Yalova Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAG-DER) Başkanı Sabri Karaçam, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli büyük depremin yıldönümü dolayısıyla açıklamada bulundu.
Karaçam, “Enkaz altında kaldıysanız; Muhakkak birileri yardımınıza gelecektir. Bu komşunuz, akrabanız, Arama kurtarma ekipleri olabilir. Ama bunlar için senin de hazır olman gerekir” dedi. Yalova Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAG-DER) Başkanı Sabri Karaçam, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli büyük depremin yıldönümü dolayısıyla açıklamada bulundu. Karaçam, “6 Şubat depreminin üzerinden 1 yıl geçti. Maraş’ta özellikle kurtarmada yaşadıklarımızı sizlere aktarmak istiyorum. Kriz merkezinin vermiş olduğu adrese gidip çalışıyorduk. Tabii her taraf yıkılmış. Biz enkaz başına gidince etrafımız sarılıyordu. Ne olur gelin ses geliyor. Kıramıyorduk 2 kişiyi alıp yan enkaza geçiyorduk. Sesli sessiz arama yapıyorduk hiçbir belirti gelmiyordu. Aramaya devam ediyorduk. Belirli çalışmadan sonra şahsa ulaşıyorduk. Genelde kiriş yatak arasında sıkışmış ve hayatını kaybetmiş şekilde buluyorduk. Oysa Yatağın yanına kendini bıraksa sağ çıkacak. Burada gördüğümüz şey eğitimsizlik ve ne yapacağını bilmemezlik ön plana çıkıyor. Enkaz altında hayatın idamesi binanın tamamıyla yıkılması ve enkaz altında kalınması, deprem durumunda gerçekleşebilecek en olumsuz ihtimallerdir. Ancak böyle bir durumda dahi hayatta kalma olasılığı vardır. Böyle bir durumda sakin olmak ve sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapmak her şeyden önemlidir; zira afetzedelerin enkaz altında sahip olduğu en büyük güç moraldir. Morali yüksek tutmak her zaman ve her koşulda olumlu sonuç verir; güçlü bir irade dayanıklılığı ve umudu artırır. Ayrıca enkaz altından, günler sonra bile canlıların çıkarıldığı, insanların kurtulduğu unutulmamalıdır. Enkaz altında hareket tarzı genel olarak aşağıdaki adımlardan oluşur: Durum değerlendirmesi Vücudunuzu kontrol edin, yaralanıp yaralanmadığınızı anlamaya çalışın. Yeterli ışık kaynağı varsa açık yaralarınızı tespit etmeye çalışın. Vücudunuzu kıpırdatmayı, elinizi kolunuzu, ayak ve bacaklarınızı küçük hareketlerle oynatmayı deneyin; böylece yaralandığınız bölgeyi belirleyebilirsiniz. Depremden sonraki ilk dakikalarda vücudunuzdaki ağrı ve yara sızılarını hissetmemeniz doğaldır. Yaralıysanız, özellikle herhangi bir kırık varsa hareket etmemeye çalışarak bekleyin. Enkaz altında sıkışıp kaldıysanız, arama kurtarma ekipleri sizi buluncaya dek, belki günlerce beklemek zorunda kalabilirsiniz. Böyle bir durumda enerjinizi boşa harcamayın, paniğe kapılmadan bekleyin. Unutmayın ki panik ve korku stresi getirecek, bu da umutsuzluk ve çaresizlik gibi duygulara yol açacaktır. Ayrıca stres, korku ve panik solunum düzenini engelleyecek, hızlı ve yüzeysel solunum ise akciğerlerin yetersiz havalanmasına, kandaki oksijen oranının düşmesine neden olacaktır. Durumunuzu kontrol etmek için aşağıdaki adımları uygulayabilirsiniz: Sakin olun. İlk etapta kesinlikle kıpırdamayın. Vücudunuzdaki ağrı veya acıları hissetmeye çalışın. Eğer ağrı veya acı hissetmiyorsanız ayak