Organik Tarım Danışmanı Soner Taştan, yaptığı açıklamada, meyveciliğin ülkemizde olmazsa olmaz bir sektör olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin coğrafyasından dolayı tarımsal faaliyet kollarına elverişli durumda olduğunu dile getiren Taştan, “Gerek örtü altı gerek hububat gerekse de bahçe bitkileri konusunda doğal seleksiyonla yetişme alanlarına sahiptir. Tüm dünyada yaşanan gelişmelerin olumsuz yönde etkilediği en büyük sektörlerden biri tarım sektörüdür. Geçtiğimiz dönemde Rusya-Ukrayna savaşındaki hububat krizi en büyük örnektir. Şimdi bu krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor olmamız, bu dönem ülkemizin hububat üretimine yönelmesine sebep olmuştur. Bu kısmı olarak iyi bir durum ancak günü kurtarma adına atılan bir adımdır.
Bizim önerimiz ülkemizin kalıcı olarak üretim havzalarına ayrılması ve yıllık üretimin şaşmadan yıllar arasındaki üretim farkı uçurumlaşmadan düzenli tarımsal üretim olmalıdır. Bu sebeptendir ki İlimizin de sınırları içinde olduğu Marmara meyvecilik konusunda ana bölge olmalıdır. Pilot ilinde Yalova seçilmesi gerekmektedir. Yalova’nın iklimi ve toprak verimliliği bu konuda kendini kanıtlamıştır. Son zamanlarda Tarım il Müdürlüğü’nün öncülüğünde kurulan meyve bahçesi tesislerinin sayıları arttırılmalı ve kalifiye üretim tekniklerinin hızla yayılması gerekmektedir. Meyvecilik konusunda alt yapısı olan Yalova çiftçisi bu konuda daha da bilinçlendirilmeli ve desteklenmelidir. Tıpkı Ege bölgesinde bulunan Aydın ilinin uluslararası bir üne sahip olması gibi Yalova da bu konuda önemli bir mesafe kaydetmesi gerekmektedir. Süs bitkileri ve saksı üretiminde kanıtladığı gibi köylerdeki arazilerin çoğu meyvecilik konusunda değerlendirilmelidir. Oldukça da elverişli olan bu araziler kaybolmadan körelmeden gerekirse devlet eliyle kiralanarak üretimin artması gerekmektedir. Türkiye’de hızlı bir şekilde artan şehirleşme oranları özellikle batıda düzensiz yerleşmelere sebep olmaktadır. Buda sürekli tarımsal alanlardan ödün verip yerleşime açılmasına neden olmaktadır. Bu şekilde bir büyümenin ülke tarımı ve geleceği adına herhangi bir faydası yoktur.
Bence Tarım Bakanlığının başında tıpkı Milli savunma Bakanlığı ya da Milli Eğitim Bakanlığı gibi Tarım Bakanlığı’da Milli Tarım Bakanlığı adını almalıdır. Kalıcı politikalarla, yönetimler, Bakanlar değişse bile bu politikalar değişmemelidir. Geçmişte müfredatlarda görünen ve öğretilen tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerden biri özelliğimize geri dönemliyiz. Toparlamamız gerekirse ülkemizde tarımsal üretim kollarında kesin bölgelere ayrılıp kalıcı ürünler ve politikalar yürütmeliyiz. Çok geç kalmadan pilot iller seçilip zamanla tüm ülkeye yayılması gerekmektedir. Bu sistemde de meyvecilik ayrı bir yere konmalı ve geliştirilmelidir” diye konuştu.