Kaç yıldır terzilik mesleğini sürdürüyorsunuz?
50 sene oldu herhalde, çıraklığı saymazsak belki de daha fazla. Çıraklıkla beraber bakarsak 60’ı bulmuştur da. Ama iş yeri çalıştırma ruhsatım 50 senedir var yani.
Mesleğiniz aile mesleği mi yoksa kendi çabanızla mı öğrendiniz?
Usta-çırak ilişkisi. Biraz haylazdık ve ondan okuyamadık. Babam beni önce ayakkabıcılığa verdi, baktım ki kunduracılık olmuyor, terzi çıraklığına başladık. Ondan sonra kalfa ve ardından usta oluyorsun tabi. Usta-çırak ilişkisi. Biraz haylazdık ve ondan okuyamadık. Babam beni önce ayakkabıcılığa verdi, baktım ki kunduracılık olmuyor, terzi çıraklığına başladık. Ondan sonra kalfa ve ardından usta oluyorsun tabi. Askere gidip geldikten sonra dükkan açtım, askere kalfa olarak gittim, askerden geldikten sonra iş yeri açtım kendime. O gün bugündür devam ettik ve artık sonlandırıyoruz mesleğimizi.
İşinizin en sevdiğiniz yönleri nedir?
Ben giyinmeyi seviyorum. Şimdi yaşımız ilerledi tabi de kravat ve takım elbise giymeyi çok severdim çünkü 70’li yıllarda revaçtaydı. 1970’lerde İspanyol paça vardı 32-34 paçalar ve takım elbiseler modaydı. Konfeksiyon gitgide geliştikçe bizim meslek grubu da biraz sarsıldı. Mesela eskiden müşterilerimizin büyük bölümü memur tabakasıydı. Savcısı, hakimi, bürokratlar ve milletvekili gibi müşterilerimiz vardı. Biraz zor bir meslek çünkü zaman zaman gerektiğinde 2-3 defa provaya çağırıyorsun ve insanların zamanı değerli olduğu için hazır giyimden üzerine kıyafeti deneyi alıyor ve kaliteye öyle çok bakmıyor. Kalite pahalı tabi çünkü kolay bir meslek yapmıyoruz, el sanatı çünkü. Konfeksiyonlar giyeceklerin düğmesini bile makinede dikiyor artık çünkü makineleşti bu sektör. Mesleğim tamir işine döndü artık, yok paça kıvır ya da daralt işimize gelmiyor çünkü bu mesleği ben zamanında yaparken, müşterimizden tamir işi için para bile almazdık. Artık bir sürü iş yeri tamirle geçiniyor, büyük firmalar bile pantolon tadilatı yapıyorlar. Onun için, bundan sonra bir 10 seneye kadar artık yetişen çırak olmadığı için bu meslek biter. Eskiden kundura yapıyordu ayakkabıcılar ve bitti o meslek artık. Kundura yapan yok artık ve o meslek artık tarihe karıştı. Bizim meslek de 10 sene sonraya kadar tarihe karışır. Artık devam etmez çünkü çırak yetişmiyor artık ve bir çırağın yetişmesi için 20 sene lazım. Uzun vadede kimse çocuğunu böyle bir meslek grubuna yetişmesi için vermez. O yüzden zor. Biz 0’dan yapıyorduk kıyafetleri, kesiyorduk, biçiyorduk ve prova yapıyorduk. Bizim işimiz bu, öyleydi.
Kapatma kararını neden aldınız ve nasıl ortaya çıktı?
Artık yeterli gördüm. Biraz özgür kalmak istedim çünkü iş yeri insanı bir yere bağlıyor. Sabah geliyorsun ve akşam gidiyorsun. Zaten belli bir yaştan sonra sıkıntı oluyor. Dükkanım bir zamanlar siyaset meydanı gibiydi, burada akşamları, öğleden sonra siyasetçiler gelir ve siyaset konuşurlardı. Ondan dolayı, buraya alışan arkadaşlar biraz sıkıntı çekecek maalesef ki.
En ünlü, bilinen ve tanınır müşteriniz kimdi?
Muharrem İnce vardı. Barbaros Binicioğlu, Yakup Koçal, Özcan Özel, İhsan Sabri Çağlayangil ve artistlerden Salih Güney. Zamanının siyasetçileri hep buradan giyinirdi. Savcısından hakimine ve üst düzey bürokratlar müşterilerimdi.
Diktiğiniz en ilginç giyim ürünü neydi?
Smokin, kruvaze giyim ürünleri dikerdim. Erkek giyim ürünleri zaten bellidir. 2-3 tane şey vardır zaten onun dışında bir şey yapmazdık. 3 tane düğme ve bir takım, en klasik giyim ürünümüzdü. Aralarında spor ve gündelik giyim ürünleri vardı.
Bundan sonraki hayat planlarınızda neler var?
Herhangi bir hayat plan-programım yok şu anda. Hayat ne getirirse. Bundan sonraki süreçte artık emekliliğimi yaşamak ve biraz özgür olmak istiyorum. Sık sık gezilere katılmak ve kendime vakit ayırmak istiyorum.
Terzi olmasaydınız ne olmak ya da hangi mesleği seçmek isterdiniz?
Artist olmak isterdim. Oyuncu ya da drama sanatçısı olmak isterdim. Ben olamadım ama oğlum oyuncu oldu. Kendisi Seçkin Zenginler’dir. Tiyatro ve dizi oyunculuğu yaptı, reklamlarda oynadı.
Bu mesleğin altın kuralı nedir, en çok hangi kuralı uyguluyordunuz?
1970-80’ler arası bu meslek çok popülerdi. Ben bu meslek sayesinde kendime araba aldım, Avrupa seyahatlerine çıktım. Bu meslekten kazandığım parayla İtalya’ya, Venedik’e, Roma’ya ve Bulgaristan’a gittim. O zamanlar meslek çok revaçta olduğundan para kazanıyorduk. 1980’lere kadar iyiydi ve ondan sonra konfeksiyon sektörü yavaş yavaş ivme kaybetmeye başladı.
Sizce gelecekte terziliğin durumu ne olacak, ilerde devam etme ihtimali var mı?
Bu mesleğin 10 yıl içerisinde tamamen biteceğini düşünüyorum. Ama yine de bir ürünü internetten almak başka, terziden diktirmek bambaşka ve bana göre internetten giyim alışverişi yapmak sağlıklı değil. Baktığımızda, şu anki en yaşlı terzi 50 yaşındadır tahminimce.
Müşteri portföyünüz ağırlıklı olarak nedir?
Hakim, savcı, bürokrat, memur ve siyasetçi gibi üst düzey insanlardı. Kendim de Muharrem İnce’nin daha milletvekili olmadan önce İl Başkan Yardımcılığı’nı ve 30 yıl boyunca Terzi ve Konfeksiyoncular Odası Başkanlığı’nı sürdürdüm.
Tuğba ALTIN – Haber Muhabiri