Sosyal medya aracılığıyla hakkında yapılan bir paylaşım ile ilgili Yalovalı Ünlü İş İnsanı Orbay Tuna, bir basın açıklamasında bulundu. Tuna açıklamasında şunları kaydetti: “Yaklaşık bir senedir şahsımdan para isteyen birisi tarafından sosyal medyadan iftira dolu saldırılara uğramaktayım. Kanunlara uygun basiretli bir şekilde bu iftira ve hakaretleri farklı tarihlerde savcılığa bildirdim. Şikayetçi oldum. Açılan davaların biri sonuçlandı. Ceza verildi. Diğer davalar devam etmekte. Bu kişinin başkalarına da aynı şekilde davranışlarda bulunduğunu ve bunlarında savcılığa intikal ettiğini öğrendim. Benim hakkımda yaptığı tüm iftiraları devletin yetkili makamlarının incelemesini istiyorum. Hamdolsun tek bir kusurum yok. Bu yüzden ciddiyetsiz ve fütursuz bu iddiaları bugüne kadar muhatap almak istemedim. Çünkü dostlarımız bizi çok iyi tanıyor. Bizim için dostlarımızın düşünceleri önemli. Fakat bu sefer kamuoyunu ilgilendiren iftiralar olduğu için cevap vermek elzem oldu. Son iftiralarını sırasıyla aydınlatayım.”

“Ağacı kesmemek için çınar ağacının olduğu köşede 80 santim binayı geri çektik”

Suzan Tuna İlkokulu adı verilen okulun tamamlanmasına rağmen bir türlü açılamamasının nedenini Orbay Tuna şöyle açıkladı: “Yaptırdığımız okul Cumhuriyetimizin 100. yılında devletimize desteğimiz, gençlerimize inancımızdır. Biz 6 yıl önce devletimize bir spor okulu yaptırmak istediğimizi bildirdik. Protokol yaptık. O tarihte Atatürk İlkokulu'nun yıkılma konusu bile gündemde değildi. Biz spor lisesi yaptırmak için şehir içindeki spor sahalarının olduğu bölgede yer tahsisi bekledik. Bu süreç devam ederken Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü, Yalova merkezde Atatürk İlkokulu'nun deprem güvenliği açısından yıkılacağını ve merkezde okul ihtiyacı olduğunu söyledi. Yalova Milli Eğitim Müdürlüğü, bizden yaptığımız spor lisesi protokolünü bu okula çevirmemizi istedi. Ben, kardeşim ve ailemin büyükleri Yalova Atatürk İlkokulu mezunu. Bunu büyük bir gururla yapacağımızı söyledik. Atatürk İlkokulu'nun yerininde meydanda yapılacağı bize söylendi. Hatta ben dedim ki; "bizlerin gittiği ilk kütüphane Atatürk İlkokulu bitişiğindeki bina. Orası tarihi bir değer olarak korunmalı." Netice olarak protokol yenilendi. Biz Atatürk İlkokulu yeni binasını yapmaya başladık. Atatürk İlkokulu'nun mevcut arsası devletin. Oranın hissedarları yok. Hissedarları olmadığı için birileriyle pazarlık söz konusu olamaz. Benim her zaman devlet yetkililerinden duyduğum, oranın meydan yapılacağı. O arsa üzerinde pazarlık yapmak kimsenin haddine değil. Devletin yasaları ve mevzuatlar var. Kaldı ki, Sayın Valimiz Muammer Erol devlet yasa ve mevzuatlarını çok iyi bilen ve uygulayan devlet adamıydı. Ayrıca Yalova'ya mal olmuş böyle bir arsa üzerinde son söz sahibi sayın Valimiz değil. Yeni yapılan Atatürk İlkokulu projesi Milli Eğitim Bakanlığı'nın tip projesidir. Birebir uygulanması gerekir. Biz bu projeyi uygularken önemli bir ayrıntı tespit ettik. Asırlık Çınar Ağacı projenin temeline denk geldi. Bunun üzerine ağacı kesmemek için çınar ağacının olduğu köşede 80 santim binayı geri çektik. Resmi proje tadilatı yaptık. Bu proje tadilatını belediyeye ve Milli Eğitim Müdürlüğümüze bildirdik. Projeyi Türkiye’nin uluslararası en büyük mühendislik firmalarından biri çizdi. Şu anda yaptığımız okul binası Yalova'nın en güvenli binaları arasında. İddia ediyorum ülkemizde standartları en yüksek okul binalarından birine Yalova çocukları sahip olacak. Okulun açılışının gecikmesi Milli Eğitim Müdürlüğü içindeki yazışma prosedürlerine bağlı olmuştur. Buda olası bir durumdur. Müdürlüğümüzde elinden geleni yapmıştır. Okulun hiçbir eksiği yok. Kasım ayında okul açılacaktır. Atatürk İlkokulu kapanmadığı için bizim yaptırdığımız okulun adı değişti. Annemizin adı Suzan Tuna İlkokulu olarak açılacaktır. Atılan hiçbir iftira bizi devletimize destek olmaktan alıkoyamayacak. Allah nasip ederse daha büyük destekleri yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Camii inşaatı ile ilgili şu bilgileri veren Tuna, “Diğer konu bağış yaptığımız camii. Biz bu camiyi yaptırma kararı aldığımızda inşaatlarımızın ruhsatları yıllar önce alınmıştı. Herhangi bir pazarlığın olması söz konusu değil. İnşaatlarımızın katları ile ilgili durum turizm yatırımını teşvik etmek amacıyla bizden çok önce Yalova Belediyesi tarafından yapılan bir imar düzenlemesine dayanmaktadır. O yüzden projelerimizde yapımı bitmiş ve yapılmakta olan oteller var. Bu turizm yatırımları yüzlerce kişiye istihdam yaratmaktadır. Birçok ilde bu teşvikler vardır. Yasadışı yada ayrıcalık tanınarak sağlanan bir rant sözkonusu değildir. Cami inşaatı proje tadilatı dolayısıyla beklemekte. Projeyi çizen firma bu hafta evraklarını teslim etti. Herşey ruhsata uygun ve yasal. Zemin izolasyonu yapıldı. Bu ay temeli bitireceğiz kısmetse. Cami inşaatının durması ve böyle bir hayır hasenat üzerinden rant pazarlığı yapılması sözkonusu değildir. Bu çirkin iftiralar bizim hayır hasenatımızın önünü kesemeyecektir. 200 milyon bağış herhangi kimse veya kuruma bağış teklifi yapmadık. Bu iftiradan ve ilgi odağı olma çabasından başka bir şey değildir. Yapılan iftiraları dikkate almayışım ve bu yalanlarla muhatap olmayışım iftira sahibini daha da fütursuzluğa itmiş” ifadelerini kullandı.

