İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Gaziantep’te sevgi seliyle karşılandı. İktidar kanadından kendilerine 31 Mart seçimleri sırasında atılan iftiralarla ilgili kısa bir video izleten İmamoğlu, “Bunları unutmayın, unutturmayın. ‘Terörist’ dediler. Peki ne oldu? Soruşturdular, bir kısım insanı mahkemeye verdiler. Bir kişi bile suçlu çıkmadı. Hani nerede terörist? Hani nerede hırsız? Hani, kim çaldı? Bir şey söyleyeyim mi? Doğru, çaldılar! Bu milletin emeğini çaldılar. Devletin tepesindeki bu kişilerin iddiaları yalan çıktı. İnsanlar gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarıldı. Bir kişi bile ceza almadı” dedi. Gaziantep’in yoğun bir mülteci nüfusunu barındırdığını vurgulayan İmamoğlu, “Mülteci sorununu da biz çözeceğiz. Gaziantep'te de biz çözeceğiz, Kilis'te de Osmaniye'de de biz çözeceğiz. Göreceksiniz; bu ülkeye elini kolunu sallayarak girilme biçimini ortadan kaldıracağız” şeklinde konuştu. “Bu ülkede herkes hak ettiği yaşama kavuşacak” diyen İmamoğlu, “Gaziantep'in ve Türkiye'nin önü çok açık. Sizler, yeter ki bize yetki verin. Siz, yeter ki vicdanınızın sesini dinleyin ve bozulmuş düzeni değiştirin. Kilis'te de Gaziantep'te de kazanan Millet İttifakı olacak. Kazanan 86 milyon insanımız olacak. Kazanan 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Her şey çok güzel olacak” ifadelerini kullandı. Alanda açılan dövizlerdeki mesajları tek tek okuyan İmamoğlu, “Burada olağanüstü güzel mesajlar var, birileri gibi değil, ben her yazdığınız kelimenin anlamını biliyorum. Bazıları anlamıyor ama ben biliyorum” dedi.
GAZİANTEP
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu’yla birlikte geldiği Gaziantep’te, kelimenin tam anlamıyla sevgi seliyle karşılaştı. Gaziantepliler, İmamoğlu’na konuşma yapacağı Kalealtı Tur Otobüsleri Park Alanı’na gelişinden, ayrılışına kadar, sonrasında da yol boyunca sevgi gösterilerinde bulundu.
“MİLLETİN İKTİDARINDA, VALİLER, HÜKÜMETİN DEĞİL, DEVLETİN VE MİLLETİN VALİSİ OLACAK”
Alanı hınca hınç dolduran Gazianteplileri, “Gaziantep'in fıstığı gibisin” sözleriyle selamlayan İmamoğlu, vatandaşların havaya kaldırdığı dövizleri tek tek okuduktan sonra “Burada olağanüstü güzel mesajlar var, birileri gibi değil, ben her yazdığınız kelimenin anlamını biliyorum. Bazıları anlamıyor ama ben biliyorum” şeklinde konuştu. Bugünkü buluşma için talep edilen Demokrasi Meydanı’nın Gaziantep Valisi Davut Gül tarafından etkinliğe kapatıldığını hatırlatan İmamoğlu, “Demokrasi Meydanı milletindir. Size söz Gaziantepliler, size söz. Milletin iktidarında, valiler, hükümetin değil, devletin ve milletin valisi olacak. Size söz; memleketin her bürokratı, siyasete eşit olacak, kimseye boyun eğmeyecek. Devletin bürokratı, devletin valisi, devleti temsil eder. Atatürk'ü temsil eder. Kimseye boyun eğmez” şeklinde konuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte Gaziantep’e “Gazi” unvanı verdiğini hatırlatan İmamoğlu, “İkisi de bizim canımız, ciğerimiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, hep birlikte bir muhasebe yapmak durumundayız. Bu ülkede yaşanan ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayan haksızlıklara, adaletsizliklere karşı dimdik ayakta durmak ve yüzleşmek zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti, bu topraklarda herkes eşit yaşasın, bu ülkede adalet hakim olsun diye kuruldu. Ama bugün 86 milyon insan hak, hukuk, adalet istiyor. Devlet dairelerinde, mahkeme kararlarında adalet olsun istiyor. Gelir dağılımlarında, eğitimde, sağlıkta bütün imkanlarda adalet olsun istiyor” ifadelerini kullandı.
