Ülkemizin önemli kurumlarının başında gelen Türkiye Barolar Birliği’nin Başkanı Avukat Erinç Sağkan, 3 Şubat Pazartesi günü Yalova’daydı. Yalova Adliyesi Ek Binası’ndaki Yalova Barosu’na ait odaların açılış törenine katılan Başkan Sağkan, Yalova Gazetesi’nin konuğu oldu.

Ülke gündemini son haftalarda meşgul eden İstanbul Barosu’nda yeniden seçim kararı alınması, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı tutuklanması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’nde ifade vermesi gibi birçok gündemdeki konu hakkında duygu ve düşüncelerini paylaşan Başkan yargı bağımsızlığına dikkat çekti.

“Türkiye’nin en önemli gündemi yargı bağımsızlığı sıkıntısıdır”

İstanbul Barosu Yönetimi’ne soruşturma başlatılıp yeniden kongre kararı alınması, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan Çağlayan Adliyesi’nde ifade alınmasını hatırlatmamız sonrası kameralarımıza konuşan Başkan Sağkan, “Aslında bu saydıklarınıza kronolojik olarak da hem öncesine hem de sonrasına farklı isimler de ekleyebiliriz. Hemen örnek verebilirim. Örneğin, Halk TV soruşturması, Suat Toktaş… Aslında bakarsanız, gündem sürekli değişmiyor; isimler değişiyor. Gündem aslında Türkiye'de bence tek, en başta, ya da belki tek diyemem ama en önde gelen gündem, Türkiye'de yargı bağımsızlığı sıkıntısıdır. Bahsettiğimiz bu isimlerin hepsiyle ilgili olarak temelde ortak nokta, Türkiye'de hukuka olan güvenin sarsılması ve yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi kaygı ve şüphe uyandıracak yargı pratiklerinin hayata geçirilmesidir. Tabii, her birine ayrı ayrı birçok hukuksuzluk var. Tek tek saymak belki mümkün olmaz ama baktığınızda, Sayın Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla ifadeye çağrılacağı bilindiği hâlde Ankara'da bir gözaltı işlemi uygulanması, İstanbul'a araçla getirilirken yolda başka suçlamaların soruşturma dosyasına eklenmesi, sabah apar topar Kayseri Emniyeti ile İstanbul'dan yazışmaların yapılması ve oradaki bazı olaylarla Sayın Genel Başkan arasında bir bağ kurulması gibi gelişmeler var” dedi.

“En çok güvenmemiz gereken yargı merciinden çekinir hale geliyoruz”

Yapılan yargı uygulamalarıyla birlikte sağlıklı, etkin ve şeffaf bir soruşturma yapıldığından bahsetme şanslarının kalmadığından dert yanan Başkan Sağkan, “Keza aynı şekilde diğer uygulamalara da baktığınızda, aslında birçoğunda temelde soruşturmada çok ciddi usulsüzlükler yapıldığını görüyoruz. Soruşturma, bir nevi lekelenmeme hakkını teminat altına alması gereken bir süreç olmalı, ancak bunun aksine şüpheliler bakımından bir itibarsızlaştırma sürecine dönüştüğünü ve toplumun bir kesimine, muhalif olarak adlandırılabilen kesime gözdağı verilmesi amacıyla bir uygulamaya dönüştüğünü görüyoruz. Bunların temelde kesiştiği nokta ise ifade hürriyeti ve ifade hürriyeti şemsiyesi altında basın hürriyetine dönük sınırlamalar ve ağır hak ihlalleridir. Aynı zamanda belki daha da ötesi ve üzerinde konuşmamız gereken konu oto-sansürdür. Yani insanların artık korkarak, "Bunu yazarsam sabah hakkında bir gözaltı süreci başlar mı?" kaygısıyla düşüncelerini, fikirlerini özgürce ifade edemediği bir ortamın hızla Türkiye'nin geneline yayılmasıdır. Bizim bakımımızdan değerlendirme konusu ise tam da bu yönde yürütülen işlemlere yargının araç kılınmasıdır. Kendimizi güvende hissetmemiz gereken, yani sırtımızı yaslayıp, "Evet, hakkımda bir işleme başlasa bile benim arkamda yargı var ve bu yargıya güveniyorum. Temel hak ve özgürlüklerimi Türk yargı sistemi koruyacaktır." diyebilmemiz gerekirken, biz yargı sisteminin olumsuz pratiklerinden dolayı, sistemin içerisinde en çok güvenmemiz gereken unsurdan, yani yargıdan, çekinir hale geliyoruz. Bunu sadece ben söylemiyorum. Bugün sokağa çıkalım, rastgele önümüze gelen birkaç kişiye bunu soralım: "Hukuka güven var mı Türkiye'de?" Ben çok açık ifade edeyim: Bu yurt dışı kaynaklı veya yurt dışı hukuka güven endeksi, Türkiye'nin şu kadar ülke arasında bu sırada olduğu gibi parametrelerle yapılan araştırmaları önemsemiyorum ve hangi parametrelerle yapıldığı konusunda da endişelerim olduğu için, kendi açıklamalarıma da bir veri olarak kullanmıyorum, özellikle son dönemde. Ama zaten bunlara ihtiyaç da yok” ifadelerini kullandı.

