Geçtiğimiz haftaya kadar Yalova’da ve Türkiye’nin birçok yerinde havaların mevsim normallerinin üzerinde olması sebebiyle arıların kış uykularından uyandığı ile ilgili birçok iddialar ortaya atıldı. Bizde Yalova Gazetesi olarak konunun uzmanı olan Yalova Arıcılar Birliği Başkanı Hakan Gündüz ile görüşme gerçekleştirdik. Küresel ısınmanın arılara ve doğaya olan olumuz etkilerinden, arıların yok olma tehlikelerine kadar birçok konuda uzman görüşü aldık.
“Gelen haberler ciddi miktarda arı ölümlerinin olduğu yönünde”
Son yıllarda iklim değişikliği ile birlikte arı kovanlarında ve arıların kış uykularından uyanmaları ile ilgili çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını açıklayan Başkan Gündüz, “Bu bir hazırlık safhası. Arılar İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış olarak kendini mevsime göre ayarlar. Kış mevsimine girerken sıkıntılar yaşıyoruz, bir de kış mevsimindeyken bu kışın dengesizliğiyle ilgili çok büyük sorunlarımız var. Tabi bu bir günde çözülebilecek bir şey değil, bütün dünyayı bağlayan bir konu ama arıların ölümü sonuçta hepimizi bağlayacak” dedi. Geçtiğimiz yıl çok ciddi miktarda arı ölümünün yaşandığının bilgisini veren Başkan Gündüz, “Şu an Kış çıkışındayız ve gelen haberlerde ciddi miktarda arı ölümlerinin olduğunu gösteriyor. Bu durum bazı illerde çok çok fazla. Hele Akdeniz Bölgesi’ndeki illerde çok çok fazla. Niye? Çünkü oralarda mevsimsel olarak kış ayının kısa sürmesi ve son 2 yıl içerisinde azalması arı ölümlerini ciddi oranda arttırdı” ifadelerini kullandı.
“Döngünün kış bitene kadar bozulmaması lazım”
Yalova’daki son durum hakkında bilgi veren Başkan Gündüz, “Kışın ortasında Yaz Mevsimi dediğimiz zamanlar var. Bunların uzun sürmesi arının uyanmasına sebep oldu. Burada arı, “uyudu, uyandı, uyudu, uyandı” periyoduna girdiği zaman bizde arı ölümleri başlıyor ve bu şu anda da yaşanıyor” şeklinde konuştu. Arıların kış uykusu süreci hakkında bilgi veren Başkan Gündüz, “İlkbaharda arı normal gelişimini sağlıyor. Yazın, Ihlamur Kestane Balına giriyoruz. Ballarımızı aldık ve yaz mevsimini geçirdik. Kasım ve Aralık ayı gibi kışlık hazırlığımızı yaptıktan sonra artık havalar soğuyor. Bu soğumayla birlikte arılar kovan içinde salkım haline gelir ve dönmeye başlar. Mantığı nedir? Dıştaki arı içeri girer, vücudunu ısındırır. İçeride ısınan arı dışarı çıkar. Bu bütün kış böyle gider ve bu bir döngüdür. Buradaki döngüyü bozdan nedir? Kışa girdik, hayvan bu döngüyü yapmaya başladı. Hava birdenbire ısınınca hayvan 15-20 gün boyunca çerçeveye dağılıyor. Hava soğuyunca yeniden salkım yapıyor. İşte bu yapbozlar arının yapısını bozuyor. Normalde bu döngünün kış bitene kadar bozulmaması lazım. Ama 2023 yılından 2024 geçerken en az 4 defa salkım bozması oldu. Arının ömrü kısıtlı. Normal şartlarda 20-25 gün çalışıp ölen hayvan kışa girdiği zaman ömrü 3-4 aya kadar uzuyor. Ama bu süreç içerisinde uyuyup uyandığı zaman bu yaşam süreci 2 aya düşüyor. İçeride bir yumurtlama sistemi de yok, arı çoğalmıyor. Kendini kıştan erken çıkmış gibi zannediyor. Bu sürede yeniden bir soğuk hava geliyor. Yumurtlamayınca nüfus çoğalmıyor, peşinden büyük miktarda arı ölümleri başlıyor” dedi.
