Tüm İslam alemi tarafından kutsal kabul edilen Kurban Bayramını 16-19 Haziran tarihleri arasında tüm Türkiye’de kutlayacağız. Müslümanlar, Allah rızası için niyet ederek kurbanlarını keserek ibadetlerini yerine getirecekler.
Kurban ve bayramına ilişkin konular ülkemizde sürekli konuşulsa da kurban ve ibadet ilişkisine dair bilgiye açlık her zaman olduğu gibi devam ediyor. Yalova Gazetesi olarak Yalova İl Müftülüğüne gittik ve Yalova İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile özel bir görüşme gerçekleştirdik. İl Müftüsü Yılmaztürk’ün makamında yapılan röportajda kurban ibadetinin ortaya çıkışı, İslam dininin neden bu geleneği devam ettirdiği, kurban keserken dikkat edilmesi gerekenler ve kurban dağıtımının nasıl yapılacağı ile ilgili soruları İl Müftüsü Yılmaztürk cevaplandırdı.
“İbrahim Aleyhisselam ile İsmail Aleyhisselam zamanında son şeklini aldı”
Kurban ibadetinin ortaya çıkışı ile ilgili bilgi veren İl Müftüsü Yılmaztürk, “Kurban ibadeti insanlığın başlangıcından itibaren, Adem Aleyhisselam çocuklarıyla birlikte başlayan bir ibadettir. Zaman zaman şekilleri değişmekle birlikte İbrahim Aleyhisselam ile İsmail Aleyhisselam zamanından bu güne son şekli verilmiş haliyle günümüze kadar intikal etmiş bir ibadettir. Dolayısıyla insanlık ile birlikte var olmuş, insanlığın her döneminde ve her inançtan insanın yaptığı ibadettir. Hak ve batıl dinlerin tamamında kurban çeşitleri vardır. Pagan dinlerde insan kurban etmişlerdir. Örneğin yanardağ patlamıştır ve onu anlamlandıramamışlardır. Ona Tanrı’nın gazabı demişlerdir ve onu susturabilmek için bakire kızları kurban etmişlerdir. Köleleri kurban etmişlerdir ve esir almış oldukları insanları tabiat olaylarını sonlandırmak için kurban etmeye kalkmışlardır. İnsanlığın her döneminde, hak olsun, batıl olsun… Kurban anlayışı vardır. Bizim geleneğimizde de “Anan sana kurban olsun” söylemi var. Yani canım sana kurban olsun anlamında çok sevdiğimiz kişilere bunu söyleriz. Aslında bunun doğrusu yaratana kurban olmaktır ama insanoğlu özellikle anneler özelinde, kendi çocukları ve yavrularına “Canım sana kurban olsun” demek suretiyle çok sevdikleri kişiler adına yapacakları fedakarlıkları “kurban olma” tabiriyle ifade etmişlerdir” dedi.