Başkan Canbay; Bu Davranışı Şiddetle Kınıyorum Başkan Canbay; Bu Davranışı Şiddetle Kınıyorum

“Yargıya duyulan güven devlete duyulan güven demektir”

Türkiye’deki hukukun yaşadığı sorunları açıklama konusunda herhangi bir parametreye ihtiyaç duyulmadığını, sokaktaki vatandaşa kulak verilmesinin yeterli olduğunu vurgulayan Başkan Sağkan, “Bunun birden fazla sebebi var: Çok uzayan yargılamalar, ilk derece mahkemelerinde standardın çok düşmesi nedeniyle verilen çok yanlış kararlar, bunlar muhakkak etkenler. İnsanlar, yargıya başvurmaktan başka sebeplerle de çekiniyorlar. Sadece içinde siyasi tarafı olan yargılamalardan bahsetmiyorum. Bugün basit bir kira davasının bile ilk duruşması bir sene sonra veriliyorsa, basit bir alacak davanız bile 3, 4, 5 sene sonra sonuçlanıyorsa, işçisiniz, işten atılmışsınız, haksız yere atılmışsınız ve kıdem tazminatına ihtiyacınız var. Çoluğunuzun, çocuğunuzun rızkı var. Onların hayatını sürdüreceksiniz. Ama yargıya başvurduğunuzda 3, 4, 5 yıl sonra hak ettiğinize kavuşamıyorsunuz. Bunların yanına bir de siyasileşen yargı pratiklerini eklediğimizde, yani bir şekilde siyaset kurumunun etkisi olduğu inancının kamuoyuna yayıldığı ve az önce isimlerini zikrettiğiniz örneklerin eklendiği bir ortamda, sistem artık yurttaşlarımız bakımından tamamen güvenilemez bir yargı pratiğine dönüşüyor. Ve hep şunu söylüyorum: Bakın, bir ülkede bozuk bir ekonomiyi düzeltirsiniz, ülkenin eğitim sistemi yanlış gidiyordur, düzeltirsiniz, sağlık sistemi yanlış gidiyordur, düzeltirsiniz. Ancak yargıya duyulan güven devlete duyulan güven demektir. Yargıya duyulan güveni sarstığınız zaman devlete duyulan güveni sarsarsınız ve onu bir daha toparlamak, az önce saydığım diğer unsurlardaki kadar, maalesef kolay olmuyor. Bu nedenle Türkiye'nin en önemli sorunu, Türkiye'nin birçok problemi var şu anda. En başa, şu anda yaşanan ağır iktisadi krizden dolayı ekonomiyi koyarız deniliyor, ama bana göre Türkiye'deki en temel sorun şu anda yargı bağımsızlığı sorunudur. Yargıya güven sorunudur. Öncelikle aşılması gereken noktanın da bu olduğunu düşünüyorum. Bu sorunu çözmeden zaten diğer sorunlarda da sağlıklı ve sürdürülebilir bir adımın atılması mümkün görünmüyor” diyerek açıklamalarına son verdi.

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel