CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Anayasa, Hakkari Belediyesine Kayyım atanması ve Ezgi Apartmanını gündemine alan Özel, önemli açıklamalarda bulundu.  

Anayasa ile ilgili sert açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuya dair satır başları,

"Elimde dün akşam yayınlanan bir Anayasa Mahkemesi kararı var. Anayasa Mahkemesi kararları, yargılamaları bugünlerde herkesin dilinde. Anayasa herkesin dilinde. Ben de yemin ederken Anayasa'ya göre ediyorum. Sayın Erdoğan da öyle. Anayasa Mahkemesi Başkanı da ona göre yemin ediyor, yetki kullanıyor. Yargıtay Başkanı da öyle. Burası hukuk devletiyse Anayasa'ya uyacağız. Mecliste uyulmazsa görev bize ait. Grup başkan vekillerimiz, ilgili uzmanlarımızla çalışırlar. Anayasa'ya aykırı kanun ya da kanun hükmünde kararname ya da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi varsa görev 120 milletvekilini birlikte imza attırabilen CHP'nindir.

“Anayasa değişikliğinin OHAL şartlarında oya sunulmasıyla başladı”

Bu rejim 16 Nisan referandumunda rejime kasteden bir Anayasa değişikliğinin OHAL şartlarında oya sunulmasıyla başladı. İlk yapılacak seçimden önce yetki kanunu çıkarıldı. Yetki kanunu seçime kadar kullanılmadı. Seçimden kabine atanana kadar önceki yetki kanununa dayanarak yasal boşlukla ve kanun sınırlarını aşarak kanun hükmünde kararnameyle 703 sayılı KHK ile devlet baştan aşağıya dizayn edildi. 'Durun, yapmayın' dedik. 'Anayasa'ya aykırı' dedik. Dediler ki; 'aykırıysa Anayasa Mahkemesi'ne gidin'. 60 gün içinde iğneden ipliğe inceledik. Tuğla gibi bir başvuru yaptık. Bizim 60 günde inceleyip iddia ettiğimiz aykırılıkları Anayasa Mahkemesi 6 yıl inceledi.

“Her Şeyi İptal Etti”

Özgür Özel "O sırada Cumhurbaşkanlığı kabinesi atandı. Bakanlar atandı. Rektörler atandı. Genel müdürler atandı. Üstüne bir seçim daha yaşandı. Yeni işler yapıldı. AYM kararı belediyelerin Cumhurbaşkanı kararıyla kurulmasından Adalet Bakan yardımcısının HSK'da doğal üye olmasına, rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanmasından, TRT'ye bedelsiz taşınmazların devredilmesine, TRT'nin özel şirket kurmasına, kamu ihale kanunundan istisna tutulmasına, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın atanması gibi düzenlemelerin tamamını iptal etti. TSK'nın rütbeleri, idari yargı hakimleri, adalet müfettişleri, valilerin, yardımcılarının atanması, Sayıştay Başsavcısı'nın atanması, Din İşleri Yüksek Kurulu, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen tüm personel, huzur hakkı ödemeleri, ek gösterge, uyuşmazlık mahkemeleri, Yargıtayın yapısı, siyasi parti gruplarına ilişkin düzenlemeler, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın mühiplerinin bedelsiz olarak yandaş gençlik, kulüp ve vakıflarına devri, TRT'ye bedelsiz arsa tahsili, BTK'nın yapısı, Kamu İhale Kurumu'nun üyelerinin atanması, bakan müşavirlerinin atanması, HDK'nın yapısına dayanak teşkil eden tüm düzenlemeler, diplomasi akademisinden elektrik üretim anonim şirketine ne kadar kurum varsa, 112 acil çağrı merkezinin asılsız kullanılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname dahil ekonomik sosyal konseyin yapısının değiştirilmesi dahil RTÜK Genel müdürünün maaşının belirlenmesi, RTÜK'ün şirket kurması, alımlarının kamu ihale kanunundan dışarı çıkarılmasına kadar devlette yaptıkları her şeyi iptal etti." dedi.

“Bu devletin bu hale getirilmesinde AK Parti ile MHP'nin Anayasa tanımazlığı sebeptir.”

Bir yılda zaman verdi. CHP, iki ayda çalışacak. Dört dörtlük yazacak. Günü gelince yetiştirecek. Altı yılda bakacaksın. Üstüne de bir yıl sonra yürürlüğe girmek üzere bunları iptal edeceksin. Dün akşam itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kolonları kesiktir, kirişleri kırıktır. Temeli kumdandır, devleti sakatlamışlardır. Bu devletin bu hale getirilmesinde AK Parti ile MHP'nin Anayasa tanımazlığı sebeptir. Bunu söylemeye devam edeceğiz.
Tayyip Bey, Sayın Erdoğan, soruyorum; yaptığınız her şeyi Anayasa Mahkemesi iptal eti. 'CHP haklı' diyor, 'hukuk varsa yapamazsın' diyor. O kanunla bu işler olmaz diyor. Ve CHP'ye Anayasa Mahkemesi'ne çok gidiyor diye eleştirenler, 270 sayfa iptal var. Memleketin nasıl bir hukuksuzlukla yönetildiğini gözler önüne serilmiştir." dedi.

