Yalova’da sanayicilerin bir tezi var ki, statükonun temsilcisi olan bazı medya grupları tarafından allanıp pullanıp Yalovalılara sunulmasın. Bu tezleri dillendiren en önemli isim ise aynı zamanda Akkök Şirketler Grubu’na ait bir fabrikanın da genel müdürü olan YTSO Başkanı Celal Özel. Termik santral süreciyle başlayan ağır sanayi karşıtı dalgalanmaya karşı kamuoyunda çeşitli dönemlerde ‘ince ayar’ veren Celal Özel’in görüşlerini geçtiğimiz günlerde CHP’nin YTSO’ya yaptığı ziyarette bir kez daha dinleme imkanı buldum.
Bir sanayici olarak Özel tabi ki belli bir kesimin görüşlerini dile getirecek. Ama bu tezlerin hepsinin bir karşılığı, bir başka vizyon, bir başka gelecek olabileceğini dile getirecek sivil toplum ya da siyasetçiler ortada yok.
O zaman bu söylemleri tek tek biz analiz edelim, ne demiş Özel, “Tarım sektörü sanayiden fazla kirletiyor” demiş mesela. Çevreye saygısı olmayan fabrikaların varlığını sürdüremeyeceğini söylemiş. Bunu, evet kimya sanayi çevreyi kirletiyor ama yasaların izin verdiği kadar, kimya kadar tarım sektörünün de çevreye zararı var, olarak açabiliriz. Herkes bilmelidir ki, Avrupa Birliği Çevre Faslı açıldığı zaman Türkiye’deki çevreye zararlı bir çok uygulamanın modernize edilmesi, bazılarının da kaldırılması, taşınması gündeme gelecek. Eninde sonunda olacak olan bu.
Körfez Köprüsü’nün devreye girmesiyle kentin büyük değişimler içine gireceğini belirten Özel, nüfusun artacağını ve yeni işkollarının bulunması gerektiğini, ancak bunun eğitim ve turizmden ziyade sanayi ile gerçekleşebileceğini ifade etmiş.
İlk kısmına katılmamak mümkün değil zira Körfez Köprüsü’nün bazı değişimleri Yalova’ya getireceği uzun zamandır dillendirilen bir konu. Ancak bunların somut olarak ortaya konulamadığını, yapılan kestirimlerin pek yüzeysel olduğunu söylemek mümkün.
Yeni işkollarının açılması gerektiği aşikar, zira %17’lere varan bir işsizliğin Yalova’da var olduğu bazı sendikaların çalışmalarıyla ortaya konulmuş durumda. Ülke ortalamasını aşan bu işsizliğin azaltılmasında belirleyici sektörün ise ağır sanayi mi, yoksa eğitim ve turizm mi olacağı işte tartışılır. Zira Yalova’nın toprakları çok kısıtlı ve çok değerli. Bu değerli topraklarda nüfus yoğunluğu zaten fazla ve ülkede km2’ye düşen yüzölçümünde ilk 10 şehir içindeyiz. Turizm tesislerinin sayısı artıyor, eğitim tesislerinin sayısı artıyor. 2023’te şimdikinin 3,5 katı kadar üniversite öğrencisi olacağını da bizzat Rektör Eruslu kendisi söylüyor. Rotamızı eğitim ve turizme hatta bilişime çevirmek varken, neden giderek daha az işçiyle daha teknolojik makinelerle üretim yapılan fabrikalar gözde olsun? Yalova’nın işsizlik sorununun çözümü için doğru adresin sanayi olduğuna kesinlikle inanmıyorum.
“Kaybettiğimiz fabrikaların yerine yenilerini koyamadık” demiş Celal Özel. Şunu hatırlatmak lazım ki dünyada da bu böyledir. İspanya’nın Bilbao’su bir zamanlar ağır sanayinin pençesi altındayken bu sanayi kuruluşlarının birer birer kapanması sonrasında çözümü kültür, sanat ve turizm kenti olarak yapılanmakta buldu. Guggenheim Müzesi ile şimdi dünyaca ünlü bir kültür kenti Bilbao. Yalova’da kapanan Akal ve Elyaf’ın yerine yenileri açılmıyorsa bu Yalova için bir kayıp değil, büyük bir dönüşüm fırsatının ilk emareleridir bana kalırsa.
Sanayi çalışanlarının artık geçmişe göre daha duyarlı olduğunu söyleyen Özel, Akkim çalışanlarının atık yağ toplayarak satışından elde edilecek gelirle ağaç dikme projesini örnek göstermiş. Tüm ağır sanayi sektöründe, dünyada gelişen çevre duyarlılığına karşı çevreci mesajlar vermek için bu tür projeler yürütülür. Kendilerine dünya kimya devi Dow’un Londra Olimpiyatlarına ana sponsor olmasına karşın Hindistan’da Bhopal’le ilgili tutumu yüzünden binlerce kişi tarafından protesto edildiğini hatırlatalım.
“Yalova’nın gelecek nüfusu kenti planlayanların elinde” demiş yine Özel. Bu tespitine %100 katılmamak elde değil. Körfez Köprüsü ve otoyol projelerinin ardından Yalova’ya bir göç beklendiğini ama gelecek olan nüfusun imar planlarıyla kontrol altına alınabileceğini söylerken haklı. Bu aynı zamanda Yalova siyasetçilerine de kentin menfaatlerini düşünmeleri ve öne çıkarmaları için bir uyarı. Ama nüfusu planlarken, hedefi doğru koymak, kentin vizyonuna uygun hareket etmek gerekli. Bu vizyon konusunda sanıyorum ki çevreciler ile sanayi odası başkanının yaklaşımı arasında temel farklılıklar olduğu da kabul edilmesi gereken bir gerçek.
Çevrecileri ve çevresel duyarlılığı hafiften küçümseyen ve bunları biraz da abartı bulduğunu çeşitli vesilelerle dile getiren Özel’in, termik santrale karşı tepki gösteren Yalovalıları sırf sindirmek amacıyla, sıradan insanlara sanayiciler tarafından açılan davalarla çevre mücadelesini parçalama stratejisine hiç değinmemesini ise vicdanla çok bağdaştıramıyorum. Ki bu mevcut yaklaşım tamamen apayrı bir yazı konusu olup, sadece sanayiciler bağlamında ele alınabilecek bir mevzu değil. Öte yandan YTSO Başkanlığının AKKÖK grubundan bir yönetici tarafından yürütülmesinin kimya sanayicilerine sağladığı avantajlar da bir başka yazı konusu.
Sayın Özel’in sorumlu bir başkan olarak YTSO’nun kurumsallaşmasına Akkök geleneğinden geldiği de göz önüne alındığında katkı sağladığı, hatta bunda başrol oynadığı şüphesiz. Yine de Yalova’nın gelecek vizyonu için sanayi dışı bakış açılarının ortaya konulması gerekiyor. Sanayici bakışının dile getirildiği kadar, çevreci bakışın da dile getirilmesi, ortak aklın demokratik bir şekilde ortaya konulması için olmazsa olmaz. Ne yazık ki yerel medyanın ve ulusal temsilcilerin tam bağımsız söylemlere yeteri kadar yer vermekten imtina etmesi -genel anlamda- ilin geleceği için tek bir senaryonun genel geçer kabul edilmiş gibi algılanmasına yol açıyor.
Gelecekteki Yalova için herkesin ortak noktalarda buluştuğu bir yeni yılın yaşanması dileğiyle tüm Yalovalılara mutlu yıllar diliyorum.