Tanrıkulu, enflasyon karşısında maaşların eridiğine dikkat çekerek, “TÜİK‘ in temmuz ayına ilişkin enflasyon verileri açıklandı. Buna göre temmuz ayında mal ve hizmet fiyatları ortalama %3,23 oranında artarken yıllık enflasyon da %61,78 olarak belirlendi. Geçtiğimiz ay memur ve emekli maaşlarına yılın ikinci yarısı için %10 oranında artış yapılmıştı. Temmuz enflasyonu ile birlikte altı ay için verilen zammın üçte biri daha ilk ayda erimiş oldu. Mutfak masrafları, doğalgaza, elektriğe gelen zamlar ve kiralar dikkate alındığında memurların cebine yansıyan gerçek erimenin çok daha yüksek olduğu görülüyor” dedi.
HÜR-SEN olarak memurların ve emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıların hafifletilmesi için gerekli adımların atılmasını talep ettiklerini belirten Tanrıkulu, hükümete çağrıda bulunarak,
“TÜİK verilerine değinmişken bir de diğer verilere değinelim; ENAG Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Temmuz ayında %5,91 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise %100,88 olarak gerçekleşti. ENAG’ın enflasyon tespiti ile TÜİK arasında aylık %2,98, yıllık ise %39,1 fark var.
Yüksek enflasyon; ülke içinde paranın değerinin düşmesi ve alım gücünün azalması nedeniyle özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı zorlamaktadır. Enflasyonist dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha yüksek oranlı maaş zammı yapılsa da maaşlardaki artışlar enflasyon dolayında kaldığı sürece emeği ile geçinen kesimin hayat standardının düşmesine neden olmaktadır.
Bu tür durumlarda çalışanların alım gücünün korunması ve artırılması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Aksi halde ekonomideki bütün olumsuz gelişmeler dar ve sabit gelirlilerin yapacağı fedakârlığa bağlı olarak aşılmakta, her dönemde zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmektedir. Bu nedenle artık memur ve emeklilerimizin üzerindeki ekonomik yükü hafifletmenin vakti gelmiştir. Memur ve emeklilerin üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu önce maaşları açlık ve yoksulluk sınırından kurtarmak sonra maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapmaktan geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu ise refah payı ödemesidir. Bu nedenle artık maaşlara ek zam yapılması da bu ekonomik şartlar altında zorunlu hale gelmiştir.
Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara ek zam verilmesi, refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşımaktadır.
Temmuz ayı enflasyonuyla birlikte memur ve emeklilerimizin %10 zamla bu dönemi atlatamayacağı görülmelidir. Bu nedenle çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç vardır.
Yanlış tespit edilen veya manipüle edilmiş enflasyon rakamları, millete topyekûn ihanettir. Memurun, emeklinin, işçinin, hülasa tüm halkın cebinden çalmakla eş değerdir.
Biz, HÜR-SEN olarak, mücadeleyi ve her şart altında doğrudan yana olmayı seçiyor, halka topyekûn ihanete HAYIR diyoruz” ifadelerine yer verdi.
Bülten