Babadan Kıza: Cengiz Özaras ve Kızlarının Karateyle Örülü Başarı Hikayesi Babadan Kıza: Cengiz Özaras ve Kızlarının Karateyle Örülü Başarı Hikayesi

Yalova Gazetesi, siz değerli takipçilerimizi yepyeni ve zengin içeriğiyle buluşturmaya devam ediyor. Bir süre önce startını verdiğimiz “Babadan Oğula” serisiyle aile işletmelerini devir alan ve geleneklerini devam ettiren Yalovalıların hikayelerini sizinle paylaşmaya başlamıştık. Birçok tanınmış simayı sizlerle buluşturduğumuz serimizin son konuğu ise Yalova’nın en köklü geçmişine sahip ailelerinden biri olan Güleç ailesinin mensuplarından Harun Güleç oldu. Geçtiğimiz haftalarda hayata gözlerini yuman Harun Güleç’in ilk torunu olan ve dedesinin ismini alan Harun Güleç, “Dededen Toruna” programında kişisel hikayesini gazetemizle paylaşırken Yalovalı bir genç olarak hedeflerinden de bahsetti. 

“Kalabalıklarda yer alıp hizmet etmeyi tercih ediyorum” 
İlk olarak kendisinden bahseden Güleç, “2 Nisan 1997 tarihinde Yalova'da dünyaya geldim. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Yalova'da tamamladım. İlkokulu 8 yıl boyunca Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu’nda okudum. Lise eğitimi ise Yalova Lisesi’nde tamamladım. Bu okullar Yalova’nın köklü okulları arasında yer alıyordu. 2015 yılında lise eğitiminden mezun olduktan sonra, İstanbul Beykent Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret bölümünü okumak üzere üniversite hayatına adım attım. Üniversiteyi başarıyla tamamladıktan sonra, memleketim olan Yalova'ya geri dönerek, aile işletmesinde çalışma hayatına başladım” ifadelerini kullandı. İlk ve ortaöğretimde okuduğu okulların Yalova’nın en önde gelen okulları arasında yer aldığının hatırlatılması üzerine konuşan Güleç, “Hem eğitim hayatımda hem de ticaret ve siyaset hayatımda her zaman insanlar arasında oldum, insanlardan kopmadım. Gerek okullarda, gerekse ticaret hayatımda hep kalabalıklarla bir arada olmayı ve insanlara hizmet etmeyi tercih ettim” dedi.

“52 yıldır Yalova’da ticaret yapıyoruz”
Güleç ailesinin geçmişi hakkında bilgi veren Güleç, “Güleç Ailesi olarak 152 yıl önce Batum’dan Yalova'ya göç ettik. Ailemizin Yalova’daki serüveni burada başladı ve temelleri burada atıldı. Ailemizin temellerinin atılmasında büyük payı olanlardan biri rahmetli dedemin babası olan Cemal Güleçtir. Depremde hayatını kaybeden babamın ismi, dedemin babasının isminden geliyor. Dedem, genç yaşta babasını kaybettikten sonra Yalova’daki köy yerlerinde odunculuk, çiftçilik gibi işlerle hayatını idame ettirmiş ve 1979 yılına kadar çalışmalarını sürdürüyor. 1979 yılında ise dedem, 4 oğlu ile beraber Güleç Kardeşleri kuruyorlar. 1979 yılından önce de Güleç Kardeşler Yalova'da Cumhuriyet Caddesi’nde birkaç farklı sektörde faaliyet gösteriyor. Şu an bulunduğumuz yerde  de son 52 yıldır ticaretimizi daha da genişleterek bugünlere kadar geldik” şeklinde konuştu. Güleç Kardeşler’in faaliyet alanları hakkında konuşan Güleç, “Güleç Kardeşler, un, yem, zahire, canlı hayvan alım satımı ve kurbanlık işleri gibi birçok farklı alanda hizmet vermektedir. Ayrıca, 2017 yılında Safran Köyü'nde modern bir besi tesisi kurduk. 20 dönüm arazi üzerine kurulu bu tesisin yaklaşık 10.000 metrekarelik alanı kapalı alandır ve bin başlık modern bir tesis olarak işletilmektedir. 2023 yılında ise bu tesisin adını “Cemal Güleç Besi Tesisi” olarak koyduk, böylece rahmetli babamın adını yaşatıyoruz. Dedemin adını yaşatmak amacıyla da 2023 yılında “Harun Güleç Kurban Kesim Tesisini faaliyete soktuk. Bu işletme ile Yalova ve çevresindeki illere hizmet vermeye devam ediyoruz” dedi. 

