GÜNDEM

Yalova’da Tarım Arazisi Üzerindeki Millet Bahçesi Projesine Tepkiler Büyüyor

Yalova’da Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün tarımsal araştırmalar için kullanılan kıymetli arazisinin millet bahçesine dönüştürülmesi planına karşı Yalova Platformu, projeye ilişkin detaylı açıklamalarda bulundu.

Yalova Platformu adına konuşan Avukat Safiye Yüksel, bu arazinin millet bahçesi yapılmak üzere tahsis edilmesine neden karşı çıktıklarını ve başlattıkları hukuki mücadelede karşılaştıkları zorlukları paylaştı.

“Türkiye Tarımı İçin Hayati Önemde Bir Araştırma Alanı”

Safiye Yüksel, Türkiye tarımı için önemli bir konumda olan Yalova’daki bu alanın, uzun yıllar süren tarımsal ar-ge çalışmalarıyla çeşitli meyve türlerinin geliştirilmesine ev sahipliği yaptığını belirtti. Örneğin, 15 yıllık çalışmalar sonucu elde edilen Ata sarısı üzümü ve Türkiye’deki ilk kivi ağaçları gibi genetik kaynakların bu arazide korunduğunu hatırlatan Yüksel, “Burası yalnızca bir tarım alanı değil; aynı zamanda Türkiye tarımının yenilikçi araştırmalarının yapıldığı, yerli çeşitlerin korunup geliştirildiği bir merkez. Böyle bir yerin tarımsal araştırma enstitüsünden alınıp millet bahçesi yapılmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tahsis edilmesine karşı çıkıyoruz. Proje için çok daha uygun alanlar bulunabilecekken, Türkiye tarımı için kritik bir bölgenin bu şekilde projelendirilmesi kabul edilemez” dedi.

Yalova Platformu ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın Hukuki Mücadelesi

Yalova Platformu’nun tarım arazisinin tahsis değişikliğine yönelik başvurduğu resmi mercilerden doyurucu bilgi alamadıklarını söyleyen Yüksel, "Sağ olsunlar, resmi kurumlar bize cevap vermemek için ellerinden geleni yaptılar. Doğru dürüst belge ve bilgi vermediler. Ancak TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası bu belgeye ulaşmış ve dava hazırlığındaydı. Biz de Yalova Platformu olarak buradan destek vererek birlikte dava açtık. Yalova Platformu'ndan arkadaşlarımız da Ziraat Mühendisleri Odası'nın yanında davacı olarak yer aldılar. O davada bilirkişi raporu lehimizeydi" dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün (TAGEM) dahi proje hakkında olumsuz görüş bildirdiğini belirten Yüksel, TAGEM’in tahsis değişikliği durumunda araştırma çalışmalarının zarar göreceğine dair resmi bir yazı sunduğunu ve bu yazının uzun süre resmi kayıtlarda yer aldığını söyledi. Ancak Yüksel’e göre bu itirazlar göz ardı edilerek millet bahçesi projesi yeniden gündeme alındı ve tahsis değişikliği onaylandı.

Yüksel’in belirttiğine göre, açtıkları davada sunulan bilirkişi raporunda arazi, “üstün nitelikli tarım arazisi” olarak nitelendirildi ve bu alanın tarım dışı amaçlarla kullanılmasının sakıncalı olduğuna vurgu yapıldı. Ancak bu rapora rağmen mahkeme, idarenin geniş takdir yetkisini gerekçe göstererek tahsis değişikliği davasını reddetti. Yüksel, bu gerekçeyi “hukuka aykırı ve makuliyet sınırlarını zorlayan bir karar” olarak değerlendiriyor. Ret kararına itiraz ettiklerini ve sürecin halen devam ettiğini belirten Yüksel, konunun en başından itibaren siyasi etkilere ve hukuka aykırılıklara maruz kaldığını düşündüklerini ifade etti.

Tarım Dışı Kullanım İzni ve İhale Süreci Hukuka Aykırı mı?

Yalova Platformu, tahsis değişikliğinin ardından, tarım dışı kullanım izni olmadan başlatılan inşaatlara da tepki gösterdi. Yüksel, 31 milyon TL bedelle ihaleye çıkan projede, tarımsal arge alanında yapılaşmaya başlanmadan önce tarım dışı kullanım izni alınması gerektiğini vurguladı. “Tarım dışı kullanım izni olmaksızın ihaleye çıkıldı ve inşaata başlandı. Biz buna o dönemde de tepki gösterdik; çünkü tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması için yasal prosedürlerin tamamlanması, imar planlarının hazırlanması gerekir. Ancak burada hiçbir hukuki dayanağa riayet edilmedi” dedi. Açılan davalar sonucunda tarım dışı kullanım izni ve imar planlarının iptal edilmesiyle proje askıya alındı. Ancak Yalova Platformu, yerel seçim sürecinde bölgeye yapılan ziyaretler ve açılış etkinlikleriyle, hukuka aykırılığı süren alanın açılabileceği endişesi taşıyor.

“Kurum müdürlerinin keşfe katıldığını ilk defa bu dosyada gördüm”

Yüksel, bu projeye verilen hukuksuz desteklerin Cumhurbaşkanı’nın 81 ilde millet bahçesi yapılması yönündeki talimatıyla hız kazandığını belirtti. Bu durumun özellikle resmi kurumların hukuka aykırı işlemleri göz ardı etmelerinde etkili olduğunu söyleyen Yüksel, "Mahkeme dosyalarına yansıyan belgelerden edindiğim izlenimi paylaşacak olursam, Cumhurbaşkanının 81 ilde millet bahçeleri yapılması talimatı vardı. Yani bunu Cumhurbaşkanının projesi olarak gördüler, buradaki resmi kurumlar da öyle değerlendirdi. Bu nedenle sanıyorum ki böyle bir... Hukukçu olarak ifade etmekte zorlanıyorum, fakat hukuksuz bir yolun oluştuğunu söyleyebilirim. Maalesef bu siyasi iklimden cesaret alarak, hukuka uygun davranmadıklarında da bir şey olmayacağı düşüncesiyle bu adımlar atıldı diye düşünüyorum. Bir de en temel nokta şu ki, burada yapılan keşfe kurum müdürleri katıldı. Diğer davalarda kurum müdürlerinin keşfe katıldığını görmemiştim ama bu dosyada gördüm" dedi.