Dünyanın "en uzun ve en kısa kadını" ilk kez bir araya geldi Dünyanın "en uzun ve en kısa kadını" ilk kez bir araya geldi

Özel, Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevden alınarak yerine kayyım atanması hakkında da şu açıklamalarda bulundu,

“Hakkari de kararını verdi. Mehmet Sıddık Akış yüzde 49 oy alarak yani Hakkari'de her iki kişiden birinin oyunu alarak belediye başkanı seçildi. Dün sabah bir operasyonla kendisinin gözaltına alındığını, yerine Hakkari valisinin kayyım olarak atandığını öğrendik. Üstelik ilgili iddianame 2010 yılında başlayan bir soruşturmaya ait. Kabul ediliş tarihi 2014. Dava 2014'te açılmış. 10 yıldır devam eden bir dava. Ve iddianameyi hazırlayan savcı şu anda FETÖ'den firarda. İddianamedeki iddiaları ispat imkanı yok. Dava defalarca ertelenmiş ama dün yeni bir soruşturma açılıp, belediye başkanı yeni soruşturmaya istinaden gözaltına alınıp, 14 yıllık davadan değil, yeni soruşturmadan gözaltına alınıp, suçu nedir bilmiyoruz ama gizlilik kararı var diyorlar. Suçu varsa, kaydı varsa, yeni bir delil varsa elbette cezalandırılabilir. Ama usul yöntem bellidir. 14 yıldır yargıla, tutuklama. Milletvekili olacağında temiz kağıdı ver. Belediye başkan adayı olacağında temiz kağıdı ver. Dava devam ederken yeni soruşturma bir günde kayyum ata. Bir kayyum atamak Hakkari halkının iradesine saygısızlıktır. Eğer suçu varsa yargılanır. Tutuklu yargılanırsa ki tercih etmemek lazım, yerine belediye meclisinden vekil seçilir. Ceza alırsa kesinleşince düşer, yerine belediye meclisinden belediye başkanı seçilir. Bu böyle uygulanması gerekirken bir kanun hükmünde kararnameyle konu terörle ilişkiliyse kayyum atarım. Hemen atarım. Mahkeme kesinleşmeden atarım. Soruşturmayla birlikte atarım. Sonra içlerinden seçtirmem. Hakkari bir belediye meclisi seçiyor. Belediye meclisindeki herkes farklı farklı kişiler. Biri suçluysa suç onu bağlar. Kanuna göre kardeşini bağlamaz, evladını bağlamaz ama sanki bütün belediye meclisi o suçu işlemiş gibi içinizden seçemezsiniz ben atarım diyor valiyi atıyor. Bu anlayış Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu anlayış Cumhur İttifakı'nın 31 Mart günü seçimlerde aldığı hezimetin en önemli birkaç sebebinden biridir. Milletin iradesine saygılı olmayanın milletin gönlünde yeri olmaz." dedi.

"Böyle düzene yazıklar olsun"

Partisinin Grup toplantısında sözlerine devam CHP Genel Başkanı Özgür Özel 6 Şubat Depremine ilişkin gündemi de değerlendirdi. Özgür Özel, Ersan Şen'in firarilerin yakalanması için kırmızı bülten istendiğinde aileleri ve avukatları “Bir kırmızı bültenin bu ülkeye maliyeti kaç para biliyor musunuz” diyerek azarladığını belirterek, "Bu sözü söyleyen adam herkesten çok hukuk biliyor, herkesten çok" diyerek tepkisini gösterdi.

“Biz sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin partizanca kayrılmasına karşı yargılamaya ilişkin izinlerin verilmesini istiyoruz. 11 Haziran'da geçtiğimiz yıl görevinden istifa eden, o ettikten sonra üç kez denetim geçiren, bir kez onarım geçiren yine de kaza sırasında duran, bir başkası tarafından manuel çalıştırılan bir teleferikte hayatını kaybeden bir kişi için o günden sonra belediye başkanı seçilmiş, o görevi çok gerilerde kalmış birisi imza yetkisi de olmadığı halde Antalya Kepez'de içeride tutuluyor, suçu CHP'li olmak. 150 kişiyi yerin altına gömen Palmiye Sitesi'nin imza yetkilisi Hacı Mehmet Güner İstanbul depremini önlesin diye İstanbul'da depremde memleketinde yaşananlar yaşanmasın, imzasını attığı sitedeki gibi 150 kişi ölmesin diye İstanbul Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne görevlendiriliyor. Neden? Çünkü o AK Partili yandaş bir bürokrat. Böyle düzene yazıklar olsun. Bu izinleri vermeyenlere yazıklar olsun. Firarilerin yakalanması için kırmızı bülten istendiğinde televizyonlarda bolca bulunan, hiç birbirimizi beğenmeyen, herkese laf söyleyen bir avukat orada Ezgi Apartmanı'nın mağdurlarının değil Ezgi Apartmanı'ndaki sorumluların avukatı. Yurt dışına kaçtı demişler ve mağdurların avukatı kırmızı bülten istemiş. Dönüyor azarlıyor avukatı. Anneleri, evlatları azarlıyor. Bir kırmızı bültenin bu ülkeye maliyeti kaç para biliyor musunuz diyor. Bu sözü söyleyen adam herkesten çok hukuk biliyor, herkesten çok adalet biliyor. Hiçbirimizi beğenmiyor. Sana da yazıklar olsun kardeşim." dedi.

Kaynak: Haber Merkezi