Yalova Chp Belediye Meclis Uye Ticaret Gulec Kardesler Hikaye Dede Torun Haber Gazete Manset Haruncumhuriyet Halk Partisi Is Insani (1)

“İlk torundum ama son kardeş olarak dünyaya geldim ve görüldüm” 
Dedesinin kaybından sonra dedesinin çok daha büyük bir insan olduğunu daha iyi anladığını söyleyen Güleç, “Çok daha bambaşkaymış. Yalovalı hemşerilerimizden, yakınlarımızdan, çevre illerden, farklı ülkelerden gelip bizleri yalnız bırakmayanlardan Allah razı olsun. Dedem imkanınca yaptığı ticaretlerde, siyasi mecralarda hep vatandaşa dokunmuş. Dedemi uğurlarken bunu çok daha net gördüm. Büyük insanmış” ifadelerini kullanarak Yalovalılara bir kez daha teşekkür etti. Dedesinin ilk ismini taşımasının kendisinde nasıl bir sorumluluk yarattığına dair soruyu cevaplayan Güleç, “Dedemin ilk torunuyum. Bizim ailede kız ve erkek ayrımı yapılmaz ama ilk göz ağrısı önemsenir. Benim şöyle bir durumum da var. 1999 Marmara depreminde babam rahmetli oldu. Babam, dedemin en büyük oğluydu. Babam rahmetli olduktan sonra biz annem ile beraber dedemde yaşamaya başladık. Dedem beni aile arasında torun olarak tutmadı. 3 amcam ve 2 halam da beni hep en ufak kardeş gibi gördü. Ailede kardeş ne ise bana da o sıfatlar yüklendi. Bende bu konumu ve kardeşlik makamını taşıyabilmek adına aileme her zaman yaraşır olmaya çalıştım. İlk torumdum ama son kardeş olarak dünyaya gelmiş oldum” şeklinde konuştu. 

“Bir daha bu dünyaya gelsem gözüm kapalı yine bu aileyi seçerim” 
Aile işletmesinde çalışmanın nasıl olduğundan söz eden Güleç, “Aile işletmesinde öncelikle işi sevmek gerekir. Ben de bu işe küçük yaşlarda başladım. Ailemizde farklı sektörlerde çalışan kimse yoktu; herkes bu işi yapıyordu. Tabii, herkesin yaptığı bir işi yapmak zorunda değildim. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra, mezun oldum ve kendi branşımdan devam edebilirdim. Ancak hayvancılığı seviyorum ve bu alanda çalışmayı tercih ettim. Çok küçük yaşlarda bu işin içine girdim ve zamanla sevdim. Benim ilgimi çeken alan hayvancılık, un, yem ve zahire sektörüydü. 2018 yılında ise Pet Shop sektörüne kısmen adım attık ve bugün bu alanda da faaliyetlerimize devam ediyoruz. İşi benimsedim, sevdim ve ailemle bir arada olmanın önemini fark ettim. Aileyle bir arada olmak, hem sosyal hem de ticari anlamda çok önemli bir şey. Şimdi şöyle, güvenebileceğiniz insan bulmak her zaman zor olur. Ancak aile bireyleriyle bir arada olduğunuzda işler daha kolay hale geliyor. "Ben burada yokum, bir amcam burada, diğer amcam burada," gibi durumlar söz konusu olmuyor. Ben burada olduğumda, birlikte çalışmanın gücünü hissediyorum. Dedemin bize öğütlerinden biri de şudur: "Ayrılmayacaksınız, ayrılmayacaksınız, ayrılmayacaksınız." Bu, bizim için en büyük vasiyetti. Ailemle bir arada olmak, onlarla vakit geçirmek, hem sosyal hem de ticari açıdan benim için büyük bir zevk ve haz kaynağıdır. Bu yüzden ailemle birlikte çalışmayı tercih ettim. Birlikte olmanın her zaman başarı getirdiğini gördüm. Güvenebileceğiniz insan bulmak bu zamanda gerçekten zor; ama ailemizden biriyle çalıştığınızda işler daha rahat ilerliyor. İyi ki bu dünyaya gelmişim ve bir daha dünyaya gelsem, gözüm kapalı yine aynı aileyi seçerim. Çünkü ailemi bulurum, koklayarak bulurum” dedi.