“Arı besin zincirinin en büyük parçası”
İklim değişikliğinin yarattığı olumsuz durum sebebiyle arıların tamamen yok olacağının söylemenin kesin olmadığını belirten Başkan Gündüz, “Canlıların adaptasyon süreci var. Arının bu mevsimsel döngüye adaptasyonu olacak mı, olmayacak mı? Eğer olabilirse ona göre bir arı yapısı olacak. Olmazsa arılar ölecektir. Bu durumda bizim ve bitkilerin hali ne olur? Hepsi bir zincir halkası gibi birbirine bağlı. Arı doğada olacak, meyveleri dölleyecek ve meyveler besin haline gelecek. Bu besin zincirindeki kırılma inşallah olmaz. Ama görünen %80 yapacak gibi duruyor. Çünkü adaptasyon dediğimiz şey binlerce yıllık bir süreç. Binlerce yılda olabilecek bir adaptasyonu biz kendi elimizle 10-20 yıla sığdıramayız. Umarım böyle bir şey olmaz. Bu sadece bir arıların yaşamasıyla ilgili değil, tüm doğanın yaşaması ile ilgili bir konu” ifadelerini kullandı. Arıların yok olmasının insanlığın yok oluşa götürebileceği iddiaları ile ilgili görüşünü bildiren Başkan Gündüz, “Bir bitkinin bir şekilde çoğalması lazım. Bu insanlarda çiftleşme yöntemiyle oluyor, bitkilere bu tozlaşma yöntemiyle oluşuyor. Arılarda bu tozlaşmayı en çok yapan canlı. Bu tozlaşma rüzgarla, kelebekle ve sinekle de oluyor ancak %80 gibi bir oranda bunu arı yapıyor. Şimdi bu üreme kısmındaki zincirden bir parçayı alıyorsanız ve %80 gibi bir üremeyi kıstığınız zaman ne olur? %20’lik bir üreme kalır. Bunu dünya nüfusuna vurduğumuz zaman mevcut besinle mevcut canlıları beslemeyi nasıl yapacaksınız? İşte kıtlık buradan başlayacak çünkü meyvelerin ve bitkilerin bir kısmını tohuma ayırmanız lazım. Her şeyi bir zincir gibi düşünürsek, arı bu zincirin en büyük parçasıdır” şeklinde konuştu.
“Yalova arıcısı işini temiz ve düzgün yapıyor”
Yalova halkının çok şanslı olduğunu söyleyen Başkan Gündüz, “Yalova arıcısı, Türkiye’deki arıcılar içinde işini en temiz ve düzgün yapana arıcıdır. Biz birçok ili geziyoruz ve birçok ile arı kovanlarımızı götürüyoruz. Orada tanıştığımız insanlar var. Yaptığı ürünle ve çalışmalarıyla Yalova arıcıları en temiz arıcılardır” dedi. Mevcut ekonomik durum sebebiyle sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Başkan Gündüz, “Son 4 yılda yaşadığımız en büyük sorunlar ne? Birincisi girdilerimiz çok arttı. Şimdi diyeceksiniz ki arının ne girdisi ne olabilir? “Arıyı alıyorsunuz, ormana bırakıyorsunuz ve bal verirse bitiyor…” Keşke böyle olsaydı, o zaman biz çok rahat olurduk. Ama arının kış beslemesi, bakımı ve nakliyesi hepsi bir maliyettir. Ülkemiz ufak da olsa bir sıkıntıdan geçiyor ve biz de bundan etkileniyoruz. İkinci sıkıntımız ise çiftçilerimizin zamansız yaptığı ilaçlamalar… Onları da düşünüyoruz. O da bir geçim kaynağı ve ilaçlamazsa kendi zararlarına olacak. Ancak bilinçsizce ilaçlama ile hem kendine zarar veriyor hem de doğaya zarar veriyor. Onların bu konuda biraz daha bilinçli olması ve araştırarak iş yapmaları bizim için çok çok önemli” ifadelerini kullandı.
Muhabir-Kameraman-Haber/Göktuğ Doğukan Yüksel