Babasının adının verildiği caddenin yol yapım masraflarını üstlendiklerini dile getiren Tuna, “Yol yaptırma konusuna gelince. Yalova Belediyesi bir caddeye rahmetli babamızın adını verdi. Bizde o yolun yapımını taahhüt ederek belediyeyi masraftan kurtardık. O yolun bizim için manevi önemi vardı. Babamızın Kirazlı Köyü’nden merkezdeki Atatürk İlkokulu'na yürüdüğü yol orası” dedi.

“Projelerimizin tamamı ticari proje”

Tuna, projelerin abonelik durumunu ise şöyle açıkladı: “Bizim projelerimizin tamamı ticari proje. Ticari projelerde abonelik yapma koşulları belli. Yaptığımız sitelerin yönetim planları var. Yasadışı hiç durum söz konusu değil. Kaldı ki şu anda getiri açısından ticari mülkler ön plana çıktı. Bizim projelerimize yatırım yapan insanlar Yalova'da en kazançlı yatırımı yapmış oldu. İnşaat kalitesi olarak herkesin takdirini alıyoruz. Bizim valilik ya da başka bir makam tarafından kollanan ya da suistimal edilen hiçbir sorunumuz yok. Bu yüzden hiçbir makam tarafından kollanmamız ve ayrıcalık görmemiz sözkonusu değil.  Vali Bey devlet bilinci olan bir şahsiyetti. Şu an Yalova'da değil. Bizim Yalova'da her işimiz ortada. Kanunlara ya da mevzuata aykırı bir şey olsa geçmişte de devlet tarafından müdahale edilebileceği gibi şimdi de müdahale edilebilir. “

