Sezgin Altınel: Size yedi kardeş çınarın öyküsünü anlatacağız. Size yedi heybetli çınarın öyküsünü anlatacağız bugün. Buraya Çifte Çınarlar deniyor ancak çift sayıda bir çınar yok burada, 7 tane var. Bunun da aslında biraz acıklı bir öyküsü var. 8 birbirinden ayrılmayan kardeş bir araya geliyorlar ve Kocadere’ye 8 tane Çınar fidanı ektiklerinde büyüyorlar ve Çifte Çınarlar da kardeş gibi gökyüzüne uzanıyor. Fakat, ne zamandır bilinmez tarihi noktasında kesin bir netlik de yok aslında. Bir balıkçı, denize açılmak için kendine bu 8 ağaçtan birini keserek balıkçı teknesi yapıyor. Tabi, balıkçı kayığıyla çok övünüyor ama, bu kalan diğer 7 çınarın acısı dile nasıl gelecek belli değil. Balıkçı avlanmak için denizin çarşaf gibi olduğu bir havada denize açılıyor. Fakat, bir anda azgın dalgalar balıkçı teknesini suların dibine gömüyor. Sonra da Kocadere köyünde hiç kimse ağacın dalına bile dokunup herhangi bir şeyi bu ağaçlardan yapmıyor. Buranın böyle bir efsanesi var. Köyde çoğu insan efsaneyi farklı anlatıyor. Bu köyün az çok yerlilerinden biri olarak, kendi ailemden duyduğum hikayesi de şu şekilde:
Çifte Çınarlar efsanesinin farklı farklı hikâyeleri var çünkü sürekli kulaktan kulağa geldiği için kime sorsanız size farklı bir hikaye anlatabilir. Ben kendi ailemden duyduğum hikâyeden de size bahsetmek istiyorum, anneannemden duyduğum. Kendisi kaynatasının bu ağaçlardan birini köyün ağasıyken kestiğini ve o sene 7 tane balıkçı teknesi yani şu anda burada kalan çınar ağacı sayısı kadar kendisine ait olan balıkçı teknesinin battığını bana söyledi. Ve o günden beri de yine bu çınar ağaçlarından düşen herhangi bir dal herhangi biri bir yerine dokunup keserek yakacak olarak kendi dalı yaşlanıp düştükten sonra bile hiç kimse herhangi bir işinde bu ağaçların hiçbir parçasını, malzemesini kullanmıyor. Şimdi, böyle güzel bir efsaneye sahip olunan bu noktada maalesef karşılaştığımız bazı üzücü görüntüler var. Yalova’nın turizm envanterine girmiş, bu tarz kitaplarda bahsedilen böyle bir lokasyonun bir kere yeri belli değil. İnternette herhangi bir bilgiye ulaşamıyorsunuz, çok fazla bilgi yok. Sadece, bir takım ağaçların koruma altına alındığını ve bu mevkiinin de koruma altına alındığı belirtiliyor ancak buraya baktığımızda herhangi bir koruma söz konusu mu değil mi açıkçası köylünün kendi koruması karşısında çok fazla bir korumanın söz konusu olmadığını görüyoruz ve çınarların etrafının bakımsız ve çer çöp içinde kaldığını gördüğümüzde maalesef üzülüyoruz. Yalova’da çok güzel efsanelerimiz var. Bunlara sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum ve bu Çınar efsanesine sahip çıkıp gerekli anlatının yapılması kanaatindeyim. Burası, bir turizm noktası olarak farklı yerlerdeki tarihi ağaçlar gibi değerlendirilebilir. Ancak, buraya geldiğinizde herhangi bir tabela ile vs. karşılaşmıyorsunuz. Çifte Çınarlar neresi? diye size sorulduğunda tarif etme noktasında gerçekten çok zorlanıyoruz. Yol üstünde, alelade bir ağaç kümesi gibi öylece serbest bırakılmış. Biz, yerini bildiğimiz ve buranın yerlileri ile tanışıklığımız olduğu için burayı çok rahat bulduk. Ama bir araştırmacı olarak gelseydik, sanırım uzun süre arayacaktık diye düşünüyorum.
Sunucu/Sezgin ALTINEL
Kameraman/Duygu SARAL