“BİR AİLENİN HER ÜYESİNİN PARMAĞINDA ON MARİFET VAR AMA BENİM MİLLETİMİN EVLATLARINDA SANKİ BİR ŞEY YOK”
“Devlet adaletli olma vasfını kaybederse, inanın geriye hiçbir şey kalmaz, kalanın adı devlet olmaz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Torpil ve akraba ayrımcılığı, ne yazık ki bu iktidarın döneminde sıradanlaştı. 21. yüzyıl boyunca, ülkenin başarılı çocuklarına ne yazık ki sırtını döndü. Bu ülkenin başarılı çocuklarını mülakatlarda elediler. Bu ülkenin evlatlarını değil, bir avuç insanın eş, dost, akrabalarını kayırdılar. Alın teriyle kazanılan başarı zincirini kırdılar. Alın teri ve başarı zinciri, bir memleketin adalete olan inancının en önemli simgesidir. Çünkü, anneler babalar der ki, ‘Benim evladım çalışırsa, benim devletim onu korur. Benim devletim, ona hak ettiği görevi verir. Benim devletim, onu en üst makama kadar taşır. Çünkü biz, Cumhuriyetin evlatlarıyız.’ Biz, Cumhuriyeti onun için kurduk. Yüz binlerce genç bunların dönemlerinde gözyaşları içinde, mülakatlarda ellenirken, tanıdıklar kolayca iş buldular. Bunun İstanbul'u, Ankara'sı, Gaziantep'i yok. Her yerde aynı. Gaziantep'te de var biliyorum. Hep torpillerle, işe alımlarla birçok kurum haber oldu. Gaziantep Üniversitesi de haber oldu. Bir bakıyorsun -isim vermeyeceğim- X üniversitesinin hocası aynı soyaddan, Y üniversitesinin dekanı ya da rektörü aynı soyaddan, aynı aileden. Tesadüf bu; 12-13 tane yönetici olsun. Allah aşkına, bir ailenin her üyesinin parmağında on marifet ama benim milletimin evlatlarında sanki bir şey yok. Öyle bir şey yok.”
“BU HAK YEME DÜZENİNİ BOZACAĞIZ”
“Bu hak yeme düzenini bozacağız” diyen İmamoğlu, “Türkiye ayrıcalıklı aileler, torpilli bir avuç insanın ülkesi olmaktan çıkacak, çıkacak. Şurada gördüğüm her annenin, o güzel annelerin, her babanın, o saygın babaların evlatları benim evladım gibi olacak. Onların hakkını yedirmeyeceğiz. Onların hukukunu yedirmeyeceğiz. Millet ittifakı, bu partizanca tutuma son verecek. Bizim bu ülkeye sözümüz var. Cumhuriyeti demokrasiyle, devleti de adaletle taçlandıracağız, adaletle. 14 Mayıs'ta, milletçe ilk adımı en güçlü şekilde atacağız. Gerisi gelecek. İlk adım; hak, hukuk, adalet. Onun mücadelesini vereceğiz. İşte dilimize işleyen bu talebin; hak, hukuk, adaletin temsilcisi Kemal Kılıçdaroğlu'nu 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı yapacağız. Bu ülkenin en kapsamlı siyasi uzlaşmasını gerçekleştirmiş olacağız. Millet İttifakı'nı hep birlikte Meclis’e en güçlü şekilde taşıyacağız” şeklinde konuştu.
“31 MART SEÇİMLERİNİ KAZANINCA, HER TÜRLÜ İFTİRAYI ATTILAR”
Türkiye'de her şeyin kolayca unutabildiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bu ülkede ne yazık ki binlerce hukuksuzluk hikayesi var. Bu haksızlıklar, benim yaşamımda da var. Hapis cezaları verdiler bana. Her türlü engellemeyi yaptılar. Ailemle gittiğim yerleri MOBESE kameralarından takip ettiler. Devletin gücünü, hukuksuzca kullandılar. Hatta biraz gülün; elimi arkadan bağladım diye İçişleri Bakanlığı hakkımda soruşturma açtı. Ama bir şey var ki bu gülünecek bir olay değil. 31 Mart seçimlerini kazanınca, ardından her türlü iftirayı attılar. ‘Hırsızlık’ yaptılar dediler hatırlıyor musunuz? Hatırlıyor musunuz? ‘Teröristlerle çalıştılar’ dediler. ‘Çaldılar’ dediler. Bu millete, her gün sıkıştıkları anda ‘terörist’ diyor bunlar, terörist. Bu millete Millet İttifakı da ne diyor biliyor musunuz? ‘Benim 86 milyon insanım, yerli ve milli, oy versin vermesin.’ Şimdi -tarzım değildir ama- benim güzel Gaziantepli hemşehrilerimle, fazla değil elli saniyelik bir film paylaşacağım. Dinleyelim ondan sonra üstüne konuşacağım” dedi.