parmaklarınızdan başlayarak uzuvlarınızı çok hafifçe kıpırdatmaya çalışın. Ağrı veya acı hissettiğiniz yerleri mümkünse oynatmayın. Pozisyonunuzu tayin edin. Ne kadar sıkışmış olduğunuzu kontrol edin. Çevrenin değerlendirilmesi Durum değerlendirmesinden sonraki aşama, çevrenin değerlendirilmesidir. Burada ilk yapılması gereken, risk oluşturabilecek tehlikeleri tanımlamaktır. Enkaz altında karşılaşılabilecek risklerden bazıları şunlardır: Toz Depremde meydana gelen yıkılma, çökme ve devrilme sırasında oluşan toz bulutları ve zerrecikler solunumu engelleyebilir. Bu durumda en yakında bulunan ince bir bez parçasını ağız burun kapanacak şekilde örtmek riski azaltacaktır. Bir hafta sonra bile canlı şekilde çıkılma şansı var durumu enkaz altında dayanma süresini etkiliyor. Van’daki depremi, Maraş depremlerini Marmara depremi ile kıyasladığımız zaman ortamların sıcaklık farkı fazla. Haliyle soğuk ortamda direnme daha kolaylaşıyor. Çünkü susuzluğa karşı biraz daha tahammüllü olunuyor. Bir de sıcak bunun içine girdiğinde, kazazedeleri enkaz altında en fazla etkileyen susuzluk. Akıllarda kalan: Van Depreminde Azra bebek 47 saat sonra, Haiti’yi vuran şiddetli depremde bir kadın, ortağı olduğu otelin enkazından 100 saat sonra, Erzincan'da 13 Mart 1992 Depreminde Hemşire Nurcan günlerce sonra kurtarılmıştı. Enkaz altında kaldıysanız; Muhakkak birileri yardımınıza gelecektir. Bu komşunuz, akrabanız, Arama kurtarma ekipleri olabilir. Ama bunlar için senin de hazır olman gerekir. Bunu altını önemle çizmem gerekiyor. Çoğu zaman bölgemizde yalvarıyoruz. Afet farkındalık eğitimlerini ve kurtarma Eğitimlerini alın. Deprem bölgesi küçükse sorun yok. Eldeki mevcut imkanlarla halledilir. Bölge büyük olursa enkazda çalışacak tecrübeli İnsanlara ihtiyaç vardır. İş bilen 3 kişi Elinde ekipman varsa Vatandaştan destek alarak enkazdaki insanlara ulaşabilir. Maraş’ta vatandaştan destek istedik ve aldık. Aynı anda 12 kişilik bir ekiple 3 enkazda çalıştık ama vatandaştan destek aldık. Biz Kurtarma ekipleri enkazda sesli, sessiz aramalar yapar. Burada enkaz dışındaki İnsanlarımızın duyarlı olması gerekir. Gerçekten bu konuda bilgisi varsa kurtarma ekiplerinin uyarılarına uymaları gerekir. Sesli, sessiz aramalarda gürültü yapmadan sessizliği sağlayabilirler. Enkaz altından gelecek hayat belirtileri ekiplerin orada çalışma yapmalarını sağlayacaktır. Özellikle nefes gücünüzü boş yere harcamaktansa enkaz üzerinde çalışma başlatıldığını hissederseniz o an nefesinizi harcamanız gerekir. Afetlerden önce insanların birtakım önlemler alması gerekir. Bunlardan en önemlisi, evin belirli köşelerinde, yatakların yanında bir düdük bulundurulmasıdır. Bunun için de bağırmak yerine düdük ya da bir yere taş parçasıyla vurmak gerekir. İşin özü şu; Enkaz altında kalan, sağlam çıkan, hiç zarar görmemiş olan birinci derece deprem bölgesinde olan ve olmayan her kişi afetler konusunda neler yapılması gerekiyor bilmesi lazım. Deprem bölgesinde yaşamayanlar bile Afetlerde davranış biçimlerini bilmeli. Bence tüm Vatandaşlarımız ‘’Aile bireylerine yönelik Afet Bilinç Eğitimlerini’’ almalı. Sonraki aşama ve en önemlisi kurtarma Eğitimlerine katılmak” dedi.
