20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tüm imzacı devletler tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde oybirliği ile kabul edilmesi sebebiyle tüm dünyada 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanarak farkındalık yaratılıyor. Bu gün özelinde Yalova’nın önemli kurum ve kuruluşlarından açıklamalar gelmeye devam ediyor. Son olarak ilimizin en önemli kurumlarının başında gelen Yalova Barosu Başkanlığı, bu gün için çok önemli bir açıklama yayınlarken, son zamanlarda dünyada ve ülkemizdeki çocukların yaşadığı sıkıntıları bir kez daha hatırlattı.
“Sözleşmede çocukların doğuştan gelen haklarından bahsediliyor”
Çocuk Hakları Günü’nün 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda imzalanan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin ardından tüm dünyada her yılın 20 Kasım tarihinde kutlandığını belirten ve sözleşmenin içeriği hakkında bilgi veren Yalova Barosu, “Sözleşmenin temel ilkeleri çocuğun üstün yararı ilkesi ve eşitlik ilkesi üzerinedir. Sözleşmede tüm çocukların doğuştan sahip olduğu yaşam hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı, fiziksel, psikolojik cinsel sömürüye karşı korunma hakkı ile güvenli bir çevrede büyüme hakkı korunmaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin birinci maddesine göre, erken yaşta reşit olma durumu hariç 18 yaşına kadar her insan, çocuk olarak kabul edilmekle birlikte devamı maddesinde sözleşme ile tanınan tüm haklar, "ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım yapmaksızın" her çocuğa tanınmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“Hiçbir çocuğumuzu korumasız ve kimsesiz bırakmayacağız”
Türkiye’nin imzacısı olduğu 29-30 Eylül 1990 tarihinden bu yana üstünden 34 yıl geçmesine rağmen hala her türlü istismara ve şiddete maruz kalan, cezaevinde bulunan, okula gidemeyen, ekonomik zorluklar içinde temel ihtiyaçlarından mahrum kalan çocukların bulunduğunu söyleyen Yalova Barosu, “Son dönemlerde Gazze'de yaşanan savaş sebebiyle çocukların yaşadığı zulmün yanında, ülkemizde yaşanan Yenidoğan Çetesi Davası, Narin Davası, Sıla Bebek haberleri ile hepimizin kanı donmuştur. Bu olayların hem çocuk hakları hem de toplumsal değerler yönünden değinilmesi gereken birçok yönü vardır. Çocukların yaşam hakkının hiçe sayılması sonucu yaşanan bu vahim vakalardan gereken dersler alınmalı ve bu tür olayların önüne geçilmelidir. Ne yazık ki, dünya genelinde birçok çocuk hala temel haklarından dahi mahrum kalmaktadır. Çocuklarımızı korumak devletin öncelikli görevidir. Buna yönelik olarak güçlü politikalar ve programlar oluşturulmalı, yaşam, sağlık, eğitim gibi temel haklar başta olmak üzere geleceğimizin teminatı çocuklarımız korunmalıdır. Yalova Barosu Başkanlığı olarak yaşanan çocuk ihmalleri karşısında mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi, hiçbir çocuğumuzu korumasız ve kimsesiz bırakmayacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz” diyerek açıklamasına son verdi.