“Kurban, hayvan katliamı değildir”
Kurban’ın anlamı hakkında bilgi veren İl Müftüsü Yılmaztürk, “Kurban yakınlaşmak ve yakın olmak demektir. Kurban kişinin sevdiğine en yakın halidir. Dolayısıyla Allahuteala insanın bu ihtiyacını diğer insanları kurban etmekle değil, insanlarını yanlış anlayıştan korumak için, insanın kurban edilmesi gereken bir canlı olmadığını, onun yerine o ihtiyacı giderebilecek maddi fedakarlık yaparak, Allah’ın yaratmış olduğu eti yenen sığır, koyun ve deve cinsinden hayvanları, Kurban Bayramı günlerinde Allah rızası için kurban ederiz. Bu aslında sembolik bir ibadettir. “Yarabbi senin yoluna canım feda olsun, sen beni bu kadar mükemmel yarattın. Bende sana şükran borcum olarak canımı veririm ama sen bizim canımızı istemedin, kurban kesmemizi emrettin” diyerek bu geleneği memleketimiz Türkiye olmak üzere İslam aleminde asırlardır devam ettiriyoruz. Bu bir hayvan katliamı değildir. Çünkü telef olan bir şey yoktur. Hayvanlar kesildiği yerde bırakılmıyor. İhtiyaç sahiplerine veriliyor ve evlerde tüketiliyor. Aynı zamanda kesilecek kasaplık hayvanların bu dönemde kesilmediğini ve o ihtiyacın karşılanmış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bir hayvan katliamı söz konusu değildir ve aksine berekettir. Memlekette ticaret yaparak hayvancılık yapan insanların da kazancı oluyor. Hayatta ve ekonomi de bir canlılık meydana geliyor. Evine et giremeyen insanlara paylaşmak suretiyle evlerine et girmiş oluyor. Dediğim gibi Adem Aleyhisselam ile başlamış, İbrahim Aleyhisselam ile son şeklini almış ve günümüze kadar devam eden maddi, mali, ruhi bir ibadettir. Çünkü insan bir nevi kendi yerine kurban kesmiş oluyor. Kendi fedakarlığını kurban üzerinden Cenab-ı Rabbine iletmiş oluyor” ifadelerini kullandı.
“Kurbanlıklar, mübarek hayvanlardır”
Kurban ibadetinin İslam alemi tarafından devam ettirilme nedeni hakkında bilgi veren İl Müftüsü Yılmaztürk, “Bu Kur-an-ı Kerim’de geçen Allah’ın emridir. Namaz kıl ve İmkanı olanlar için kurban kes ifadesi vardır. Bütün millet ve kavimlere Allahuteala’nın ilk günden itibaren meşru kıldığı bir ibadet şeklidir. Allah’ın emri ve peygamberin uygulaması olduğundan dolayı devam ediyor. Genelde evliliklerde “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle” ifadesi kullanılıyor ama ibadetlerin temeli Allah’ın emri ve peygamberin uygulamaları olduğu için Alem-i İslam bu ibadetlere kesintisiz olarak devam ediyor” şeklinde konuştu. Kurban kesimi yapılırken dikkat edilmesi gerekenlerden bahseden İl Müftüsü Yılmaztürk, “Kurbanlık hayvanlar mübarek hayvanlardır. Kurbanlık olarak işaretlenmiş hayvanlar, seçkin hayvanlardır. Biz en özel ve sağlıklısını kurban ederiz. Çünkü ibadetimizin bir parçası olduğu için niyetimizi, ihlasımızı ve takvamızı Allah’a sunuyoruz. Allah’a en iyisini sunduğumuzdan dolayı en iyiyi ve sağlıklısını kurban etmeye kalkarız. Veteriner hekimler gelirler ve muayene ederler. Düşecek gibi zayıf olanları ve hastalıklı hayvanları kurban etmeyiz. Seçkin hayvanları kurban ederiz. Dolayısıyla bu hayvanları kurban ederken göstermiş olduğumuz hassasiyeti, onun kesiminde de göstermek zorundayız. Hayvana eziyet etmeden, hiçbir şekilde incitmeden, gözlerini bağlayarak kesim yerine getirerek ve diğer hayvanlardan uzak bir yerde kurban ederiz.” dedi.