“15 MAYIS'TA TAYFUN KAHRAMAN’A DAÖZGÜRLÜK GELECEK ARKADAŞLARINA DA”
Sözünü ettiği iftiraları dile getiren hükümet yetkililerinin yer aldığı filmin ardından konuşan İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili hemşerilerim, ‘terörist’ dediler. Bakın, biz çok kolay unutuyoruz. Bunları unutmayın, unutturmayın. ‘Terörist’ dediler. Peki ne oldu? Soruşturdular, bir kısım insanı mahkemeye verdiler. Bir kişi bile suçlu çıkmadı. Hani nerede terörist? Hani nerede hırsız? Hani, kim çaldı? Bir şey söyleyeyim mi? Doğru, çaldılar! Bu milletin emeğini çaldılar, emeğini. Devletin tepesindeki bu kişilerin iddiaları yalan çıktı. İnsanlar gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarıldı. Bir kişi bile ceza almadı. Masum insanların hayatlarıyla oynadılar. Bakın benim yol arkadaşım, bugün bir yılını doldurdu, tek derdi güzel şehircilik olan ve bir parkın yok olmaması için mücadele eden Tayfun kardeşim ve arkadaşları bir yıldır hapiste; Tayfun Kahraman. 15 Mayıs'ta ona da özgürlük gelecek arkadaşlarına da. Bu günahların ve yalanların bedeli olarak da 23 Haziran'da milletten demokrasi tokadı yediler. ‘13 bin oy yetmez’ dedi. Millet onlara 806 bin oyluk, okkalı bir demokrasi tokadı vurdu. İşte 14 Mayıs’ta akıllanacaklar. Hukuksuzluğa uğrayan kim var ise, özgürlüğüne kavuşacak. Yeni ve güzel bir ülkeye uyanacağız.”
“KAVGA YERİNE SEVGİ VE MUHABBETLE DOLU YENİ BİR DÖNEME GİRECEĞİZ”
“Kavga yerine, sevgi ve muhabbetle dolu yeni bir döneme gireceğiz” diyen İmamoğlu, “Devlet, artık her şeye ve herkese adalet gözlüğüyle bakacak. Adamına göre adalet, adamına göre hukuk, adamına göre makam devri bitecek. İnsana ve hukuka saygılı, merhametli, vicdanlı bir devletimiz olacak. Liyakatli, yetenekli, iş bilen, çözüm üreten bir hükümetimiz olacak. Tıkır çalışacağız. Ülkenin sorunlarını hep birlikte çözeceğiz. Çok değil, iktidarda daha bir yılı bile doldurmadan, göreceksiniz AK Partiye inanmış, gönül vermiş, oyunu vermiş yurttaşlarımız bile bizim hakkımızı verecek. Onlar bile diyecek ki, ‘Evet, bizim partimiz icraat yapmıştı ama bu yeni hükümet, çok daha fazlasını, çok daha hızlı, çok daha doğru yapıyor diyecekler. AK Parti'ye inanmış o dostlarımız, hemşehrilerimiz, ‘Bunlar parti ayrımı yapmadan hizmet ediyor’ diyecekler. ‘Bunlar kimseyi dışlamıyor. Helal olsun bunlara’ diyecekler” şeklinde konuştu. İstanbul’da bunun örnekleriyle sokaklarda karşılaştığını vurgulayan İmamoğlu, “Bu benim en büyük mutluluğum biliyor musunuz? O dönemde bir iş birliği yapıldı. 2019’da çok önemli bir seçim kazanıldı. Millet İttifakı'nın en önemli başlangıç noktalarından birisi oldu. Sadece Millet İttifakı değil, demokrasiye inanan herkes bizi destekledi. Hele hele seçim iptal edildikten sonra büyük bir destek aldık. Ama inanınız ki, o ittifak sürecinde bana oy veren değil, oy vermeyenlerin memnuniyeti sokakta gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum” ifadelerini kullandı.
“PATATES, SOĞAN DEDİRTTİLER YA MİLLETİMİZE, BUNLAR UTANSIN”
Konuşmasının bu noktasında sıcak hava nedeniyle ceketini çıkaran İmamoğlu, vatandaşlardan gelen, “Patates, soğan; güle güle Erdoğan” sloganına kayıtsız kalmadı. “Patates, soğan dedirttiler ya milletimize, bunlar utansın, utansın. Yatacak yeri yok” diyen İmamoğlu, “Ben İstanbul'da, Ankara'da Mansur Yavaş başkanımız ve birçok yerde Mersin'de, Adana'da, Antalya'da aynı şeyleri yaşıyoruz. Çünkü bizim kavgayla, ayrıştırmayla işimiz yok. Bizim işimiz, icraatlarımızla insanların gönlüne girmek, gönlüne. Bizim derdimiz, herkesten hayır duası almak. Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları olarak, pek çok bakanlığın bütçesinden fazla bütçe yönetiyoruz. Metrolara, fabrikalara, çok büyük yatırımlara imza atıyoruz. Dört yıldır her gün, dakikalarca incelendik. Teftiş edildik. Bize mercekle bakıyorlar. Tek bir açığımızı bulamadılar. Bulamazlar, çünkü yok. Bizim olduğumuz yerde usulsüzlük olmaz. Bizim olduğumuz yerde yetim hakkı yenmez. Bizim olduğumuz yerde iş vardır, icraat vardır, hizmet vardır, çözüm vardır. İstanbul bunu gördü, Ankara bunu gördü. 14 Mayıs'tan sonra Gaziantep de bunu görecek. 15 Mayıs'tan itibaren çok çalışacağız” şeklinde konuştu.
