Türkiye Ulusal Ajansı Yetkilileri Yalova’da Türkiye Ulusal Ajansı Yetkilileri Yalova’da

Akmeşe mesajında, “Geçmişle gelecek arasında köprü vazifesini üstlenen, nesillerin emanet edildiği, geleceğimizin mimarı, Cumhuriyetimizin fedakâr evlatları, kıymetli öğretmen arkadaşlarım. Cumhuriyetimizin Kurucusu, ülkemizin bütün öğretmenlerinin Başöğretmeni Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 24 Kasım 1928 yılında Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul etmesinin ve Atatürk'e Başöğretmen unvanının verilmesinin 95. yılı nedeniyle 1981 yılından bu yana kutlanmakta olan ve 42. yılını kutladığımız "Öğretmenler Günü" münasebetiyle bütün öğretmen arkadaşlarımın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla kutluyor, hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Bilgeliğin, gelecek nesillere ufuklar açmanın, toplumları karanlıktan aydınlığa çıkarmanın, değişimin, çağdaşlığın, güvenin, başarının, hoşgörünün, dayanışmanın, sevmenin, saymanın, hayatı fark etmenin, kendini gerçekleştirmenin, bir şeyler beklemeden vermenin, beni düşünen var mı acaba diye öğrencisini rüyasında görecek kadar düşünmenin, bir harf, bir sayı öğrenildiğini görünce sevinçten uçmanın, öğrencisini iyi onunla gurur duymanın, kısaca; öğrenmenin, öğretmenin, geçmişin ve geleceğin imzasıdır öğretmen. Geleceği bugünden inşa etmenin evrensel gerçekliğinde, nesilleri her bakımdan bu yüzyılın şartlarına göre hazırlamak biz öğretmenlerin gayretleriyle hayat bulacaktır. Değerli öğretmen arkadaşlarım, Asıl vazifemiz Türkiye Cumhuriyetini ilelebet yaşatmak ve bunun için milli ve manevi değerlerimiz etrafında sıkılmış bir yumruk gibi kenetlenmek ve çok çalışmak, tüm öğrencilerimizi öz evladımız gibi görmek ve ona göre davranmaktır. Unutmayalım ki; hammaddemiz insandır, hata yapma şansımız yoktur. Hatamızın, toplumun felaketi; kazandırdığımız değerlerin toplumun yükselişi olacağını asla unutmamalıyız. Kadim tarihimizi Cumhuriyetimizin 100. yılıyla birleştiren bu süreç, Türkiye Yüzyılında ahlâk, bilgi ve değer dünyamızı siz öğretmenlerimiz sayesinde yarınlarımızın teminatı çocuklarımıza aktararak daha güçlü temellere oturtacaktır. Kıymetli Meslektaşlarım, Tuvalimizdeki en güzel boyalar, kendi renklerimizi aktardıklarımız; en güzel resimlerimiz, gökyüzünü özgürce boyadıklarımızdır. Öğrencilerinin de kendi gökyüzlerini istedikleri gibi boyamalarına fırsat tanımaktır öğretmen olmak… Gün olur öyle anlar yaşanır ki, zaman o anların üzerinden akıp geçmez. Saatler ebediyete kadar durur. İşte tam o anda öğrencilerimiz son kez ayrılırken dönüp bakacaklar okullarına ve ne zaman o anı hissetseler bizleri tahta başında, koridorlarda, bahçede, sınıf kapısında görecekler. Her sabah bahçede günlerini aydınlatmamızla, bizi kırdıkları zamanlarda dahi tatlı sert bakışımızın arkasındaki tebessümle hatırlayacaklar. Rengimizi bırakacağız yürüyecekleri hayat yoluna… O çocuklarımızla belki bir daha yollarımız kesişmeyecek olsa bile aramızdaki bağ, ömür boyu var olacak. Sizler öğrencileriniz için ilkbaharda düşen cemre, berrak bir Türkçe, düşleriyle geleceği büyüten topraklarsınız. Malazgirt’ten, İstanbul’dan, Kocatepe’den bakarak ay yıldızımız gibi dalga dalga sürükleyenlersiniz gençleri; yeni yüz yıllara, yeni binyıllara… “Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır.” Sözlerime Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle son vermek istiyorum. "Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder." İster bozkır olsun, isterse çorak Orası bir vatan, kutsal bir durak Işığı yakmaktır, benim görevim Bizlere yakışmaz, geride durmak Bu toprakların mahcup ve onurla çocuklarına Hak yolda daima mücadele etmeyi aşılayan, güzel yolun nişanesi, rahmetle andığımız Sezai Karakoç’un da dediği gibi: “Biz, koşu bittikten sonra da koşan atlarız.” Bu vesileyle senelerce insan yetiştirmeye gönül vermiş tüm emekli öğretmenlerimize de saygı ve minnetlerimi sunuyor; hepinizi en derin sevgi, saygı ve muhabbetlerimle selamlıyor, bir kez daha Öğretmenler Gününüzü tebrik ediyorum” dedi.

Editör: Arda Yavuz