Hz Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in ve beraberindeki kafilesinin Yezid’in ordusu tarafından katledilmesi Müslümanlarca unutulmadı. Bu acı olayı unutturmamak ve matemini yaşamak amacıyla her yıl Hicri takvime göre 12 günlük bir “Muharrem Orucu” tutuluyor. Bu oruç sırasında et yenmiyor ve su içilmiyor.
Bu yıl 7 Temmuz Pazar günü başlayan 12 günlük Muharrem Orucu 18 Temmuz Perşembe günü sonlandı. Orucunun tamamlanmasının ardından her yıl geleneksel olarak pişirilen Aşure dağıtılmaya başlandı.
12 günlük Muharrem Oruçlarını, ülkemizdeki tüm canlar olduğu gibi Yalova’da yaşayan vatandaşlarımız da tuttu. Muharrem Orucunun sonlanmasının ardından ilimizde önemli faaliyetler gerçekleştiren Hacı-Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Yalova Şubesi büyük bir organizasyona imza attı. 19 Temmuz Cuma günü saat 18:30’da başlayan etkinliğe ilgi büyük oldu. Vakıfa gelen yüzlerce vatandaşımız kendileri için pişirilen aşureyi tattı, dağıtılan yemeği yedi ve dua ettiler.
Hacı-Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Yalova Şubesi’nde düzenlenen bu anlamlı etkinliğe Yalova’nın önemli insanları da dahil oldular. Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel, Cumhuriyet Halk Partisi Yalova İl Başkanı Erdem Doğancı, Cumhuriyet Halk Partisi Çiftlikköy İlçe Başkanı Savaş Kaşıkçı, Cem Vakfı Yalova Şube Başkanı Kemal Kara ve birçok önemli isim, Yalovalı canları yalnız bırakmadılar.
“Aşure, birlik ve dayanışmanın sembolüdür”
Hacı-Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Yalova Şubesi Başkanı Ali Haydar Polat, vakıfta toplanan yüzlerce kişiye seslenerek, günün anlam ve önemine dair önemli ifadeler kullandı. Aşure Günü sebebiyle bir araya geldiklerini belirten Polat, “Alevi toplumunda derin manaları olan ve önemli bir ritüel olarak kabul edilen bir gündür. Aşure, birlik ve dayanışmanın sembolüdür, birlikte paylaşmanın ve birbirimize destek olmanın anlamını taşır. Alevilik inancında aşure, hem tarihsel hem de manevi açıdan büyük bir öneme sahiptir. Bu gün, Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildiği günle bağlantılıdır. Alevi inancında aşure günü, adalet ve insan hakları mücadelesiyle özdeşleşen bir anlam taşır. Hz. Hüseyin'in ve taraftarlarının verdiği mücadele, zulme karşı direnişin simgesi olarak görülür” dedi.
“Değerlerimizi yaşatmak ve bağlarımızı güçlendirmek bizim elimizde”
Aşurenin, içinde bulunan çeşitli malzemelerle anlamlı hale geldiğini söyleyen Polat, “Buğday, nohut, fasulye gibi malzemelerin bir araya gelmesi, çeşitliliği ve birlikte olmanın gücünü temsil eder. Aynı kazanda pişen malzemeler, farklılıkların bir araya gelerek zenginliği oluşturduğunu simgeler. Alevi toplumu için aşure günü, aynı zamanda birlikte dualar edilen, bir arada olmanın ve yardımlaşmanın önemine vurgu yapılan bir gündür. Bu gün, birlikte hareket ederek toplumsal dayanışmayı güçlendirmenin yanı sıra, geçmişten gelen değerleri ve mücadele ruhunu gelecek nesillere aktarma fırsatı sunar. Sonuç olarak, aşure günü Alevi toplumu için birlik, adalet, dayanışma ve mücadele ruhunun sembolüdür. Bu özel günü birlikte kutlayarak, değerlerimizi yaşatmak ve birbirimize olan bağlarımızı güçlendirmek bizim elimizdedir” şeklinde konuştu.
Kameraman-Haber/Göktuğ Doğukan Yüksel
