Birçok Yalovalıyı derinden üzdüğünü dile getiren Termal’in son zamanlarda ki durumu, içler acısı durumda. Atıl bırakılan yerlerin, çürümeye terkedilmesi, geçtiğimiz günlerde ihaleye çıkartılan, sağlık bakanlığı işletmesinde olan lokanta ve restorantlar, ihalesi duyurulmuştu. Termal’in sularının şifası dünyaya duyurulmuşken bu denli atıl bırakılması ve tesis içinde, zamanında oldukça yüksek kar getirisi olduğu söylenen, Çamlık Otel’in kapalı konumda olması birçok vatandaşın, özellikle Termal’in eski dönemlerini bilen vatandaşların gündeminden ve eleştirilerinden düşmüyor. Geçtiğimiz günlerde ihaleye çıkartılan hizmet yerlerinin ihaleye sunulması ile acaba Termal eski güzel günlerine geri dönecek mi sorusunu vatandaşın zihninde soru işaretleri oluşmasına neden oldu.

Termal Kaplıcaları
Sağlık turizmi denildiğinde termal kaynakları ve doğa güzelliği ile akla ilk gelen şehirlerin başında Yalova geliyor. Dünyaca ünlü ve altın madalya sahibi tek Türk Kaplıcası olma şerefine sahip Termal, ülkemizin ilk tatil köyü olmasının yanı sıra; ilk tescilli yüzme havuzuna da sahiptir.
 Yalova İli’nde bulunan Yalova- Termal ve Armutlu Kaplıcaları Türkiye’nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarındandır. Termal Kaplıcaları Yalova İl merkezi’ne 12 km uzaklıkta Termal ilçe merkezinde bulunmaktadır. 366 yatak kapasitesine sahip olan Termal Turistik İşletmeleri, Samanlı Dağı’nın yamacında vadi içerisinde yer almaktadır. 6 Eylül 1982 gün ve 17804 sayılı Resmi Gazetede yapılan ilana göre kaplıca işletme sınırları içindeki 104 hektarlık alan kamu mülkiyetinde bulunmaktadır. Termal kaplıcaları, Türkiye’nin en düzenli gelişmiş kaplıca alanıdır. Altyapı sorunu yoktur. Kaplıca‘ya ulaşım asfalt yolla sağlanmaktadır.

Termal Tesisleri’nin girişinde, Yedi Havuzlar’da denilen bir çağlayan bulunmaktadır. Çeşitli, renkli ortancaları ile ünlü Termal’de, çok nadide ağaçlar bulunmaktadır. 39 çeşit yaprağını döken ağaç, 26 çeşit yaprağını dökmeyen ağaç, 25 çeşit yaprağını döken ve sürekli yeşil çalı ve 18 çeşit sarıcı ve örtücü bitki vardır. Güney Park çam, manolya ve değişik türde ağaçlar içindedir.
Termal’de bulunan Gökçedere’ye kaplıca sularının verilmesiyle otel ve motellerin büyük bir bölümü tesisleri içerisinde müşterilerinin kaplıca sularından faydalanmalarını sağlamaktadırlar.

Yüzyıllardır çeşitli medeniyetlerin şifa merkezi olan Termal’in şifalı su kaynakları günümüzde de birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Kaplıca suları romatizmalı ve metabolizmalı hastalıklarda, sindirim sistemi, karaciğer, safra kesesi, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, ortopedik operasyonlar sonrası, deri hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kadın hastalıkları, fonksiyonel rahatsızlıklara sahip hastalara şifa dağıtmaktadır.

Geçmiş dönemlerde farklı kültürlerin etkisi altında kalan Termal, özellikle Romalılar döneminde kaplıcalardan dolayı çok ilgi görmüş ve önem kazanmıştır. M.Ö. 2000 yıllarında büyük deprem sonucunda ortaya çıktığı bilinen Termal kaplıcaları 6.yy ‘dan itibaren PYTHİA THERMA _Pythia ‘daki kudret ve kuvvet hamamları olarak gösterilmiştir. Bunun nedeni ise, toprak yarıklarında çıkan buhar ve sıcak sudan dolayı burasının bir yeraltı tanrısına ait olduğunun düşünülmesiydi. Özellikle gençlik aşısı yerine geçen Hayat İksiri kaplıca hamamları ilk olarak Kral Constantinus tarafından yaptırılıp, Iustinianos zamanında da restore edilmiştir.

Kaplıcalar, Sultan Abdülhamit zamanında tekrar önem kazanmış ve Ulu Önder Atatürk döneminde son halini almıştır. Atatürk, Termal’e büyük önem vermiş, sık sık dinlenmek üzere Termal’e gelmiş ve burada uzun zaman geçirmiştir. Termal, tarihinin her döneminde bir sağlık ve dinlenme merkezi olarak önemini korumuştur. Osmanlılar zamanında kaplıca suları 1892’de Cemiyet-i Tıbbiye tarafından incelenmiş, suların Aix Les-Bains sularına eşit olduğunun anlaşılması üzerine buraya otel ve hamam yapılmıştır. 1932 yılında Atatürk’ün kazı emrini vermesi ile başlatılan çalışmalar da çeşitli adak stelleri, mezar taşları, bir kilise ve dehliz, Bizans İmparatoru II. Iustinianos (M.S.565-578) monogramı taşıyan sütunlar bulunmuştur. Kilise ve dehlizin o dönemin günah çıkarma yeri olarak kullanıldığı, hastaların gelecekten haber almak üzere burada uykuya yattıklarına dair rivayetler vardır. Dehlizde en ufak bir fısıltının diğer taraftan duyulması, bu rivayetlere ışık tutmaktadır. Kilisenin kapısında bulunan iki mezar taşının da Beş Melek Kilisesi’nin Ayazması’na ait olabileceği düşülmektedir.

atil-durumdaki-termalin-son-goruntusu (4)atil-durumdaki-termalin-son-goruntusu (2)atil-durumdaki-termalin-son-goruntusu (1)

Koçal; Yalova’yı Nasıl Hayal Ediyorsunuz? Koçal; Yalova’yı Nasıl Hayal Ediyorsunuz?