“BU ÜLKEYE ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GİRİLME BİÇİMİNİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ”
“Biz işledikçe ışıldayan ekibiz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Ülke için, millet için, çalışmaktan mutluluk duyan, çok geniş, çok güçlü bir kadro olduğumuzu bütün Türkiye ispat edeceğiz. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hanımefendiyle ve diğer bütün liderlerle, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarıyla sınırlı olmayacak bu kadro. Bu kadroda ekonomiyi, eğitimi, sağlığı, dış politikayı çok iyi bilen, dünya çapında birçok isim olacak. Bizim bu kadromuzda kim var biliyor musunuz? Milletin evlatları var. Gaziantep'in pırlanta gibi evlatları olacak bu kadrolarda. Sizler varsınız. Hep birlikte çalışacağız. İktidarın bugün yaşattığı o kötü ortamı, hızla istikrara ve güven ortamına kazandıracağız, göreceksiniz. Herkes önünü görecek. Herkes hesabını kitabını yapabilecek. Türkiye, sağlıklı büyüme ve sosyal kalkınma yoluna girecek. Tek tek şehirlerin özel sorunlarıyla ilgileneceğiz. Örneğin; Gaziantep'in yaşanan göç dalgası nedeniyle uğraşmak kaldığı sorunları çözeceğiz. Mülteci sorununu da biz çözeceğiz. Gaziantep'te de biz çözeceğiz, Kilis'te de Osmaniye'de de biz çözeceğiz. Göreceksiniz; bu ülkeye elini kolunu sallayarak girilme biçimini ortadan kaldıracağız. Öyle bir şey yok. Barış içerisinde bir Türkiye, barış ve huzur içerisinde bir Ortadoğu'nun varlığı, o insanların da kendi vatanlarında mutlu olmasını sağlayacak, göreceksiniz.”
“GAZİANTEP'İN VE TÜRKİYE'NİN ÖNÜ ÇOK AÇIK”
Gaziantep ve ilçelerinin de 6 Şubat depremlerinden etkilendiğini aktaran İmamoğlu, “İslahiye'yi ve Nurdağı'nı da etkileyen büyük bir deprem sorunumuz oldu. Milletçe ayağa kalkacağız. Milletçe depremdeki yaraları saracağız, göreceksiniz. Depremi, insanları öldüren değil, sadece doğanın bir afeti olarak yaşayacağımız günlere kavuşacağız. Gaziantep'i de afetlere karşı güçlü hale getireceğiz. Deprem gerçeğini asla unutmayacağız, hafife almayacağız. Bir dakika içerisinde ne yazık ki sevdiklerimizi, evimizi, şehrimizi sahip olduklarımızı yitirmenin kader olmasını ortadan kaldıracağız. Bunu bilerek hareket edeceğiz. Depreme karşı çok büyük bir seferberlik başlatacağız. Afet riskini önceleyerek, kentsel dönüşümü güçlü bir şekilde harekete geçireceğiz. Dört yıldır İstanbul'da yaptığımız hangi hazırlık var ise, bunların her birini bütün Türkiye'ye yayacağız. Sosyal yardımlaşmayı, insanlara yardım etmeyi, devletin bir lütfu değil, sorumluluğu haline getireceğiz. Neyin, nasıl yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Milletine hizmet eden bir devlet olacak. Milletine gücünü gösteren değil, şefkatini ve vicdanını gösteren devlet olacak. Gaziantep'i, Kilis'i ve bütün Türkiye'yi bu seferberliğin içine katacağız. Hep birlikte başaracağız. Bu ülkede herkes hak ettiği yaşama kavuşacak. Gaziantep'in ve Türkiye'nin önü çok açık. Sizler, yeter ki bize yetki verin. Siz, yeter ki vicdanınızın sesini dinleyin ve bozulmuş düzeni değiştirin. Kilis'te de Gaziantep'te de kazanan Millet İttifakı olacak. Kazanan 86 milyon insanımız olacak. Kazanan 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Her şey çok güzel olacak” dedi.