Marmara Depreminde Alınacak Tedbirler
Olası Marmara Depremi öncesinde alınacak tedbirler hakkında da bilgilendirmede bulunan Yalova MAG-DER Başkanı Sabri Karaçam maddeler halinde şunları söyledi; “Marmara (Yalova) Depremi için TAMP çerçevesinde hazırlıklar sürmekte. Çalışma gurupları oluşturulmuş. Bu guruplar Çadır kurma-Ulaşım- İletişim –Beslenme-Kurtarma. Bunların görev tanımı vardır. Tüm bunları AFAD Müdürlükleri organize eder. Birinci derece deprem olacak yerlerde 5 il destek İl olarak kriz merkezini yönetecek şekilde planlanmış. Deprem olunca bu İller gider çalışmalarını yapar. İlk toplanma alanlarında çadırlar kurulur. Beslenme gurubu yemek işini halleder. Diğer guruplarda tanımlanmış görevleri yaparlar. Maraş’ta bunların hiç biri yoktu. Kriz merkezi kurulmuş gelen kurtarma ekiplerini enkaza yönlendiriyorlardı. Araç yoktu araç bekleniyordu bu bir zaman kaybı idi. Oysa yardımcı İller araç takviyesi yapmalı kendi illerinden. Biz bazı yerlerde telefonlar çekiyordu haberleşmeyi kısıtlı olarak yapıyorduk. Pek önemsemedik. Ama 112 arama sorundu telefon olmadığı için enkaz başında duran Vatandaşlara 112 ara ambulans veya cenaze aracı ve şu ekipman gerekiyor kriz merkezi göndersin ama ulaşmak mümkün olmadı. Geçen bir emniyet aracından yardım istemeye çalışıyorduk bazen gidip yerine bildiriyorlardı. Ambulans gelmeyince Orada bulunan Vatandaşın araçlarından yaralandık. İstasyonlarda Mazot ve benzin yoktu onun için vatandaşa araçta yakıt var mı sorusunu hep sorduk. 112 bende çok aradım Maraş’taki yoğunluktan kitlendiği için İzmir 112 çıkıyordu Numaramı alıyorlar ve birazdan size ulaşacaklar deniyordu en az 8/10 kere aradım. Hiç birinde dönen olmadı. Yalova’da Olası depremde aynı durumlar yaşanabilir şimdiden tedbiri alınmalı.
Toplanma Alanları
Vatandaşa anlatıyoruz her zaman ve eğitimlerde. Vatandaş bu işin içinde olmalı. Çadır kurma ilk toplanma ve geçici barınma alanlarında Vatandaş çalışma guruplarına destek vermeli. 2007 yılında Japonya Kobe’den gelen bir ekip Derneğimizi ziyaret etti. Toplanma bölgeleriyle ilgili çok güzel açıklamalarda bulundular. Her Mahallede bir toplanma bölgesi var. Bu bölgeler yeşil alan gibi halkın orada dinlendiği oturduğu bir yer, ama içerisinde depolar var depolarda çadır, WC, Duş kabinleri, Yemek çadırları. Alt yapısı hazır. Deprem anında toplanan halk için gönüllü çalışan ekipler tarafından kurulmakta. Hazır olan alt yapılar üzerine çadırlar, WC ler diğer ihtiyaçlar monta yapılarak vatandaşlara verilmekte kurulan yemek çadırında insanlara yemek pişirilmekte. Gece elektrik ihtiyacı ise güneş enerjisi.
Çadırları Ve Tüm Malzemeler İşi Bitince Tekrar Depolara
Bizde Toplanma bölgelerinde alt yapı yok. Boş arazi çadırlar dağılır toplanma bölgelerinde alt yapı olmadığı için herkese çadır verilir. Herkes çadırları evlerinin önüne kurar. Çadırların geri dönüşü yok ekonomik bir kayıp.
