Su içtiğimiz plastik şişelerde olduğu herkesçe biliniyor. İçme suyumuzda olduğu da dillendirilmeye başlandı. Barajları dolduran yüzey sularında bol miktarda nano ve mikroplastik olduğu yapılan  bilimsel araştırmalarda ortaya kondu.

TTB’nin 2023 Dünya Çevre Günü mesajında “…Bu çalışmaların sonucunda besinler ile ve solunum yolu ile insan vücuduna alınan nano ve mikroplastiklerin, karaciğer, böbrek ve bağırsakta biriktiği gösterilmiş ve kimyasal yapılarına göre infertilite, obezite ve kanserlere yol açabileceği bulunmuştur…” deniliyor.  Daha açık nasıl söylenir ki.

Bu duruma bizim tek su kaynağımız Gökçe Barajı’nda sağlığımıza zararlı olan nano ve makro plastik partiküllerim miktarının ne olduğu şimdilik bilinmiyor..  Henüz hiçbir üniversitenin araştırma konusu olmadı. Yalova Üniversitesi’nde bu araştırmayı yapacak bir bölüm yok. Üstelİk Gökçe Barajı’nda diğer barajlara göre daha çok partikül olması muhtemel. Çünkü üst kodunda Termal ilçesi var. Giderek artan nüfusuyla Termal ilçesindeki asfalt yollarda aşınan oto lastiklerinden kaynaklanan nano ve mikro plastik partiküller nereye gidiyor dersiniz. Başka kirleticileri yazmaya gerek yok.

faruk-tezcan-gökce-baraji-haber (1)Bu durumda barajı taşımaktan başka bir yol yok. Çünkü barajımızda bu partikülleri bertaraf edecek bir arıtma ve fiitreleme sistemi yok. Ne kadar plastik partikül olduğunu ölçecek bir sistem de yok.  Bu sadece Gökçe Barajına özel bir durum değil yaptığım araştırmaya göre Türkiye’de ki barajların hiçbirinde yok.  Bazı üniversitelerimiz tarafından çeşitli illerdeki barajlarda yapılan tespit çalışmaları var sadece.

Gökçe Barajı’nı Termalin plastik partikül baskısından kurtarmanın tek çaresi var. Barajımızı daha yüksek kotlara taşıyalım. Gökçe Barajı’nın üst kotlarında  hazırlıkları süren  ikinci Gökçe Barajı (Çağlayan Barajı)projesi var.  İkinci değil hatta üçüncüsünü bile düşünelim. Kapasitelerini de büyük tutalım. Sorunu böyük ölçüde çözmüş oluruz. Teknik ve mali sarunlarını çözebilirsek ne güzel olur değil mi?

Alın size ilimizle ilgili güzel bir öneri. Bu önerinin bir başka güzel tarafı da var.  Üst kotta yapılacak barajlardan yüksekliği dolayısıyla mevcut arıtma tesisine su kendiliğinden gideceği için aylık 1 milyon lira elektrik masrafından da kurtulmuş oluruz.

Atıl kalacak şimdiki Gökçe Barajı’nı da tahsis edin sanayi tesislerine gitsin… Dağ taş dolaşıp su aramaktan kurtulsunlar.  Arıtmalarını da kendileri yapsın artık. Bizim arıtılmış suyumuza  göz dikmesinler.

Geriye bir tek şey kalıyor.  Her yıl yağmur duasına çıkıp bol yağmur yağması için dua etmek.

PLASTİK ÇAĞI DÜNYAMIZIN SON ÇAĞI OLABİLİR Makale: PLASTİK ÇAĞI DÜNYAMIZIN SON ÇAĞI OLABİLİR

Editör: Arda Yavuz