihi belgeler ışığında kâğıthanenin nerede kurulduğuna ilişkin bilgiler veren Sevencan, “Şimdi, bu Karakilise Köyü belgelerde belirtiliyor. Kara Kilise köyü, bugünkü Kara Kilise denilen yer, Çiftlikköy’dür. Elmalı Köyü'nün altındadır. Böyle olunca, kâğıthanenin o dere boyunda olması kaçınılmaz bir sonuç oluyor. Yani, Hacı Mehmet’ten gelen suyu, Kara Kilise çiftliği suluyor cümlesiyle bunu birleştirmek mümkün değil. Neden? Çünkü üç tane derenin üstünden suyu aşırıp Çiftlikköy’e götürmek mümkün değil. Hâl böyle olunca, bu iddia biraz askıda kalıyor, belgesiz kalıyor, dayanaksız kalıyor. Tabii, bu tür Yalova yerel tarih çalışmalarında böyle iddiaları ortaya atarken dikkatli olmak lazım. Belgelere bağlı kalmak, belgelerle doğruyu bulmak gerekiyor. Yalova coğrafyasını çok iyi bilmek lazım. Eğer Yalova coğrafyasını çok iyi bilmiyorsanız, belgeleri de yerli yerine oturtturamazsınız. Bu noktada sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Tarih, coğrafyadan bağımsız bir şey değil. Tabii, şimdi ismi geçen yerlerden bazıları da önemli. Karakilise Köyü, Elmalı Köyü, Hacı Beşir Ağa Vakfı… Şunu da açıkça belirteyim: Hacı Beşir Ağa Vakfı. Şimdi vakıfiyelere de baktığımızda, o dönemde Hacı Mehmet Safran’ın, Kadıköy tarafı Şirinhatun Vakfı, Akköy’den Kocadere’ye kadar Yavuz Sultan Selim Vakfı, Laledere’den Su Gören’e kadar olan tepe arazi Halilpaşa Vakfı ve Elmalı Yolu Boğazı'nda Beşir Ağa Vakfı'nın adı geçiyor” dedi.

“İddiayı ortaya atanlar belge çıkarmalı”

Tarihi vakıf defterlerine bakıldığı zaman da aynı sonuca varıldığını açıklayan Sevencan, “Vakıf defterlerine bakınca da aynı şey çıkıyor. O zaman, coğrafi olarak hangi ismin hangi bölgede kaldığını çok iyi bilmek lazım. Belgelerle bütünleştirip buna göre bir sonuca varmak gerekiyor” şeklinde konuştu ve kağıthanenin Hacımehmet’te kurulduğuna dair eline yeni hiçbir belge geçmediğini söylerken, “Her hafta köşe yazım çıkıyor, biliyorsunuz. Köşemde de yazdım, dedim ki: "Olur, insanlık hali. Böyle bir belge olmuş olabilir, gözümüzden kaçmış olabilir. Lütfen bu iddiayı yapanlar, bu belgeyi de ortaya çıkarsınlar ki görelim." Belgeyi görelim, ona göre biz de bir kanaate varalım. Cevap geldi mi? Hayır, cevap gelmedi. Cevap gelmediği gibi, ben bugüne kadar öyle bir belgede görmedim. Hatta bu mevzuyu Ahmet Akyol’la da görüştük, Faruk Tezcan’la da görüştük. Onlarla da değerlendirme yaptık. Ben, Ahmet Akyol’a her zaman “Ahmet Abi” derim, kendisi benim büyüğümdür. Çok saygı duyarım ve onun çalışmalarını örnek alırım. Onunla yaptığımız değerlendirmede, “Muhsin, dedi, bu olmaz, mümkün değil. Bu bir şaşırmışlık hâli gibi bir durum ortaya çıktı,” dedi. Faruk Abi de aynı fikirdeydi. Kanaatleri bu yöndeydi. Varsa tabii ki ellerinde belge, o belgeleri de görmeye biz her zaman hazırız” diyerek sözlerine son verdi.

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel