Geçtiğimiz günlerde öğretmenliğin yanında uzun yıllar çevreci kimliği ile gazetecilik yapan değerli büyüğüm Faruk Tezcan ile Gökçe Barajı ile ilgili koyu bir sohbet gerçekleştirdik. Yalova’nın su ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajı hakkında önemli paylaşımlarımız oldu. Bu paylaşımlardan bir tanesi dikkatimi çekti. Bu konuda siyasilerin yapması gerekenler olduğunu gördüğüm için konuyu gündeme taşımak istedim. Bu konuyla ilgili Faruk Ağabeyde zamanında bir yazı kaleme almış. Ancak bu konuda kamuoyu oluşturulması gerekli.

Gelelim konumuza…

Yalova’nın az önce belirttiğim gibi su ihtiyacını karşılayan tek yer Gökçe Barajı. Bursa sınırlarından doğup bu baraja su taşıyan dere Gemlik Haydariye köyü içerisinden geçmekte. Dere yatağının çevresinin durumu içler acısı. Sudüşen Şelalesi ve etrafında da durum farksız. Baraj havzası olan bu alanlarda kirlilik yaratacak her türlü işletme yasak. Ama bunu ne takan var ne de denetleyen. Bölgede çay bahçeleri, restoranlar ne ararsanız var. Bilin bakalım bunların pis suları nereye akıyor? Evet bunların tüm pis suları bizim su kaynağımıza akıyor.

Yalova olarak biz bu bölgeye karışamıyoruz çünkü Bursa ili sınırları içerisinde. Suyu, Bursa kullanmadığı için denetim yok. Suyu kullanan, Yalova olduğu için havzanın en azından denetimi Yalova’ya verilmeli. Çünkü bu suyu kullanan bizleriz. Başta milletvekillerimiz olmak üzere Sayın Valimizin de, Faruk Tezcan ağabeyimin bizzat yaptığı incelemeleri dinlemelerini ve hatta birlikte yerinde görmelerini tavsiye ediyorum.

Ortaya çıkan bu kirlilik nedeniyle o suyu temizlemek için Gökçe Barajına gelen su evlere ulaşmadan önce birçok işlemden geçiriliyor. Temizlenen kadar yapılan her bir işlem kimyasala maruz kalmamız anlamına geliyor. İşin bu boyutunu da düşünmeliyiz. Birde oradaki denetimsizlik sadece suyumuzu kirletmiyor kaynağımızın da yavaş yavaş yok olmasına sebep oluyor.

Bu sadece benim, onun ya da belli bir bölgenin değil tüm Yalova’nın sorunu. Hep birlikte hareket ederek bu konuda önlem alalım.