“İlginç Bir Şekilde Kötüleme Çabası Var”

Yüksel, keşif sırasında arazinin tarım alanına uygun olmadığını kanıtlamak için yetkililerce kötülendiğini belirterek, “İlginç bir şekilde burayı o kadar kötülediler ki! Efendim burada su yokmuş. Oysaki burada bir su deposu var. Hatta millet bahçesi projesine bir gölet de eklenmiş durumda. Peki millet bahçesi yapıldığında suyu nereden sağlayacaksınız? Projede kafeler ve sosyal alanlar olacak; bu alanlar da ciddi su talebi doğuracak. Su sıkıntısından bahsediyorlar, ama sorun olduğunda çözeriz diyorlar. Yıllardır bu alanda yeni meyve türleri geliştirilmiş ve genetik kaynaklar korunmuş. Tüm bunlar yavaş yavaş buradan taşındı ve eğer millet bahçesi yapılacaksa bu genetik kaynakların taşınması için enstitüye süre tanınması gerektiğini araştırma müdürü belirtti” dedi.

Keşif sırasında bilirkişi heyetinin arazinin üstün nitelikli bir tarım arazisi olduğuna dair tespit yaptığını belirten Yüksel, “Toprak kazılarak numuneler alındı, hatta çıkan solucanlar bile raporda detaylandırıldı. Burası gerçekten çok üstün nitelikli bir tarım arazisi; bunun gibi nadir alanlar var. Önceden buranın tahsis değişikliği yapılması girişiminde, açılan davalarda iptal kararı verildi ve Danıştay da Türkiye tarımı için önemini vurguladı. Ancak burada kötüleme çabası devam etti. Sonuçta bilirkişi raporu, arazinin tarımsal olarak kullanımının gerekli olduğu yönünde geldi” dedi.

Yüksel, en nitelikli tarım arazilerinden biri olan bu alana yapılaşma yapılmasını eleştirerek, “Burası daha önce zeytinlik olarak kayıtlıymış ve İl Zeytin Komisyonu, %10’u geçmeyecek şekilde yapılaşmaya izin vermişti. Ancak açılan davalarda bu oran %10’un üzerinde bir yapılaşma planlandığını gösterdi. Keşifte zeytinlerin korunması gerekiyordu, ama nerede olduklarını sorduğumuzda yanıt alamadık; zeytin ağaçları yoktu. Üstelik araştırma müdürü buraya geldiğinde zeytin olmadığını söyledi; ancak eski yazışmalar zeytinlerin varlığına işaret ediyor. Konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduk fakat maalesef takipsizlik kararı verildi” diye konuştu.

“Yalova Platformu, Toplum ve Tarımın Geleceği İçin Bu Mücadelenin Takipçisi Olacak”

Yalova Platformu’nun tahsis değişikliğine dair açtığı davada çıkan ret kararını Yüksel, “Bir diyor ki, idarenin takdir yetkisi kapsamında diye bir genel ifade var. İkinci gerekçe çok tuhaf. Diyor ki, bilirkişi raporunda taşınmazın genel kullanımının bağ bahçe yetiştiriciliği amaçlı tarımsal ar-ge alanı olduğu üzerinde bu amaca yönelik meyve, bitki ve ağaç envanteri bulunduğu; ancak TOKİ tarafından hazırlanan Yalova Millet Bahçesi projesinde taşınmazın tamamının tarımsal dışı amaçla projelendirildiği belirtilerek ihtilafın anılan proje üzerinden değerlendirildiği ve dava konusu tahsis işleminin hukuka uygun olmadığı kanaatine varılmış ise de esasen bakılmakta olan davanın konusunun Yalova Millet Bahçesinin projesine ilişkin olmadığı, dava konusu edilen işlemin taşınmazın tahsis kararının değiştirilmesi olduğu; iş bu yargılamanın da tahsis işleminin hukuka uygunluğunun denetlenmesi ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, anılan tespitlerin ve bu yöndeki davacı iddialarının söz konusu alana ilişkin olarak hazırlanan projeye veya imar planına karşı açılan davalarda ileri sürülebileceği değerlendirildiğinden, bilirkişi raporundaki tespitlerin bakılan uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınamayacağı sonucuna varılmıştır” ifadeleriyle aktardı.

Son olarak Yüksel, açtıkları davalarda alınan bilirkişi raporlarının hep tarım arazisi lehine olmasına rağmen mahkemenin bunları göz ardı ettiğini belirtti. Mahkeme gerekçesinde, millet bahçesi projesine karşı dava açılmadığı gerekçesiyle taleplerini reddettiğini kaydeden Yüksel, “Biz zaten bu arazinin tahsis değişikliğine gidilmesine ve burada millet bahçesi yapılmasına karşıyız. Mahkeme, tahsis değişikliğine ilişkin talebimizi projenin bir parçası olarak kabul etmek yerine, taleplerimizi millet bahçesi projesine dayandırarak reddetti. Bu tutum, hukukun temel ilkelerine aykırı” dedi. Yalova Platformu olarak hem kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceklerini hem de hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ifade etti.

Haber: Sezgin Altınel

Kameraman: Göktuğ Doğukan Yüksel