Kadına yönelik şiddetin korkunç boyutlara ulaştığını belirten Anıl, toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini vurgulayarak, “Kadına ve çocuğa yönelik şiddete sıfır tolerans olmalıdır” dedi. Başkan Anıl, kadına yönelik şiddeti kadınların cinsiyetlerinden dolayı maruz kaldıkları fiziksel, cinsel veya psikolojik eylemler olarak tanımladı. Bu durumun yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğunun altını çizdi. Kadın ve kız çocuklarının korunması için Cedaw, İstanbul Sözleşmesi ve Kadına Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Bildirgesi gibi uluslararası sözleşmelere işaret eden Anıl, “Bu sözleşmeler, insan haklarının temelini oluşturuyor. Ancak tüm bu taahhütlere rağmen kadınlarımızı ve kız çocuklarımızı şiddetten koruyamıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Günde iki kadın şiddet kurbanı oluyor”
Şiddetin çoğunlukla kadınların en yakın çevresinden geldiğini belirten Anıl, toplumda cezasızlık kültürünün sona ermesi gerektiğini vurguladı. “Her gün iki kadın ya şiddet görüyor ya da hayatını kaybediyor. Bu durum, acilen önlem alınması gerektiğini gösteriyor” dedi.
“Cezalar caydırıcı olmalı, yasalar tavizsiz uygulanmalı”
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yasal düzenlemelerin önemine dikkat çeken Anıl, cezaların caydırıcı nitelikte olması gerektiğini söyledi. “Hiçbir suçlu, kravat taktı diye veya güzel konuştu diye ceza indirimi almamalıdır. Kanun yapıcıların şiddete karşı sıfır tolerans politikası benimsemesi şarttır” diye konuştu. 6284 sayılı Kanun’un aile içi şiddetin önlenmesindeki kritik rolüne dikkat çeken Anıl, İstanbul Sözleşmesi’nin toplumun değerleriyle uyumlu hale getirilerek uygulanması gerektiğini ifade etti.
“Eğitim temel çözüm yoludur”
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitimin kilit rol oynadığını vurgulayan Anıl, “Eğitim, sevgi, şefkat ve vicdan değerlerini aşılayarak toplumsal bilinci artırabilir. Bu süreçte öğretmenlere büyük görevler düşüyor” dedi. Ayrıca öğretmenlerin hak ettikleri saygın koşullara ulaşması ve atama süreçlerinin hızlandırılması gerektiğini belirtti.