Kanunun mevcut söz konusu maddelerinde, yetkili seçim kurulları tarafından gönderilen ve Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu filigranı bulunan oy pusulalarının arkasının sandık kurullarının ihmaliyle mühürlenmemiş olmasının, oy pusulalarını geçersiz kılmayacağı öngörülmekte. Tahsin Becan ise verdiği teklifte, oy pusulalarının arkasında sandık kurulu mührünün bulunması, seçim ve oy güvenliğini sağlamaya yönelik ve sahte oy kullanılmasını engellemek amacıyla getirilen kontrol mekanizması olduğunu dikkat çekerek kanun teklifi verdi.
2017’de Mühürsüz Zarflarla Atı Alan Üsküdar’ı Geçti
Mühürsüz, lekeli, çizik zarfların seçim sonuçlarının güvenilirliğine gölge düşürdüğü gerçeğini yakın geçmişte yaşayarak “atı alanın Üsküdar’ı” geçtiğini hatırlatan Becan, teklifinin gerekçisinde şunları belirtti;
“Bugün siyasal partilere ve seçimlere ilişkin anayasal hükümlerin büyük ölçüde askıda olması, demokratik siyaset alanını daraltmakta ve demokratik toplum düzenini sürekli baskılamaktadır. Kanuni düzenlemeler nasıl yapılırsa yapılsın, seçim öncesi/esnası ve sonrası bütün faaliyetlerinde, Cumhur ittifakı partileri ve özellikle AKP, Devlet olanaklarını parti lehine sürekli seferber etmektedir. Seçim yasalarımızda, 2018 yılında 7102 sayılı Yasa ve 2022’de 7393 sayılı Yasa ile “serbest, adil ve eşit” seçim ilkesini zedeleyen köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca çoğunluğu elinde bulunduran siyasi partilerin kendi siyasi bekalarına yönelik partizan değişiklikler yapması olgusu da bu iki yasa ile kendisini göstermiştir” dedi.
Seçimlere Giden Yol, Eşit Ortam ve Olanaklar Sunmamaktadır
Milli Savunma Komisyonu üyesi Becan son olarak, siyasal partilerin eşit koşullarda yarışamaması ve ayrımcı düzenlemeler içeren seçim yasaları yüzünden demokratik siyaset alanını, muhalif partileri için sürekli daraltarak, seçimlere giden yolun eşit ortam ve olanaklar sunmadığını belirtti ve teklifi verme amacını şöyle aktardı:
“Teklif kabul edilirse mühürsüz, lekeli, çizik zarfların seçim sonuçlarının güvenilirliğine gölge düşürdüğü hususu ve toplumda bu açıdan geçmişte hâsıl olmuş olması nedeniyle derin kuşkuların gelecek seçimlerde önüne geçilmesini amaçladım. Herhâlde hiçbir partinin buna itirazı olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle seçimlerin ne zaman olacağı kadar hangi koşularda yapılacağı da hayatidir ” dedi.