Sevgili okurlarım bugünkü yazım yüce Mevlanın rızasına ve edebi kurtuluşa erebilmenin temel şartı imandır.

İman, Allah’ın varlığına ve birliğine, onun rahmet peygamberine, meleklerine, kitaplarına, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah’tan olduğuna gönülden inanmaktır.

Sevgili okurlarım iman aynı zamanda insanın Rabbine karşı samimiyeti ve ona verdiği sadakat sözüdür. Güven ve huzur içinde yaşama isteğidir.

Allah kuranda imanla salih ameli birlikte zikretmiş ve imanını salih amellerle güzelleştirenleri şöyle müjdelemiştir, “İman edip salih amel işleyenler bilmelidirler ki biz güzel iş yapanların karşılığını asla zayi etmeyiz.” (Kaynak: Kehf suresi ayet 30).

Sevgili okurlarım imanımızı kemale erdiren ise müminin en temel özelliği olan güzel ahlaktır. Kişi ahlaki erdemleri kuşanmak, kötü davranışlardan kaçınmak, mümin için vazgeçilmez bir sorumluluktur.

Allah resulü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır (Ebu Davud, Sünnet, 15), “Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlaken en güzel olanıdır.

Yüce Allah, kalem suresi ayet 4’te mealen şöyle buyurmaktadır, “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” diye övdüğü ve güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderdiği bir peygamberin ümmetiyiz.

Sevgili okurlarım Allah’ımız taha suresi ayet 75’te mealen kim ona salih ameller işlemiş bir mümin olarak gelirse, işte onlar için yüksek dereceler vardır.

Allah’ım senden güzel ahlakla bezenmiş sağlam bir iman ve ebedi kurtuluşa ulaştıracak ameller bahşetmeni istiyorum.

Sayın Erzurumlu İsmail kardeşimle muhabbet ediyordum. İnsanlık hakkında oda dedi ki, “Hocam iki evladım tam benim istediğim gibi” dedi. Bende söze karıştım, “Allah senden ve de evlatlarından razı olur inşallah. Onlar senden öbür alemde davacı olmazlar.” İkisi de tam İslami çerçevede yetişmişler. Amin.