Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2024 Ekim ayındaki Grup Toplantısı’nda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a PKK’ya silah bırakma çağrısını yapma koşuluyla TBMM’deki Dem Parti grubundan konuşma yapabileceğini söylemesinin ardından Türkiye siyasetinde yeni bir dönem başladı. Bahçeli’nin çağrısı büyük tepkilere neden olsa da 2010’lı yılların başında yürütülen “Çözüm Süreci”ne benzer bir süreç işlemeye başladı. Dem Parti’nin Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile geçtiğimiz aylarda Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden el çektirilen Ahmet Türk, Öcalan ile görüşmek için İmralı adasına gitti. Öcalan ile yapılan görüşmelerin ardından Türkiye Millet Meclisi’nde temsil hakkı bulunan tüm siyasi partilerle (İYİ Parti hariç) görüşme gerçekleştirilerek bilgilendirmede bulunuldu.

Yürüyen bu sürece karşı ülkemizin milliyetçi kanadından çok sert tepkiler geliyor. Bu kapsamda ilimizde 2015 yılından itibaren faaliyette bulunan Yeniden Aydınlanma Derneği’nin Başkanı Halil Konuşkan 14 Ocak Salı günü 15 Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirerek sürece tepki gösterdi.

Saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasının ardından saat 15:00 itibariyle gerçekleştirilen açıklamaya İYİ Parti Yalova İl Başkanı Osman Kendir, Zafer Parti Yalova İl Başkanı Ersin Doğan, Demokrat Parti Yalova İl Başkanı Zehra Görener ve beraberlerindeki parti teşkilatları da katılarak destek verdiler.

Yalova Yeniden Aydinlanma Dernek Basin Aciklama Anit Cozum Surec Tepki Bahceli Ocalan (7)

Bahçeli’ye Gönderme!

“Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Paradigmasının Yerine Yeni Bir Paradigmanın Geçmesinin Sözü Bile Edilemez!” başlığı altındaki basın açıklamasını okumaya başlayan Başkan Konuşkan, “ürk milleti, 100 yıl önce vatanını istila eden ve bağımsızlığına son vermek isteyen döneminin güçlü devletlerine karşı, Atatürk'ün önderliğinde kanı ve canı pahasına verdiği İstiklâl Savaşı'ndan zaferle çıkmayı başarmıştır. Milli Egemenliğin tecelli ettiği Gazi Meclis, Lozan'da bağımsızlığı ve sınırları tescil edilen bu zaferi, 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarak taçlandırmıştır. Toplumun bütün kesimlerinin temsilcilerinin yer aldığı bu Meclis, Türkiye Cumhuriyeti'ni, tam bağımsızlık ilkesine bağlı, milli ve üniter yapıda bir devlet olarak kurmuştur. Son günlerde iktidarı destekleyen ve isminde milliyetçilik sıfatını taşıyan bir siyasi partinin genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'ne kırk yıldır savaş ilan etmiş olan bölücü bir terör örgütünün tutuklu liderini Gazi Meclis'te konuşmaya davet etmiş ve onun üzerinden sözüm ona "Terörsüz Türkiye" adı verilen bir süreç başlatılmıştır” dedi.

“Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve hukukundan taviz verilip, verilmediğini bilemiyoruz”

Mevcut süreç ile ilgili açıklama yapmanın zorunlu olduğuna işaret eden Başkan Konuşkan, “Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşatılması idealine gönül vermiş bir sivil toplum kuruluşu olarak, Türk milletinin gündemine allayıp, pullanarak sunulan bu yeni süreç hakkındaki görüşlerimizi yüce milletimizle paylaşmayı milli bir görev addediyoruz. Başlatılan süreç kapalı kapılar arkasında yürütülmekte olduğundan bu süreçte yüce Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve hukukundan taviz verilip, verilmediğini bilemiyoruz. Ancak terör örgütü lideri ile görüşmeye giden heyetin örgüt liderinin görüşlerini içeren kısa açıklamasında "Var olan yeni paradigmaya katkı sunmaya hazır olduğu" açıklamasının felsefi "paradigma" kelimesi ekseninde bir açıklama olduğunu biliyoruz. Paradigma sözcüğü felsefe de eski olanın ortadan kaldırılması, ondan sonra yeni bir yapının inşa edilmesi anlamına geldiğinden niyet okumaya gerek kalmadan yeni sürecin niyetini anlamamız için bize yeterli mesajı vermektedir. Bu cümleyi kuran teröristbaşı, Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin terk edilmesini, yerine yeni bir anlayışın yerleştirilmesini ve kendisinin bu sürece katkı sunmaya hazır olduğunu söylemektedir. Acı olan ise süreci başlatan ve yürüten tarafların bu sözlerin karşısında bir konum almamış olmalarıdır” şeklinde konuştu.

Yalova Yeniden Aydinlanma Dernek Basin Aciklama Anit Cozum Surec Tepki Bahceli Ocalan (5)

“Ne verirseniz verin ihanet şebekesi ve türevlerinin hainliği devam edecek”

PTT Çalışanlarının Güvenliği Risk Altındadır PTT Çalışanlarının Güvenliği Risk Altındadır

Anayasanın 66. Maddesine atıf yapan Başkan Konuşkan, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 66. Maddesinde "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." ibaresi yer almaktadır. Bu ifade gayet açık bir şekilde Türk kavramını vatandaşlık bağlamında ele almaktadır. Bahse konu ifade ile oynanması bile vatandaşlığın etnik veya ırki temele indirgenmesi anlamına gelecektir ki bu kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalar önünde, Kürt vatandaş ile Türk vatandaş arasında herhangi bir eşitsizlik yoktur. Bütün bu şartlar altında Türk Devleti'nden istenen açıkça ifade edilecekse bayrak, toprak, devlet ve vatandır. Bunların haricinde ne verirseniz veriniz ihanet şebekesi ve türevlerinin hainliği devam edecektir. Bu dört değer ise yüce Türk milletinin ödediği kan bedeli ile elde edilmiştir. Atalarımızın uğruna şehadet şerbetleri içtikleri bu değerlerden taviz veremeyiz, bu tavizin seslendirilmesi veya ima edilmesi karşısında hâlâ süreci yürütmekten vazgeçmeyen veya sessiz kalanların durumunun yüce Türk milletinin tarihine yazılmakta olduğunu hatırlatıyoruz. Ne mutlu Türk'üm diyene!” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel