Suat Parıldar, kivi deki üretimin düşüş nedenleri Yalova Gazetesi ekranlarında paylaştı. Kivide ki ciddi orandaki düşüşün ana sebeplerini sıralayan Parıldar, küresel ısınma ve kök çürüklüğü hastalığına dikkat çekti. Bazı Bahçelerin ömrünü doldurduğunu ve yenilenmesi gerektiği ifadesi de dikkatlerden kaçmadı. Parıldar Kivi de ki verimliliğin düşüşü ile ilgili:
‘iklim değişikliği’
Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, “Özellikle bu sene için şöyle özel de bir şeyden bahsedeyim, şimdi çokça duyduğumuz iklim değişikliği dediğimiz bir yaşam içerisinde çok ciddi değişikliğe neden olan bir unsur var. İklim değişikliğinden kasıt sadece, yağış miktarlarında azalma, kuraklık vesaire değil, iklim değişikliğinden kasıt; hem yağış miktarında rejimsel anlamda da beklenilen yağışı beklediğiniz zamanlarda alıp alamamayla ilgili de. Sıcaklık anlamında da beklediğiniz zamanlarda uygun iklimsel verileri alıp alamamayla da ilgili değişikler oluyor. Örnek Yalova'mızda Mayıs ayının sonunda insanlar evlerinde kalorifer yakıyorlardı. Nisan ayının ortalarında Nisan ayında 27 28 derece iklim olmuştu. Hava sıcaklığı olmuştu. Bütün bitkiler uyandı Mayıs ayında tekrar soğuğa gelince o soğuktan etkilendiler. Mesela bu sene kiraz döllenmesinde de problem yaşandı. Kiraz tam çiçek döneminde yağış ve soğukla beraber döllenme yapamadı ve meyve bağlayamadı.”dedi.
“Üretim Unsurlarımız Bizim Canlı Unsurlar”
İklim krizinin üretimde ki olumsuz sonuçlarına değinen ve sözlerine devam eden Parıldar, “Sonuçta üretim unsurlarımız bizim canlı unsurlar ve bu canlı unsurlarla üretim yapıyoruz ve bunlar da sıcaktan soğuktan, kuraklıktan ve yağıştan etkileniyor. Kivi de Mayıs ayının ilk haftasında ikinci haftasında çiçeklenen ve meyve tutumuna üçüncü haftadan itibaren geçen bir ürün Mayıs ayındaki soğukları beraber değerlendirdiğinizde kivi de bu yıl bir miktar, ilk başlangıçta şu anda söyleyeceğimiz cümleler çok geçerli olmaz. Bunu biraz daha ilerleyen dönemlerde daha net ortaya koyacağız. Bir miktar çiçeklenmeyle ve soğukla ilgili sorunumuz olduğu doğrudur. Bunu bizde tespit ettik ancak dediğim gibi onu tam rekolte döneminde göreceğiz. Ayrıca kivide pazar değeri olan 80 90 g ve üzerinde bir adet kivinin meyve ağırlığının 80 90 gramın üzerinde olduğu durumlar daha değerli oluyor. Mesela geçen yıl bizim 20.000 ton olmuştu. Kivi üretimimiz bir önceki yıl 28.000 ton olmuştu. Yine geçen yılki iklimsel verilerle birlikte de bir değişim olmuştu.
‘Bahçeler Ekonomik Ömürlerini Dolduruyor’
Bahçelerin ekonomik ömürlerini doldurmasının düşüşte ki nedenlerden olduğuna değinen Parıldar, “Ayrıca bizim Yalova'mızda Altınova bölgemizdeki kivi bahçeleri 1988, 1989, 1990, 1995, 2000 yıllarında tesis edilmiş bahçeler ekonomik ömrünü artık sonuna yaklaşan bahçeler. Yenilenmesi gereken bahçeler de var. Bu açıdan birlikte değerlendirdiğimiz an kiVi de dönemsel anlamda verim düşüklüğü ya da verim yüksekliği olması muhtemel. Bir önceki yıl 30.000 tondu, ondan önceki yıl 26.000 tondu.” dedi.