Ne Yapılmalı
Japonya örnek alınarak yerel İdarelerin hemen alt yapıları yapması gerekmektedir. Zaman zaman konuya değindik. Ama kimse umursanmadı. Kesinlikle yeşil alanlar yok edilmemeli Yerel İdarelerin kesin çözüme ulaştırılması gereken çok ciddi bir konudur. Var olan toplanma alanları Yalova Afet Müdürlüğü, Belediyeler, işbirliği ile tespit edilmiş tabelaları asılmış ama. Toplanma alanları şu anki şartlara göre depremden sonra insanların toplanıp bir yere gitme alanı değildir. Geçici barınma yerleri kurulana kadar Afetzedelerin kalacağı bir yer olarak düşünülmüştür. Yine Japonya’dan örnek verirsek, toplanma alanlarında semt sağlık ocakları görevlerini burada sürdürürken hastaneler ise daha ağır vakalara bakar. Bizdeki toplanma alanlarının hiçbir alt yapısı yok. Yemek nasıl pişecek, Sağlık hizmetleri nasıl yapılacak, afetzedeler gece nerede yatacak. Afet sonrasında barınma ihtiyacının giderilmesi üç farklı aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalarda ilk toplanma alanları, barınma ve Konut. Afetin meydana gelmesinden sonra Afetzedeler barınma alanları kurulana kadar varsa kamu barınaklarında, toplanma alanlarında, çadırlarda ya da yakın akraba ve dostlarının evlerinde barınmaktır. İlk toplanma alanlarında normal yaşam kalitesi sağlanamaz. Ancak bu alanlarda kısa sürelide olsa ihtiyaçların karşılanacağı WC, en önemlisi de bu alanlarında yemek ve sağlık tedavilerinin verilmesidir. Tabii ki bu alanlarında ev hayatı yaşamı beklenemez. Afetzedeler bu alanda tuvaletini nereye yapacak, elini yüzünü nerede yıkayacak? Erkekleri geçtik kadınlar bu ihtiyaçlarını nerede karşılayacak.
Çözümü yok mu? Evet var
Japonya’da İlk toplanma alanları Halkın kullandığı yeşil alanlar. Bir köşede konteynerler var. İçinde kuru gıdalar, çadırlar, tuvaletler, duş alma kabinleri, mutfak malzemeleri. Alt yapıları hazır olan yerlere bunlar yerleştirilir su bağlantıları yapılır mutfak kurulur bu alanda yaşam başlar. İlk toplanma alanlarının önemi çok büyüktür. 99 Depreminde aslında boş alan çoktu. Depremden zarar görenler duydukları korku nedeniyle evlere giremeyen halk, kendini güvende hissetmek için park, bahçe, dere kenarı, deniz kıyısı ve mahalle aralarına barakalar yaptılar. Geldiğimiz noktada artık boş alan bulmak çok zor. Geçici Barınma: Afetzedelerin aylarca kalabileceği Bireylerin günlük yaşantılarına devam edebildiği, iş ve okullarına gidebildiği, günlük faaliyetlerini sürdürdüğü alanlardır. Geçici konutlar, çadırlar, prefabrik evler ya da küçük kulübeler olabilmektedir. Konut; Afetten zarar görenlerin, evi yıkılanların konutları yeniden inşa ve tamir edildikten sonra eski konutlarına dönmeleri ya da kişilerin kalıcı süreyle kalmayı planladıkları yeni yerleşim alanlarına dönmeleri aşamasıdır.
Oysa 99 Depremini yaşadık
Naylon bulunamadı veya karaborsa gitti, Tuvalet mi? cadde aralarında logarların üzerine tuvalet, su yok. Afet sonrasında çeşitli ülkelerde acil barınma politikalarını kendi şartlarına göre planlamıştır. Her Ülkede aynı uygulamalar yapılamaz, bunu Ülkenin şartları belirler. Japonya’da binalar sağlam. 9 Büyüklüğünde depremde yıkılan bina yok. Hasarlı konutlar oluşmuştur. İlk toplanma alanları depremin şokunu atlatmak artçı depremleri evde yaşamamak için genelde İnsanların tercih ettiği bir durumdur. Bizde ilgili kurumlar, Üniversiteler, olası Marmara depreminde 30 bin binanın yıkılacağı söyleniyorsa toplanma alanları ve barınma alanlarının önemi daha da artmaktadır. Afet sonrası kullanılacak Acil Toplanma Alanları ve Geçici Barınma Alanlarının kent içindeki konumlarının belirlenmesi; bu alanların dağılımı, büyüklüğü ve altyapı özellikleri gibi yeterliliklerinin sağlanabilmesi, kent planlamanın ve afet yönetiminin en önemli konularındandır. Afetsiz günler dilemek güzel temenniler. Oysa konu uzmanları deprem uyarılarını yapıyor. Keşke dirençli kentler kentsel dönüşümleri yapsak. Çözüm acilen kentsel dönüşüm başlamalı. Deprem yıkmadan biz yıkalım sağlam binalara kavuşalım. En azından can kaybı olmaz.”