Yalova Gazetesi’nin en özel serilerinden olan “Ahilikten Ahirliğe” tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak Rüstempaşa Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Elif Güzel Salonu’nu işleten Estetisyen Zeki Tanıl ile serimiz kapsamında samimi bir görüşme yaptık.
“Bulgaristan Yalova’ya 23 Nisan 1970 tarihinde geldik”
Kendisini tanıtan güzellik uzmanı Zekiye Tanıl, “1961 Bulgaristan doğumluyum. Evliyim, 3 kızım ve 2 tane kız torunum var. 35 seneye yakın bu meslekteyim. Aynı zamanda Güzellik Uzmanı ve Estetisyenim. Bire bir çalışıyorum ama genellikle personeller ile devam ediyoruz. Şuan devam ettirdiğimiz konular güzellik ve estetik üzerine… İnsanlarla, özellikle bayanlarla iç içeyiz. İnsan işini sevdikten sonra zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor. 35 sene dedim ama sanki 4-5 yıl geçmiş gibi hissediyorum. Hala heyecanlı bir şekilde işime geliyor ve devam edebiliyorum” dedi ve 23 Nisan 1970 tarihinde Yalova’da geldiğini belirtirken, “Kolay bir süreç olmadı. Uzun bir süre sıkıntılarımız oldu ama çok şükür ailece aştık. Küçük yaşta hem okudum hem çalıştım. Bu mesleğe de hevesim çoktu. Ama evlilik olduğu için hemen başlayamadım. Kızlarım yakın aralıklarla doğdu. Çocuklar anaokuluna başladıktan sonra bu mesleğe eşimle başladım. Eşimle kozmetik üzerine iş yerimiz vardı, güzellik konusunda da meylettiğim için kurslara başladım. Hem ürün satışı hem de cilt bakımı ile devam ettik. 3 kızım var demiştim. Hepsi okudu çok şükür. Büyük kızım psikolog, ortanca kızım 10 senedir benimle çalışıyor, şu anda en büyük desteğim ortanca kızım. Küçük kızım tiyatrocu, İstanbul’da tiyatro yapıyor” ifadelerini kullandı.
“Makyöz olarak devam ediyorum”
Kadınların kozmetiğe meraklı oluklarını söyleyen Tanıl, “Kadınlara artı hizmet vermek daha da cazip geldi. Önce 3-4 aylık kurslara gittim. Cilt bakımıyla başladım, birkaç makine aldım. Baktım bu işi iyi yapıyorum, seviyorum ve hevesliyim. Devamını da getirdim. 30 metre kare ile bir dükkanda başladım, sonra 60, en sonda 150 metre kare dükkanla devam ediyorum. En az 3-4 aşama değişerek geçti. Güzellikle başladıktan 5 yıl sonra da kuaförü ilave ettik. Ben bu işi 88-89’dan beri yapıyorum kuaförü sanıyorum 95-96 yılında devreye soktuk. Çünkü güzelliğe daha insanlar adapte olamamıştı. Cilt bakımları yapılıyordu ama daha çok saça adapte vardı. Eğitimini aldım ama bire bir girmedim. Çalışan arkadaşlarımız vardı, onlar devam etti. Çok güzel ilişkilerimiz oldu. Ama uzun yıllar geçince beni çok yordu. Artık saça girmemeye başladık. Artık makyöz olarak devam ediyorum. Ekibim çok iyi. Çok kişi yetiştirdim Yalova’da” şeklinde konuştu.
“Biz biraz seçiciyiz”
Kız Meslek Lisesi’nde Güzellik ve Kuaför Bölümü’nün olduğunu belirten Tanıl, “Biz genelde oradan stajyer öğrenci alıyoruz. Bize öğretmenleri ile beraber başvuruyorlar. Biz biraz seçiciyiz. Ben daha da seçici olmaya başladım. Hevesli çocuklar ile çalışmaya çalışıyorum. Bu işi yapabilecek, yapamayacak kişileri ayırt edebiliyorsunuz. Çok kişiyi başka mesleklere yönlendirdiğim oldu ama çok meraklı ve istekli çocuklarda devam ettirdim. Bazı kızlarımız evlendi bıraktı. 3-4 tane hala benimle devam eden kızım var. Dediği gibi kızımda benimle 10 senedir çalışıyor. Ben biraz yönetici pozisyonuna düştüm. 16-17 senedir bizimle çalışan bir kızımız var. O da bize, Kız Meslek’ten gelmişti. Stajyer olarak başlamıştı. Bizimle çalışmaya devam edip usta oldu. Kursiyer olarak çalışanlar da var ama ben onları tercih etmiyorum. Hep okuldan tercih ediyorum. Çünkü onları eğitmek daha kolay ve merakı olması önemli. Baştan o mesleği seçtikleri için bizde de gelişiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Z kuşağı çok zor”
Kendi işletmesine farklı dönemlerde gelen stajyerleri karşılaştıran Tanıl, “ Z kuşağı çok zor. Şu anda dejenere olmuş bir toplum içindeyiz. “Ben her şeyi biliyorum” diyor. Senin emrine girmek istemiyor. Kızmak diye bir şey bizde yok zaten. Rica ve minnet ile çalışıyorlar. Teşekkür ediyoruz. Bunları bu şekilde adapte etmeye çalışıyoruz. Eğer hevesliyse gerçekten çok uğraşıyoruz. Kızarak, bağırarak, söverek… Artık o dönemler geçti. Eskiden çırak-usta ilişkileri daha kötüymüş. Biz ezmiyoruz. Tam tersi yüceltiyoruz. Son 10 senede çok değişti. Daha uyumlulardı. İşini seven daha çok sarılıyordu. Şu anda da biz seçici olduğumuz için sorunu en aza indirgedik” dedi.
“Bakım, yeme ve içme gibi”
Cilt bakımının 9 yaşından 100 yaşına kadar herkese yapılabileceğini söyleyen Tanıl, “Erkek ve kadın fark etmez. Cilt bakımı… Adı üzerine temizlik. Yeme ve içme gibi. Günlük bakım vardır, aylık bakım vardır ve yıllık onarıcı bakımlar vardır. Bunlar sınıflandırılır, doğrusu budur. Günlük bakım kişiye özeldir. Saçını tararsın, dişini fırçalarsın, cildini temizlersin ve güne başlarsın. Ayda bir de cildin ihtiyacı olan arınma, temizleme, onarma dediğimiz aylık bakımlar vardır. Bunları her ay yaptıramazsanız bile 2-3 ayda bir yapılmasını tavsiye ediyoruz. Bir de onarıcı bakımlar vardır. Bunlar ürünler ve makinalarla yaptığımız bakımlardır. Bunlar nedir? Organik bakım, medikal cilt, makine ile yaptığımız bakımlar oluyor. Bu işin sırrı tekrar. Bir kere onarıcı bakım yapıp bir daha yapmamak diye bir şey yok” şeklinde konuştu.
Muhabir/Göktuğ Doğukan Yüksel
Kameraman/Göktuğ Doğukan Yüksel