“Doğaya Iklimsel Verilere Açık Olan Bir Faaliyettir”
Tarımın vaz geçilmez unsuru olan iklimle alakalı problemler nedeninden kaçılamacağına değinen Parıldar, Kök çürüklüğü hastalığına da değinerek bununla ilgili de ciddi çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Parıldar, “Tarla bitkilerin de bunlar açık alanda doğaya iklimsel verilere açık olan bir faaliyettir. Değişimlerle karşılaşabiliyoruz, yaşayabiliyoruz. İklim ve doğa olaylarına açık bir faaliyet gerçekleştiriyorsunuz. Ayrıca yine biz araştırma enstitümüzde çok hızlı bir şekilde reaksiyon aldığımız özellikle kivi de toprak etmenli bir hastalık olan, kök çürük bir hastalığıyla da çok ciddi reaksiyon alarak mücadeleye geçtik. Burada da özellikle üreticilerimize sizler aracılığıyla da duyuralım. Biz 2 gün önceki ve üreticiler birliğimizdeydik. Oradaki söyleşimizde sohbetimizde de söyledim.” dedi.
‘Sulama Sisteminde Yeni Dönem’
Sulama ile bağlantılı konunun altını çizen Parıldar, “Özellikle sulama sistemiyle ilgili yeni yöntemlere geçmemiz gerekiyor. Damlama sulama sistemiyle belki bitkinin ihtiyacı olan suyu ihtiyacı olduğu dönemlerde ihtiyacı olduğu kadarıyla verebilmek için yapmamız lazım. Yine modern bir sulama tekniği kullanıyor. Bizim üreticilerimiz mini spring kullanılıyorlar ama daha modern damlama sistemine geçmemiz gerekiyor. Onu yapacağız. Üreticilerimizle birlikte yani kivi üreticileri birliğimizle de sürekli beraberiz, kivi üreticilerimizle de sürekli beraberiz, yakından takip ediyoruz.” dedi.
Orhangazi ilçesini de incelediklerini belirten Parıldar, Orhangazi ilçesinin iklim değişikliğinden daha az etkilendiğine vurgu yaparken, bahçelerinin verimliliğin daha iyi olduğunu aktarırken Orhangazi’nin bahçelerinin daha genç olduğunu belirtti. Parıldar, “Hemen yanı başımızda Orhangazi ilçemiz var. Biz oradaki üretimlere de kontrol ettik. mesela onların bizden %10 15 daha şu anda verimleri, meyve bağlamaları daha iyi, onlar daha az etkilendiler iklim değişikliğinden. Peki sonradan eklenmeselerden onlar daha yeni tabi onların 10 15 yaş. Fazla sulamadan kaynaklanıyor. Şöyle dönemsel anlamda çok yoğun yağış aldığı zaman toprakla 10'a çıkart emeği zaman kivi bitkisinin bulunduğu arazi de kivi bahçesi de üzeri kapalı. Dolayısıyla oradaki nemin yükselmesi, mantarı hastalıkları artırıyor. Dolayısıyla ondan kaynaklanan bir durum, mantari hastalık, toprak etmenli bir hastalık.
OSB’ler ve Tarım Alanları
Çiftlikköy Gacık Köyü ve Laledere Köyüne kurulacak olan OSB’LER hakkinda da merak edilenleri yanitlayan Parıldar, konu ile alakalı olarak, OSB’lerin kendi konulari olmadıklarını ve Yalova ilinin karar verip yürütmüş olduğu bir şey olduğunu aktardı. Parıldar:
Lale Dere Ve Gacık Köyüne Kurulacak OSB’ler
Laledere ve Gacık köüne kurulacak OSB’ler hakkında ise bir şey yapamayacaklarını, Yalova ilinin kendi kararı olduğunu aktaran Parıldar, ” Şimdi OSB konusu bizim konumuz değil. Biz çiçekçilik OSB tarıma dayalı ihtisas OSB tarımsal osb ile ilgileniyoruz. Dolayısıyla diğer OSB lerin kuruluşu kuruluş süreci, o ilin Yalova ilinin karar verip yürütmüş olduğu bir şey. Bu konuda ben bir şey söyleyemem, bunda Gacık ve Laledere köylerinin de birlikte karar vermiş oldukları konu. Orada benim bir şey demem yanlış olur. Ama çiçekçilik OSB ilgili şunu söyleyebilirim. Organize tarım bölgemiz bizim ve halihazırda 1.050 dekarlık bir alanda kuruluş süreçlerini resmi süreçlerini tamamlamış oldu. Şimdi yatırım programı sürecinin işletileceği bir ihtisas OSB, çiçekçilik OSB ve bunun üzerinde de tarım ve orman bakanlığımız da tarım reformu genel müdürlüğümüzle birlikte OSB nin mütevelli heyeti yönetim kuruluyla beraber yoğun bir çalışma yürütüyoruz. İnşallah yakın zamanda Tarım OSB’miz, OSB’ler bölgesinde hayata geçecek. Fiziki olarak da hayata geçecek. Şu anda yasal olarak hayatta zaten arazi edinimleri tamamlandı. 1.050 de karlık bir alan ama fiziki faaliyetlere de başlayacaklar.
