Hatırlayın; suçu faize, sonucu enflasyona bağladı. Ve yeni bir kural yazmaya kalktı. Bu yazmaya çalıştığı kural, hepimizin başına dert oldu. İşi bilmez ekonomi bakanlarını göreve getirdi. Liyakat aramadı. Aradığı şey şuydu: ‘Ben ne dersem onu yapsın.’ Oraya işi bilen biri gelse, onun dediğini yapmayacaktı” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, aday tanıtım toplantısının ardından, CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ahmet Özer ile birlikte seçim otobüsüyle ilçe turu yaptı. Vatandaşlar, kendilerini selamlayan İmamoğlu ve Özer’e yol boyunca sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu, bazı noktalarda otobüsün önünü kesen vatandaşlara kısa konuşmalar yaptı. Esenyurt’un ardından Başakşehir’e geçen İmamoğlu ve CHP Başakşehir Belediye Başkan adayı Mesut Öksüz, Altınşehir Mahallesi’ndeki Güvercintepe Meydanı’nda halkla buluştu.
8 YAŞINDAKİ KÜÇÜK KIZIN PANKARTI ALANI GÜLDÜRDÜ
Vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılanan İmamoğlu’nun okuduğu, “Ekrem Amca, 8 yaşındayım, 8 kilometrenin 8 adım olmadığını biliyorum” pankartı, meydandaki coşkulu kalabalığı güldürdü. “Dersine çalışmayan ithal adaya yolluyor o sözü” diyen İmamoğlu’na konuşması sırasında, Şahintepe Veli Baba Cemevi'nden gelen yöresel kıyafetli kadınlar eşlik etti. Ülkedeki siyaset dilinin sorunlu olduğu tespitinde bulunan İmamoğlu, “Bizim dilimizde ayrımcılık yok. Bizim dilimizde insanlarımızı hor görmek yok. Bizim dilimizde insanları ‘oy veren, vermeyen’ diye tasniflemek hiç yok. Hizmetlerimiz insanımız için ve bu hizmetlerimizi insanlarımıza verirken, insanlarımızın ihtiyaçlarını sizlerden dinliyoruz. Sizler bize yol gösteriyorsunuz. Onun için bizim aramızdaki diyalog, bizim aramızdaki köprü çok” dedi.
“BİR KİŞİ ÇIKTI, ‘BEN EKONOMİSTİM’ DEDİ”
“İnsanlarımızla yeni bir tarih yazıyoruz” diyen İmamoğlu, “Bu tarihin içinde müthiş bir toplumsal ittifak var. Bu ittifakın içinde herkes var. Bütün siyasi görüşler, bütün siyasi partiler var. Bu yerel yönetim seçimi, İstanbul'dan olağanüstü bir demokrasi meşalesi yakacak. Ve artık hiç kimse ben bu topluma, bu şehre, bu ülkeye tek başına hükmederim, ‘Ben ne dersem o olur’ diyemeyecek. Bütün o antidemokratik ruhu, hep beraber tarihe gömeceğiz, tarihe gömeceğiz” şeklinde konuştu. Son 6-7 yıldır ülkenin en büyük sorununun yoksulluk olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Peki bu ülkenin ekonomisi, bu ülkenin sorunları bu kadar ağır olur muydu? Bakın olmazdı.
Ama bir kişi çıktı ne dedi? ‘Ben ekonomistim’ dedi. Ekonominin kurallarını altüst etti. Hatırlayın; suçu faize, sonucu enflasyona bağladı. Ve yeni bir kural yazmaya kalktı. Bu yazmaya çalıştığı kural, hepimizin başına dert oldu. İşi bilmez ekonomi bakanlarını göreve getirdi. Liyakat aramadı. Aradığı şey şuydu: ‘Ben ne dersem onu yapsın.’ Oraya işi bilen biri gelse, onun dediğini yapmayacaktı. Doğru insanlar, ekonominin doğru kurallarını uygulamaya çalışıyorlar gücü yettiğince. Ama Merkez Bankası'nda ama bakanlıkta. Ama o koyduğu bakanlar, bizim paramızı altüst etti. Cebimizdeki parayı pul etti. Yoksulumuzu daha yoksul etti. Orta kesim diye kimse kalmadı. Emeklileri aç, açıkta bıraktı” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL YARDIMLARI ANLATMAK, İNSANIN HOŞUNA GİTMİYOR”
Kötü ekonomi yönetimi sürdükçe, kendilerinin de sosyal yardımları süreç içerisinde 6 kat artırmak zorunda kaldıklarını kaydeden İmamoğlu, bu kapsamda yaptıkları ve yapacakları hizmetleri örneklendirdi. İmamoğlu, “Sosyal yardımları anlatmak, insanın hoşuna gitmiyor. Bunlar sizin hakkınız. İnsanlarımız yokluk çekiyorsa, biz, insanlarımızın yanında olmak zorundayız.
Bu devletin kuralı. Devlet, bunu yapmak zorunda ve yapmaya da devam edeceğiz. Arttırmaya da devam edeceğiz. Ama temel mesele ne biliyor musunuz? Bu memleketin yoksulluk sorununu tarihe gömmek. Ama bunlar yapamayacak. Bakın niye yapamayacaklar biliyor musunuz? Bunların tek derdi, koltuğu korumak. Bunların tek derdi, koltuğun ve makamın sahibi olmak. Onlar, kendilerini makamın sahibi zannediyorlar, koltuğun sahibi zannediyorlar. Mesela onlar, şimdi olmazsa olmaz İstanbul'u kazanacaklar. Sanki İstanbul'u tapu edecekler. Sanki İstanbul'u mülk edecekler” diye konuştu.
“YAKINDA O DA GELİR”
Ekonomiyi, hukuku, sağlık sorunlarını çözmesi gereken bakanların Ankara’dan yola çıkarak tek tek İstanbul’a gelmeye başladığına dikkat çeken İmamoğlu, alandaki vatandaşlara, “Yakında o da gelir. O da gelecek yakında. Ama söyleyeyim, sevgili hemşehrilerim, güzel hemşerilerim; siz misafirperversiniz, öyle değil mi? 2019’da misafirperverliği onlara gösterdiniz, öyle değil mi? Ev sahipliği nasıl yapılırmış gösterdiniz, öyle değil mi? Ne yaptınız? Onlara misafirperverliğinizi 13 bin kez değil, 100 bin kez değil, tam 806 bin kez gösterdiniz. Daha fazlasını göstermeye hazır mıyız” sorusunu yöneltti. “Ataköy-İkitelli, metrosunu, Allah'ın izniyle 18 Mart günü Başakşehirlilerle birlikte açacağız” diyen İmamoğlu, ilçe genelinde 5 yılda yaptıkları bazı hizmetleri sıraladı. Bakanlık tarafından yapılıp, İBB’ye teslim edilen Başakşehir-Kayaşehir ve Sabiha Gökçen Havaalanı metro hatlarının toplam 6 milyar lira tutan parasının, önceki dönemlerde 16-17 senede tahsile edilirken, kendilerinden 10 ay içinde tahsil edildiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Bunlar zannediyorlar ki, Ankara'daki kasa onların, İstanbul'daki kasa bizim. Böyle bir şey olur mu? Ankara'daki kasa da milletin, İstanbul da milletin. Sen kimi cezalandırıyorsun? Allah'ın adamı, sen kimi cezalandırıyorsun? Ama benim bunlara çok güzel duam var. Bu duamın da tuttuğunu düşünüyorum. İnşallah bunlara 1 Nisan'dan sonra akıl gelecek. Allah bunlara akıl versin” dedi.