Olayın gelişimi aynen şöyle olmuştur:

Önceden şahsen tanımadığım ilgili basın muhabiri beni telefonla arayarak, Yürüyen Köşk bahçesindeki pano (tabela) metninin değiştirildiği hakkında kendilerine şikayetler ulaştığını ve bu konuda bilgi almak istediğini söylemiştir. Bunun üzerine sözkonusu şikayetler ve pano hakkında hiçbir bilgimin olmadığını, ama isterse Yürüyen Köşkün hikayesi hakkında genel bilgi verebileceğimi söyledim ve Köşkün kısaca öyküsünü anlattıktan sonra, gazetecinin Köşk’ün bir dal kesmemek için yürütülmesinin önemli olup, olmadığını sorması üzerine ise “Bence önemlidir ve yazılmasında yarar vardır!” yanıtını verdim. Telefon kapandıktan sonra kendisine etraflıca bilgi edinmesi için, Yürüyen Köşkü konu ettiğim “Dört Efsane Çevreci” kitabımın kapak sayfasını gönderdim. Başka bir görüşmem olmadı.

Bu konuşmadan iki gün sonra, gazetedeki haberi ilk kez gördüğümde, manşet ile içeriğin uyuşmadığını hemen fark ettim. Çünkü bana ilk konuşmamızda gazete tarafından gönderilen pano fotoğrafında Atatürk adının metin içinde 3 kez geçtiği açıkça görülmekteydi. Diğer taraftan söz konusu panonun söylendiği gibi değiştirilmediği ve eski hali ile bahçede durduğu bilgisine ise, dernek üyesi arkadaşlarım aracılığıyla daha sonra ulaştım.

Özetle belirtmek gerekirse;

Tarafımdan bu haber için herhangi bir basın mensubu aranmamış olup, gazeteci beni aramıştır.

Gazeteciye sadece (!) genel olarak Yürüyen Köşk hakkında özet bilgi verilmiştir.

Gazetede adım verilerek tırnak içinde yazılan cümleler bana aittir ve gerçektir.

Manşette yer alan cümle (veya benzeri) tarafımdan hiçbir şekilde telaffuz edilmemiş olup, tamamen gazeteye aittir.

Atayadigarı Yürüyen Köşk ile ilgili böyle yanlış anlaşılmaya müsait bir haberde adımın kullanılmasına üzüldüm. Kamuoyunun bilgisine saygılarımla sunarım. 24.4.2023

Metin ERDOĞAN

Yürüyen Köşk Derneği Başkanı (YKD)

Araştırmacı-Yazar

Editör: Rümeysa Şahin