Kentsel Üretim Modeli ve TARSİM
Elma ve Pembe domates hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Tarım ve Orman il Müdürü Suat Parıldar, kivi bahçeleri, kentsel üretim ve tüketici taleplerine değindi. “Biraz önce verim kaybından bahsettik iklim değişikliğinden bahsettik, iklim değişikliği ile birlikte de çiftçilerimizin zaman zaman beklediklerini, alamama risklerinin de ortaya çıktığından bahsettik. Peki bakanlığımızın bununla ilgili bir argümanı yok mu? Var. Tarım sigortaları var. TARSİM %50 devlet destekli bir program. Yani sizin yapmış olduğunuz sigortanın da % 50’si devlet destekliyor ve diyor ki ‘gel sen, üretim alanını, iklim değişikliğine, açık hava şartlarına, açık üretim alanını, üretim şeklini sigortalattır ve rahatla.’ Buradaki ürün kaybında sigortalanmış olsun herhangi bir doğal afette göreceğin zarar da sigortalanmış olsun. %50 de dediğim gibi devlet destekli biri sigorta sistemi ve biz bütün üreticilerimize de bu konuyu anlatıyoruz. Sizin vasıtalarınızda tekrar duyurmuş olalım. Bütün üreticilerimizi TARSİM yaptırmaya davet ediyorum.” dedi.
Apoletler Çoğaltan Organik Tarım!
Organik tarım ve bölgesel bazda coğrafi işaretli tarımsal üretimi destekleyeci çalışmalar yaptıklarını da duyuran Parıldar, “Biraz önce yine konuşurken belki bahsetmeye atladım, organik tarım yapıyoruz. Biz aronya'da % 50’ye yakın organik tarım yaptığımızı bahsettim. Halihazırda hemen şimdi sıcağı sıcağına bugün bir projeyi daha hayata aldık ve bu projemizle beraber, organik gübre aronya üreticilerine organik aronya üreticilerine organik gübre veriyoruz. %75 devlet destekli olarak organik tarıma devam etsinler diye kontrol sertifikasyon sistemlerine destek veriyoruz. Organik tarıma devam etsinler. Organik üretirsek bir apoleti daha oluyor. Coğrafi işaretli, üretirsek bir apoleti daha oluyor ve pazarda karşılık görürken çok değerli karşılık görüyor.” dedi.
Elmanın Yerini Kivi Aldı!
Parıldar, “Elma konusu Yalova'nın önceki yıllardan 2000’li yılların öncesinden bir elma havzası olduğu bir bölge. İstanbul'a da elma anlamında ciddi sevk yapıldığı, arz talep dengesini sağlandığı bölge, ancak elmayla birlikte bakın elma üretimi Yalova'da yapıldığı zaman Yalova'da kivi üretimi zaten yokmuş. Bugün 8.000 dekarlık bir alanda kiVi üretiminden bahsediyoruz. Dolayısıyla hem üretici tercihi hem de üretim materyallerinizin ekonomik ömrü var elmanın da bir ekonomik ömrü var. Bu ekonomik ömrünü tamamlayan elma bahçeleri, yerini yeni pazar değeri olan gelir seviyesi daha yüksek ürün çeşitlerine bırakmışlar. Bunlardan birisi de kivi. Elmanın olduğu alanlar elmadan çekilmiş yerine kivi alanları dikilmiş. Pembe domates yine Yalova'nın kendine özgü bir çeşidi, bunu da Ziraat Odası ile beraber yürüttüğümüz bir proje var. “ dedi. Kentsel üretim, üretici tercihleri, tüketim faktörleri, verimlilik konularına değinen Parıldar, her anlamda çifçileri desteklediklerini ve hemen hemen her alanda boş durmayarak verimliliği artırmak için ellerinden geleni yaptıklarını aktardı.