Baraj ve göletlerin su depolama ve iletim amacıyla inşa edildiğini belirten DSİ yetkilileri, bu alanların serinlemek için uygun olmadığını vurguluyor. Derin su seviyeleri, ani derinlik değişimleri, sürüklenmeler ve suda bulunan gizli tehlikelerin, bilinçsizce yapılan serinleme faaliyetlerinde ciddi riskler oluşturduğunun altını çiziyor.

TEHLİKELER NELER?
Baraj ve göletler, engebeli zemin yapıları ve ani derinlik değişimleri ile boğulma riskini artıran özelliklere sahip. Akarsuların getirdiği balçık benzeri malzemeler zeminleri kaygan ve çekici hale getiriyor. Üstelik, bu tesislerde depolanan suyun düşük sıcaklığı, ani kramp ve hipotermi riskini yükseltiyor. Tatlı suyun deniz suyuna göre daha az kaldırma kuvveti sağlaması da tehlikeyi arttıran bir diğer etken. Sulama kanalları ise farklı riskler taşıyor. Trapez kesitli ve eğimli yapıları nedeniyle bu kanallara giren kişilerin çıkması son derece zor. Yan duvarların yosunlanması, kayganlığı artırarak bu zorluğu daha da büyütüyor. Ayrıca, yüksek akış hızı nedeniyle güçlü akıntılar profesyonel yüzücüler için bile baş edilemez hale geliyor.
FİZİKİ TEDBİRLER VE VATANDAŞ UYARILARI
DSİ Genel Müdürlüğü, su depolama ve iletim tesislerine yönelik fiziki tedbirler alarak, uyarı levhaları ve tel örgüler ile vatandaşları bu alanlardan uzak tutmayı hedefliyor. Ancak, alınan tedbirlerin yanı sıra vatandaşların da bu tür girişimlere karşı dikkatli olması gerekiyor. Tesislere girildiğine şahit olan kişilerin, gerekli uyarılarda bulunması ve sonuç alınamaması durumunda güvenlik güçlerine bilgi vermesi hayati önem taşıyor.
DSİ’DEN HAYATİ UYARI
DSİ yetkilileri, su depolama ve iletim tesislerine girilmemesi gerektiğini kesin bir dille vurguluyor. Bu tesislerde yüzmenin ve serinlemenin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirten yetkililer, halkın can güvenliği için uyarıları dikkate almasının önemine dikkat çekiyor. Vatandaşların bu konuda bilinçli olması ve DSİ’nin uyarılarına riayet etmesi, yaşanabilecek kazaların önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.

Editör: Arda Yavuz