Yılmaz, gerek küresel gerekse yerel ölçekte son yıllarda dünyanın ciddi bir değişim sürecine girdiği ifade ederek “ Modern dönemin kalıplarından sıyrılarak yeni bir düşünme, yaşama ve hissetme tarzı şeklinde ortaya çıkan bu yeni kültür en çok 18 ile 25 yaş arası gençleri etkilemektedir. Dünün gençlerinin de bugünün gençlerine en büyük eleştirisi bu değişim ve dönüşümün bir sonucu olan “dikkat dağınıklığı” veya “unutkanlık” belirtilerinin günlük hayata yansımaları olabilir” şeklinde konuştu.

  Ölçülü kullanılmayan teknoloji, aile içi ilişkilere zarar veriyor

  Teknolojinin gelişiminin sağladığı hız ve işlem kolaylığı ile internetin daha fazla tercih edildiğinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, “Bu durum ekran karşısında geçirilen sürenin artması sonucunu doğurmaktadır. Ekran karşısında geçirilen sürenin uzunluğu da doğrudan veya dolaylı olarak “dikkat dağınıklığı” veya “unutkanlık” belirtilerine neden olabilmektedir. Aynı zamanda bir bağımlılık türü olan teknoloji bağımlılığını da beraberinde getirebilmektedir. Gençler aileleri ile daha az zaman geçirmekte, arkadaşları ile görüşmeyi reddetmekte ve okul derslerine ayıracak zamanı bulamamaktadırlar. Bunun sonucunda aile içi ilişkiler zarar görmekte, çocuğun sosyal becerileri gelişememekte ve derslerine gerekli zamanı ayıramamaktadır. Bu durum akademik başarısının düşmesi gibi bir sonuç doğurmaktadır. Ancak teknoloji ölçülü ve amacına uygun bir şekilde kullanıldığında olumlu etkilerinin olacağı söylenebilir” diye konuştu.

  Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, “Gençlerdeki dikkat dağınıklığının en önemli sebeplerinden biri de Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu olarak adlandırılan bir ruhsal rahatsızlıktır. Her yüz genç erişkinden dördü çocukluk çağında başlayan ve erişkin dönemde belirtileri devam eden bu rahatsızlıktan etkilenmektedir. Genç yaşlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu rahatsızlığının kalıntı belirtileri olan kişilerde, bir işe başlayamama, iş yerinde verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlanmasına rağmen birçoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama, stresle baş edememe ve öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme eğilimi, kötü şoförlük sorunları ve evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkar ya da sürer gider” ifadelerine yer verdi.

  "Dikkat eksikliği genel olarak çok farkında olunan bir sorun değildir"

Aile Hekimi Uzm. Dr.  Bülent Emre, Yeni Yönetmeliği Anlattı Aile Hekimi Uzm. Dr.  Bülent Emre, Yeni Yönetmeliği Anlattı

  Yukarıda bahsedilen her iki sorun için de muhakkak bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanından yardım alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Yılmaz, “Dikkat eksikliği genel olarak çok farkında olunan bir sorun değildir. Dikkat eksikliğinin kökeninde çeşitli hormon ve vitamin eksiklikleri, nörolojik sorunlar gibi fiziksel veya depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları, alkol veya madde kullanım bozuklukları gibi ruhsal bozukluklar bulunabilir. Sonuç olarak; insan hafızası işleyen bir mekanizmadır ve bu mekanizmayı sağlıklı tutmak için özen göstermek gerekir. Günlük hayatta sıradanlığı kıran aktiviteler, öğrenilen yeni bilgiler, düzenli beslenme ve egzersiz, sosyal becerileri arttırmak ve gerektiğinde bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmek gereklidir" dedi.

  (İHA)