GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Hukuksal yönden en gerçekçi bağımsızlık ve ulusal egemenlik olgusu saydığımız Cumhuriyet’in yıldönümünü kutluyoruz.
Türk Kurtuluş Savaşı, gerçekte bir bağımsızlık savaşıdır. Vatanın kurtarılmasını, devletin kurulmasını, toplumun ümmetten ulus düzeyine gelmesini sağlayanlar, temelde hak ve özgürlükleriyle kişiliği belirlenen bireyi bağımsız kılarak en görkemli yapıyı oluşturmuşlardı. 
Bunun için, Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen Cumhuriyet, ulusal onurumuzun simgesidir. Ulusal egemenlik dışında hiçbir gücü geçerli saymayan çağdaş ve soylu bir anlayışın yüceliğidir.
Atatürk’ün Türk Devleti’nin Dayandığı Esaslar hakkındaki bazı görüşlerini kısaca hatırlamanın yararlı olduğunu düşünüyorum.
“Türk Devleti Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır.”
“Türk Devleti, ilerleme ve gelişme yolunda ve uluslararası temas ve ilişkilerde bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla uyumlu bir şekilde yürümekle beraber Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız olma kimliğini korumayı esas sayar.”
“İrade ve egemenliğin kaynağı millettir. Bu irade ve egemenliğin, devletin vatandaşa ve vatandaşın devlete karşılıklı vazifelerinin gerektiği gibi yapılmasını düzenleme yolunda kullanılması (Türk Devletince) büyük esastır. Kanunlar önünde kesin bir eşitlik kabul eden ve hiçbir kişiye, hiçbir aileye, hiçbir sınıfa, hiçbir topluluğa ayrıcalık tanımayan kişileri halktan ve halkçı olarak kabul eder. “
“Türk Devleti, devlet idaresinde bütün kanunların, nizamların ve usullerin, bilim ve tekniğin çağdaş medeniyete sağladığı esas ve şekillere ve dünya ihtiyaçlarına göre yapılmasını ve uygulanmasını prensip olarak kabul etmiştir. Din anlayışı vicdanî olduğundan (Türk Devleti) din fikirleri devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin çağdaş ilerlemede başlıca nedeni görür.”
“Türk Devleti, yönetimde sorunlara çözüm bulmak için zamana ve gelişmelere bağlı olmak ilkesi ile kendini sınırlayıp kısıtlamaz. (Türk Devleti) milletimizin birçok özverilerle yaptığı inkılâplardan doğan ve gelişen prensiplere içten bağlı kalmayı ve onları savunmayı esas tutar.”
“Yurttaşların kişisel ve sosyal hürriyetleri, eşitliği, dokunulmazlığı ve mülkiyet haklarını saklı tutmak önemli esaslardandır. Bu hakların sınırı devlet varlığı otorite sınırı içindedir. Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyeti genel menfaatlere aykırı olmayacaktır. Kanunlar bu temele göre yapılacaktır.”
“Zengin bir hatıralar mirasına sahip bulunan; beraber yaşamak konusunda ortak arzu ve istekte samimi olan; sahip olunan mirasın korunmasına beraber devam etmek hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma Millet denir.”

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
“Türkiye halkı ırk, din ve kültür yönünden tek vücut, birbirlerine karşı karşılıklı saygı ve özveri dolu duyguları taşıyan ve yazgısı ve çıkarları aynı olan bir topluluktur.”
***
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yıldönümünde, Cumhuriyeti’nin temeline harç koyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları olmak üzere, bu toprakları canları ve kanlarıyla vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”