‘Yapacağım seyahatin açıklamasını kimseye açıklamak zorunda değilim’ diyen Orbay Tuna, “Ama bu çirkin iftira bir defaya mahsus açıklama yapma gereğini doğurdu. Her sene yazın 15 gün yurtdışına ailece seyahate gideriz. Çocuğum Kanada'da 4 senedir okuduğu için genelde Kanada'ya gidiyoruz. Kanada'dan dönmemize iki gün kala annem Bodrum'da tatildeyken hastalanıp hastaneye kaldırıldı. Apar topar dönüp direkt Bodrum'a geçtim. 40 gün yoğun bakımda bekledik. Sonra annemizi geçen hafta Yalova'ya getirdik. Şu an Yalova'da hastanede yatmakta. Böyle bir durumu çarpıtıp çirkin iftiraların içine dahil etmek ve saklandı izlenimini vermek insanlık dışı bir durum. Yerimiz yurdumuz belli. Yedi kuşaktır Yalova'da yaşıyoruz. Çocuklarımızı da Yalova'da yaşama bilinciyle vatana millete hayırlı olmaları için yetiştiriyoruz. Çekince duyacağım ve başkalarıyla sorun yaşayabileceğim hiçbirşey sözkonusu değil. Kapım insanlığını ortaya koyan herkese açık. Elimden geldiğince mütevazi yaşarım. Cehalete düşen insanlar bu mütevaziliği yanlış anlamamalı. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı Yalovalı Orbay Tuna olarak Yalova'da onurla yaşamaktan gurur duyuyorum. Hiçbir iftira bizi Yalova'dan vazgeçiremez” diye konuştu.

“İmkansızlıklardan dolayı 6 yıl ara verilmiş”

Güreşte 8 yıl ağalık yaptığından bahseden Tuna, “Tarihi güreşler yaklaşık 150 yıllık geçmişe sahip. 120 yıl düzenli yapıldı. Daha önce imkansızlıklardan dolayı 6 yıl ara verilmiş. Köyümüzün büyükleri bunu dile getirince bizlerde yöre halkıyla birlikte sahip çıktık. Tekrar canlandırdık. 8 yıl ağalığı ben yaptım. Bir yılda Douglas ağa oldu. Ben dahil hiçbir ağa hiçbir yerde tek başına karar vererek güreş düzenleyemez. Douglas'ta yörenin geleneklerine uygun şekilde gayet güzel ağalık yaptı. Ben bunu itibar için yapmadım. Atalarımın geleneğini yaşatmak için onur duyarak yaptım. İhtiyaç olursa tekrar sahip çıkarım. Bu sene güreş tarihi cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna denk gelince iptal oldu. Düzenlenen güreş sayısı ülke genelinde çok fazla olduğu için yeni gün alamadık. Federasyonun verilebileceği günler haftaiçiydi. Güreşler Allah'ın izniyle mutlaka yapılacak” dedi.

  

“Hakkımda kara para aklama iftirasını yargıya taşıdım”