“Allah temiz insanı sever”
Allah’ın, canlıların tamamını insanlara hizmet etmeleri için yarattığını belirten İl Müftüsü Yılmaztürk, “Hayvanlar da bizim hizmetimize sunulmuştur ama biz bunları ihtiyacımıza göre tüketiriz. Kurban Bayramı’nda da ibadet şuuruyla ve tekbirlerle kurbanlıkları kınalarız ve başını okşarız. Zulmederek değil, bir an önce öldürülmesi gereken bir varlık olarak değil de adeta Allah le irtibatımızın bir bölümünü o hayvan üzerinden sağladığımızı düşünelim. Bizim takvamız Allah’a ulaşıyor, Allah’a kanlar ve etler ulaşmıyor… Allah’ın bizim kurbanımıza ihtiyacı yok. Oradaki samimiyetimizi rabbimize ulaştırıyoruz. Onun için o kesim esnasında o hassasiyeti gösteririz. Kurban eti mübarektir ve biz onu adeta şifa olarak kabul ederiz. Dolayısıyla “Bu kurban etidir ha, başka ete benzemez” şeklinde ikram ederiz. O hayvana sıradan, kasaplık hayvan gibi değil de kurbanlık hayvan şeklinde bakarız” ifadelerini kullandı. Kurban kesimi yapılırken dikkat edilmesi gereken hususların altını çizen İl Müftüsü Yılmaztürk, “Bayram günü çok dikkat etmek gerekiyor. Kurban kesimi için belirlenmiş yerlerde ve veteriner hekim kontrolünde ve yine Valiliğimizin belirlemiş olduğu komisyonun takibinde olan yerlerde kurban kesilmesi, sağlık şartlarına riayet edilmesi gerekiyor. Bir taraftan da kurban atıklarının mutlaka gömülmesi, ortalıkta kan ve diğer atıkların bırakılmaması havaların da sıcak olduğu düşünülünce mikrop oluşabilecek ortam bırakmamamız lazım. Gereken şeyler zaten tebliğ edilmiştir ve bu kurban tebliğine riayet edilmeli. Biz Müslüman insanlarız ve temiz insanlarız. Allah temizdir ve temizi sever. Bayramımızı “bayram” gibi yaşamalıyız. İbadet yaparken, başkalarını incitmeden ve kimsenin kalbini kırmadan güzel bir şekilde işimizi bitirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Kurban etini 3 hisse yapmak evladır”
Bir insanın, Allah rızası için kurbanı kestiği zaman o kurbanın kabul olacağını belirten İl Müftüsü Yılmaztürk, “Ondan sonra eti dağıtma konusuna gelirsek; Burada başka bir ibadet daha başlıyor ve başka bir sevap alanı oluşmuş oluyor. Yani mübarek bir günde iyilik yapma sevabı başlıyor. Elbette ihtiyacı olan insanlar ve nüfusu kalabalık olan aileler tek başına da tüketebilir ama bu imkanı değerlendirmek lazım. Kurban eti geleneksel olarak üç hisse olarak dağıtılır. Bir hissesi evde tüketilir, diğer bir hissesi komşulara dağıtılır ve diğer bir hissesi de kurban kesmemiş kişilere dağıtılır. Burada ilginç bir olay var… Komşu kurban kesse bile azıcık bile olsa o komşulara da kurban eti ikram edilir. Kurban bayramı günlerinde evlerimize ziyaretçiler gelir. Dolayısıyla o bayramlaşmaya gelen insanlara da kurban etini ikram edersek o ikramı da yapmış olabiliriz. Hiç kurban kesmemiş insanlar var. Onlar da Kurban Bayramı’nda “Bizim komşularımız kurban kesecek ve bize de verirler” diye bekleyenler var. Onları atlarsak, o kişilerin üzüldüğünü ve Kurban Bayramı’nda dahi kurban etine ulaşamadıklarını görürsek bizim için üzüntü olur. Biz Müslüman insanlarız ve şerefli bir milletin evlatlarıyız. Acıları paylaştığımız gibi mutlulukları da paylaşırız. Allahüteala bu güzel özelliklerimizi kıyamete kadar daim eğlesin. Onun için kurban etini üç hisse yapmak en evladır. Milletimiz zaten bunu biliyor be uyguluyor. Allahuteala ağız tadıyla hayırlı bayramlar nasip eğlesin diyerek Yalovalıların ve tüm Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutladı.
Özel Haber-Kameraman-Muhabir/Göktuğ Doğukan Yüksel