Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 11 ilde pek çok kişinin yaşamını yitirdiği yüksek katlı binalar, Türkiye’nin her bir bölgesinde inşaat ve mühendislikte mevzuat ve standartlara uygun projelerin önemini gündeme getirdi. Yüksek katlı binalarda öncelikle zemin mekaniği ve davranışının iyi incelenmesi gerektiğini kaydeden Dr. Nuri Bingöl, zemine uygun mühendislik uygulamaları kullanımına dikkat çekti. Bingöl, sıvılaşmanın olduğu bölgelerde binaların yüksek katlı olarak inşa edilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı İSG uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yüksek katlı binalarda olası depremlere karşı alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yüksek katlı binalarda öncelikle zemin seçiminin önemli olduğunu hatırlatan Dr. Nuri Bingöl, öncelikle bu konu ile ilgili mühendislik disiplinine göre ortak çalışma ile risk değerlendirmesi yapılması gerektiğini söyledi.
Zemin mekaniği ve davranışı iyi incelenmeli
Önceliğin çok katlı yüksek binaların jeolojik açıdan sağlam yapıda olan zeminlere yapılması olduğunu kaydeden Dr. Nuri Bingöl, “Ancak her bölgede sağlam yapıda zeminin bulunmadığı ve ülkemizin deprem ülkesi olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğu üzere, her zaman sağlam zemin bulma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda gelişmiş inşaat teknolojileri ile bina temelinin sağlam zemine ulaşacak şekilde kazık çakma, shutcrete uygulama gibi zemin güçlendirme ve sağlam zemine ulaşma yöntemleri seçilerek çok katlı binaların yapılması mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla plan ve proje aşamasında zemin mekaniği ve davranışı iyi incelenmeli ve bu incelemelere göre çok katlı bina yapılmalıdır. Deprem izolatörlerinin kullanılarak olası sarsıntıların süspanse edilmesi de yine uygulamalardaki iyi örneklerden olacaktır.” diye konuştu.
Yüksek katlı binalarda projeye tam olarak uyulmalı
Yüksek katlı binaların yapımında dikkat edilmesi gereken noktalara da değinen Dr. Nuri Bingöl, “Yüksek katlı binaların yapımında ilgili mevzuat, standart ve inşaat mühendisliği bilimine uygun olacak en doğru statik hesaplamalar yapılarak bina projelendirilmeli ve inşaat yapımı sırasında da bu projeye harfiyen uyulmalı, özellikle perde, kolon, kiriş, döşeme gibi betonarme yapı elemanlarında kullanılan beton sınıfı, uygulaması ve kürlenmesi ile donatı çeliğinin uygun sınıfta ve yeterli fiziki şartlarda olması konusunda taviz verilmeden ve yapı denetim kuruluşları tarafından yeterli ve etkin denetimle projenin uygulanması sağlanmalıdır.” dedi.
Müteahhit firmanın mühendislik hizmetlerini doğru vermesi önemli
Yüksek katlı binaların müteahhitlerinin de bu projeyi uygulayabilecek yeterlilikte ve nitelikte bir müteahhit olması gerektiğini ifade eden Dr. Nuri Bingöl, “Yapı denetim gibi dış denetimin yanında müteahhit firmanın mühendislik hizmetlerini doğru vermesi ve iç denetimler ile yapılan uygulamalarını sürekli denetlemesi ve gerektiğinde yerinde müdahaleler ile yapılacak yanlışların, bağlantı eksikliklerinin, donatı sorunları gibi birçok durumun önüne geçecektir. Bina temellerinin yalıtım sorunu da önemlidir. Bu konuda da zeminin veya bodrum katların yani temelin ileriki zamanlarda su almaması için proje aşaması ve temel inşası sırasında çok dikkatli bir şekilde sürekli işin başında mühendislik hizmeti alarak durum kontrol altında tutulmalıdır.” diye konuştu.
Yatay mimari tercih edilmelidir
Sıvılaşmanın olduğu bölgelerde binaların yüksek katlı olarak inşa edilmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Nuri Bingöl, “Mühendislik gereklerine uygun şekilde yapılması öncelikli olmalıdır. Bilimin ve fennin gereklerini yerine getirmek sıvılaşmanın olduğu zeminlerde yapılacak binalar da dahil tüm koşullarda önemlidir. Zemine uygun şekilde mühendislik uygulamaları kullanılmalıdır. Yatay mimari tercih edilmelidir. Zeminin durumuna göre de mühendislik hesapları ve uygulama teknikleri benzeri koşullarda binaların kaç katlı olabileceğini ortaya koyabilir.” diye konuştu.
Mevzuat ve standartlara uygunluk riskleri azaltıyor
İlgili mevzuata ve standartlara uygun şekilde hazırlanmış proje şartlarını asgari şartlarda sağlayacak şekilde tekniğe uygun olarak yapılan hiçbir binanın kat yüksekliği ayırt etmeksizin tehlike oluşturmayacağını kaydeden Dr. Nuri Bingöl, “Bu şartları sağlamayan tek katlı yapı bile tehlike oluşturur. Mühendislik gereklerini yerine getirmek yine standartlara uygun inşa etmek kaydı ile yüksek binalarda deprem esnasındaki yüksek sarsıntılara dayanabilecek şekilde yapılabilmektedir. Unutmayalım ki çelik konstrüksiyon üzerine inşa edilmiş birçok bina mevcuttur. Yapılma aşamasında deprem izolatörleri ile de desteklendiği sürece yüksek binalardaki sarsıntı seviyeleri azalacak ve bu az seviyedeki sarsıntılara da bu yüksek binalar dayanım gösterecektir.” diye konuştu.