Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Bildiğiniz gibi bizim kültürümüzde marifet iltifata tabidir. İyi olanı başarılı olanı ülkemizin önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek, takdir etmek görevimizdir."
"Çok geniş coğrafyada nüfusu artan bir Türkiye gerçeğinden bahsediyorum"
Yeni umutlar, yeni heyecanlarla 2024 senesini karşılayacağız. Geride bırakmakta olduğumuz 2023 senesi Cumhuriyetimizin 100. yılı olmasından dolayı bizim için özel anlamlar ihtiva ediyordu. Türkiye Cumhuriyeti 100. yaşını tamamlayıp yeni asra yelken açarken geleceğine hiç olmadığı kadar güvenle bakmaktadır. Sadece yakın çevresinde değil bölgesinden başlayarak çok geniş coğrafyada nüfuzu artan bir Türkiye gerçeğinden bahsediyorum. Ekonomisiyle, ticaretiyle, teknolojisiyle her alanda elde ettiği başarılarıyla ülkemiz bölgesel oyuncu olmaktan çıkıp küresel aktör haline gelmektedir.
"Mesele ufku yakalayabilmektir"
Biz hiçbir zaman kısa vadeli hedefler peşinde koşmadık. İstikbali şekillendirmenin hedefindeyiz. Bu anlayışla 2002'den itibaren ülkemiz sathında bilim, sanayi, teknoloji ekosisteminin geliştirilmesine özel önem verdik. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerin sayısını 76'dan 208'e yükselttik. 208 üniversite ile 81 vilayetin 81'inde üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı bir ilk yok. Mesele ufku yakalayabilmektir. Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü araştırma ve geliştirme girişimcilik ekosistemi inşa ettik.
"Türkiye'yi çok farklı noktaya taşıdık"
Teknofest'le bu alanda ülkemiz genelinde bir uyanışa vesile olduk. Teknofest kapsamında düzenlediğimiz yarışmalarda seçtiğimiz 3 öğrencimizi Antarktika bilim seferine dahil ettik. TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme destek programları kapsamında 31 bin projeye destek sağladı. 68 milyar liranın üzerinde kaynak kullandık. Bilim kültürünün toplumda yaygınlaştırılması için 47 bin projeye 4 milyar lira destek sağladık. Kritik adımlarla Türkiye'yi bilimsel araştırmalarda 21 yıl öncesine göre çok farklı noktaya taşıdık.
"Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı?"
Türkiye'nin küresel rolü güçlendikçe ilmi birikimini ve tecrübesini ülkemizde değerlendirmek isteyenlerin sayısı da artacaktır. Gazze krizi sonrasında batının prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç verici sahnelerin bir süreci daha da hızlandıracağına inanıyorum. 7 Ekim'den beri çoluk, çocuk, kadının hayatına mal olan İsrail vahşeti turnusol işlevi gördü. AB'den gazeteci örgütlerine ne kadar varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı. Büyük laflar eden kurumların söz konusu İsrail olunca içlerinin tamamen boş olduğunu anladık. Saldırılar başlayalı bugün itibarıyla 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail'in Nazi kamplarını izledik değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hitler'den garip garip bahsederlerdi. Sizin Hitler'den ne farkınız var ya. Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Hitler bunun kadar zengin değildi, bu Hitler'e göre daha zengin. Batı'dan ABD'den her türlü destek geliyor. 20 bini aşkın Gazzeli'yi bunlar öldürdüler. Mazlumun yanında olan ses Müslüman Türk'ün sesidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, ibadethaneler bombalandı. Gazzeli bilim insanları aileleriyle birlikte şehit edildi. 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Diplomatik alanda gösterilen onlarca çabaya rağmen yüzlerce Gazzeli'nin öldürülmesine engel olamadık. Bir Müslüman olarak hepsinden önemlisi insan olarak kendi iç dünyamızda bu zUlmü engelleyememenin mahcubiyetini yaşıyoruz. Türkiye devleti ve milletiyle bu insanlık imtihanını vermenin gayretindedir. Bunda da tüm samimiyetini hüsnü niyetiyle ortaya koyan Türkiye. Açık söylüyorum, bugün Almanya halen Hitler'in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için Almanya'nın sesi çıkmıyor. Bizim kimseye borcumuz yok. Batı'nı borcu var, borcu olduğu için ses çıkaramıyor. PKK ve Suriye'deki uzantılarının paçavralarına şehrin en merkezi meydanlarını açanlar Filistin halkının sesi olmak isteyenlere kan kusturmaktadır. En küçük bir eleştiri hukuk ve demokrasi içinde olsa da anti semitizim yaftası vurularak engelleniyor. Faşizmin baskının ve korku imparatorluğunun adeta kitabı yazılıyor. Buradan sırf fikrini ifade ettiği için baskıya maruz kalan bilim insanlarına çağrı yapıyorum. Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır. Bilimsel çalışmalarınızı sürdürmeniz konusunda sizlere gereken desteği vermeye hazırız. Rabbim Gazzeli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diliyorum.
(İHA)