Türk Eğitim-Sen Yalova Şubesi yönetimi de PTT’ye giderek mektuplarını TBMM’ye gönderdi. Artık sorunlarının çözüme kavuşturulmasının zamanının geldiğini bu anlamda bir kez daha sorun ve taleplerini içeren mektuplarını Ankara’ya gönderdiklerini, hükümetin öğretmenlerin meslek kanunu hakkındaki taleplerine artık kulağını kapatmayı bırakmasını istediklerini belirten Türk Eğitim-Sen Yalova Şube Başkanı Mustafa Deviren, “Sayın Milletvekilim; Öğretmenlik Meslek Kanunu ilk kez 23 Ekim 2018 tarihinde 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nin tanıtım toplantısında dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK tarafından kamuoyuna duyurulmuştu. Bunun ardından Türk Eğitim-Sen olarak öğretmenlere yönelik bir kanunun çıkarılmasını olumlu bulduğumuzu ancak kanunun içerisinde öğretmenlerin tabi olduğu tüm süreç ve mevzuatın yer alması gerektiğini bildirmiş, 5 yıllık süreç içerisinde kanunda neler olması gerektiğine dair çok ciddi gayret ortaya koymuştuk. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki süreç içerisinde Anayasa Mahkemesi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal etmiştir. Bu gelişmenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı kanunun yeniden düzenlenmesi için bir çalışma başlatmıştır. Yeni ÖMK düzenlenmesinin kamuoyuna duyurulmasına kısa bir süre kala, siz kıymetli vekillerimizin bu kanunun öğretmenlerin taleplerine kulak verilerek, hayata geçirilmesi noktasında bizlere destek olmanızı istirham ediyoruz. Bu nedenle kanunda yer almasını arzuladığımız düzenlemelere biz eğitimcilerle birlikte sahip çıkmanız en büyük temennimizdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak şekilde düzenlenmesi mesleki açıdan bir gerekliliktir. Bu kapsamda, tüm öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesi, öğretmen atamalarının mülakat olmadan ve KPSS başarısı esas alınarak yapılması, kariyer basamaklarının sınav yerine hizmet yılı esasına göre belirlenmesi, mazeret tayinleri başta olmak üzere, tayinlerde yaşanan problemleri giderecek nakil sistemi kurulması, liyakati esas alan ve adalet zemininde yürüyen yönetici atama sisteminin yasal zeminde ihdas edilmesi, öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleri için gerekli tedbir ve teşviklerin hayata geçirilmesi son derece önem arz etmektedir. Bu sebeple de Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda beklentilerimizi karşılayacak düzenlemelere yer verilmesi gereklidir. Şöyle ki; Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenebilmesi için, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda mutlaka cezaların artırılmasına, şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasına, özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Öğretmenlik mesleğine yönelik genel kaygılar ortadan kaldırılmalı, buna ek olarak maaş ve özlük hakları günümüz ekonomik koşullarına ve öğretmenlik mesleğinin itibarına uygun şekilde belirlenmelidir. Türkiye’de öğretmen istihdamı ile ilgili ihtiyaç analizi yapılmalıdır. Bu konuda MEB ve YÖK koordineli bir şekilde süreci yürütmeli eğitim fakültelerinin sayısı ve kontenjanları buna göre belirlenmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve tüm öğretmenlerin kadrolu şekilde istihdam edilmesi sağlanmalıdır. Öğretmen liseleri tekrar hayata geçirilmelidir. Zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenler ekonomik ve özlük hakları açısından teşvik edilmelidir. Zorunlu hizmet alanlarında görev yapan eğitim çalışanlarına 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde vaat edildiği üzere teşvik ödeneği ödenmelidir. Öğrenim özrü, kendi alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans ve doktora öğrenimine devam edenler için geri getirilmelidir. Özellikle eş durumu atamalarında anayasanın koruması altında olan aile bütünlüğünün sağlanması açısından toplumu oluşturan ailenin bir arada tutulması zamana ve şarta bağlanmamalı, özür grubu atamalarında kolaylık sağlanmalıdır. Liyakati esas alan yazılı sınav esasına dayalı yönetici atama sistemi kurulmalıdır. Sınavla öğrenci kabul eden okullara yönetici ve öğretmenler de yazılı sınavla alınmalıdır. Eğitim kurumu yöneticilerine; yönetici olarak il dışı tayin hakkı verilmelidir. Eğitim kurumu müdürlüğü ikinci görev kapsamından çıkarılarak asli görev haline getirilmelidir. Doğal afet durumlarında afete maruz kalan bölgelerdeki öğretmenlere teşvik edici tedbirler alınmalıdır. Her yıl öğretmen atamaları standart bir takvim doğrultusunda gerçekleştirilmeli ve 1 Eylül’de göreve başlayacak şekilde düzenlenmelidir. Eğitim Fakültesi son sınıfta yapılan öğretmenlik uygulaması stajı süresince öğretmen adaylarının sigortalanması ve asgari ücretin en az yarısı kadar ücret verilmesi gündeme alınmalıdır. Öğretmen kariyer basamakları sistemi sınavsız olmalıdır. Mesleki kıdemi 5 yıl olan öğretmenlere Uzman, 5 yılını tamamlamış Uzman Öğretmenlere de Başöğretmen unvanı verilmelidir. Yüksek lisans ve doktora öğrenimi bu sürelerden düşülmelidir. Hiçbir öğretmen Başöğretmen unvanı almadan emekli olmamalıdır. Mesleki kıdemi 20 yıl ve daha fazla olan öğretmenlerin uzman öğretmenlikte bekleme süresi kaldırılmalı, Başöğretmen unvanı verilmeli ve tazminatı ödenmelidir. Öğretmenlik kariyer basamakları sisteminin getirmiş olduğu mali haklar emeklilik sistemine de yansıtılmalıdır. GİH sınıfında görev yapan yöneticilere görev ve sorumlulukları gereği, ücret dengesizliğini önlemek için, kıdemlerine bağlı olarak uzman öğretmen ve başöğretmen tazminatları yansıtılmalıdır. Ücretli öğretmenlik, özel öğretim kurumlarında geçen süreler, PİKTES kapsamında görev yapılan süreler, uzman ve başöğretmenlik için gerekli kıdem hesabında sayılmalıdır” dedi.