Kara para akladığına yönelik atılan iftiralara ise Tuna, “Hakkımda kara para aklama iftirasını yargıya taşıdım. Asla böyle birşey yok. Bırakın hakkımda davayı, bu konuyla ilgili tek bir soruşturma yok. Şirketimizin satış sözleşmelerine iftira atılmış. Bu satış sözleşmeleri maktu evrak. Tüketici kanunu belli. Bunun dışında herhangi bir durum söz konusu değil. Ticarette cayma hakları yasalarla belirlenmiş. Hiçbir sözleşme yasaların üstünde değildir. Bu iftirada diğerleri gibi saçma. Bunları olabilir mi diye düşünmek ya art niyettir ya da cehalettir. Yasadışı bahis iftirası çok çirkin ve saçma. Türkiye'de bu konuda kimsenin cesaret edemediği en sert açıklamayı yapan kulüp başkanıyım. Süper Lig takımı başkanı olarak yasadışı bahis sporu yönlendiriyor diye basın açıklamam ve serzenişim üç yıl önce ulusal basında çok büyük yer buldu. Her türlü riski göz önüne alarak bu açıklamayı yaptım. Kulübe yaptığımız transferlerde sporcuların ahlakını en önde tutuyoruz. Bu konuyu da yargıya taşıdım. Herkes yaptığının hesabını devlete verecek. Bizde kanunsuz hiçbirşey olmaz. Üzerimde kamerayla dolaşıyormuşum. Bu trajikomik ve çirkin bir iftira. Yıllar önce benden belediyede yetkili bir müdür para istedi. Ben bunu verip rant sağlamak yerine yetkililere ilettim. Bir gelişme olmadı. Müdürün odasına başka gün gittiğimde para istenme olayı tekrarlandı. Herkesin olduğu gibi benimde cep telefonum yanımdaydı. Cep telefonumun kamerasını açıp konuşmayı kamu menfaati için kaydettim. Bir düzenek yoktu. İki gün sonra bir avukat abim bunun suç olduğunu söyledi. Bunun üzerine hemen savcılığa gittim. Böyle bir kayıt yaptığımı ilettim. Kamu menfaati gözeterek bunu yaptığımı bildirdim. Savcı belediye ile ilgili bir soruşturma dosyasına bunu delil olarak koydu. Bir sene sonra bu kayıt basına yansıdı. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali menfaat grupları tarafından benim üstüme gelindi. Davalar açıldı. Ben davalardan beraat aldım. Karşı taraf ceza aldı. Memurluktan atıldı. Bu konu kamu menfaati için bir kere zaruri yaşanmışken gayrimeşru işler yapan kişiler beni devamlı bu şekilde zan altında bıraktılar. Ben bilinçli bir vatandaşın yapması gerekeni yaptım. Hayatım boyunca haksız rantın ve devleti zarara uğratanların üzerine gittim. Bu aralar anlaşılan birileri yine bu haksız rantlarla içiçe geçmiş. Benim konuşabilme olasılığımdan rahatsız. Üzerime itibarsızlaştırma gayretindeler. Ben belgesiz konuşmam. Sabırla devletimi bekliyorum. Suskunluğum devletime ve onun organlarına inancımdandır. Hasta ruhlu insanları bana musallat ederek beni itibarsızlaştıramaz ve vatandaşlık bilincimi silemezsiniz. Hiçkimse bana iftira atarak maddi menfaat elde edemez. Bu yaşananların sebebi şudur. Yalova'da yapılan bir inşaat şikayet ediliyor. Şikayet edilenler ilk önce benim şikayet ettiğimi düşünüyor. Sonra yanlarında iş yapmış birinin şikayet ettiğini öğreniyorlar. Şikayet eden kişiye kızıp ona olan borçlarını ödemiyorlar. Tabii ki öyle bir borç varsa. O şikayet eden kişi geliyor bana diyor ki, beni onlara sen ispiyonladın. Senin yüzünden paramı alamıyorum.  Bu yüzden paramı sen ödeyeceksin diyor. Taraf olmadığı konuda tanımadığı insanlara kim para öder? Sonrasında para alma maksatlı iftira kampanyası başlıyor. Bu iftira kampanyasına bize hasetlikleri olan sözde işadamları, memurluktan atılan kişi destek veriyor. Kampanyayı yürüten kişi de bu çirkin kaostan menfaat sağlıyor. Hayatta hiçbirşey başaramadığı için başarıyı kıskanan insanlarda sosyal medyada bu yazılanlara destek veriyor. Dikkate alıncak hiçkimse bu iddiaları önemsemiyor. İftiraları yapan kişiyle ilgili açılan davaların birinde uzlaştırma talebi geldi. Ben ulaştırmayı kabul etmedim. Ondan sonra saldırının dozajı artarak devam ediyor. İftira atan kişi ilk cezasını aldı. Şu an ertelemeli ceza aldı. Bundan sonra devam eden cezalar tekerrürden dolayı daha ciddileşecek. Bu iftira kampanyasının içinde organize olarak başka kişilerin de katkısı olduğunu düşünmekteyim. Savcılığın kapsamlı bir tahkikat yapacağına inanıyorum. Bu iftira kampanyasına perde arkasından destek verenlerde ceza alacaktır. Sanırım cezalardan önce iftira atanın yurtdışına gitme olasılığı arttı. Mahkeme umarım bunu da dikkate alır.  Bize inanıp güvenen dostlarıma çok teşekkür ederim. Biz bildiğimiz düz yolda vatan ve millet için güzel şeyler yapmaya devam edeceğiz. 20 yaşımdan beri 30 yıldır kazancımı toplumla paylaşırım. İnsanlarla paylaşırken hiçbir hesabım olmadı. Bundan sonra da olmaz hamdolsun. Bu devletin yargısı var. Yargı da gereğini yapacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.

yaalova-is-adam-orbay-tuna-okul-ido

Editör: Arda Yavuz