“Siyaset, sabır ve uzun soluklu bir yolculuk”
Siyasete girme kararı hakkında konuşan Güleç, “Siyasete olan ilgim aslında ailemden gelen bir gelenek. Ailemde herkes aktif olarak ticaretin içinde olduğu gibi siyasette de yer alıyordu. Ben de okulda başkanlık gibi görevlerde bulundum ve halkla iç içe olmayı seviyorum. Lise yıllarımda okul başkan yardımcılığı ve onursal kurul başkanlığı gibi görevlerde bulundum. Siyaset, insanlara hizmet etme fırsatı sunuyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Rahmetli dedem, Yalova'nın il oluşunda önemli bir rol oynadı. Dedem ve Kazım Patıl, Yalova'nın il oluşuna büyük emek verdiler. Bugün, dedemin izinden giderek, 4. nesil olarak siyasetle iç içe olmaya başladım. 2024 yılında başladığım bu siyasi yolculuk, dedemin mirasını taşımak için çok önemli. Her zaman Yalova'ya hizmet etmeyi istedim ve bu amacım devam edecek” ifadelerini kullandı. Gelecek siyasi hedeflerinden bahseden Güleç, “Siyaset, sabır ve uzun soluklu bir yolculuktur. Benim amacım Yalova'ya ve Yalovalılara en iyi şekilde hizmet etmek. Şu an 28 yaşındayım, siyaset uzun vadeli bir yolculuk. Zamanla hangi pozisyonda yer alacağımızı, neler yapacağımızı zaman gösterecek. Ancak, şu anki hedefim, Yalova’ya hizmet etmeye devam etmek ve ailemizin bu geleneğini en iyi şekilde sürdürebilmek. Yalova’ya daha fazla değer katmak, yerel yönetimlerde Yalova'yı daha ileriye taşımak en büyük amacım” şeklinde konuştu.

“Dedem son anlarında bile dükkanımızın numarasını ezbere söyledi” 
Dedesi ile olan iletişim bahseden ve dedesiyle birlikte yaşadığı, unutamadığı bir anı paylaşan Güleç, “Dedemle çok yakın bir ilişkim vardı. 2,5 yaşından üniversite yıllarıma kadar aynı evde kaldım. Dedem bana çok özel bir ilgi gösterirdi. Her zaman yapıcı, birleştirici olmayı ve insanları kırmamayı öğütlerdi. Her zaman alçakgönüllülük, insanlara dokunabilme ve yardımlaşma gibi değerler ön planda oldu. Dedem bize hep şunu öğretirdi: "Malınız arttıkça, hayrınızı artırın. Kazancınız arttıkça, hayrınızı artırın." Bunun dışında kız çocuklarına eğitim, barınma ve beslenme konularında yardımlar yapmayı da bizlere öğütlemişti. Dedemle yaşadığım çok sayıda anı var, ancak en unutulmaz anlarımdan biri, dedem hastaneye yattığında onunla geçirdiğimiz son zamanlar oldu. Zihninin büyük kısmını kaybetmesine rağmen, bir gün ona "Dükkanın numarasını biliyor musun?" diye sordum ve dedem hiç tereddüt etmeden telefon numarasını doğru şekilde söyledi. Bu, benim için unutulmaz bir anıdır” dedi. Son olarak Yalova halkına mesajını ileten Güleç, “Yalova, bizim için sadece yaşadığımız bir şehir değil, köklerimizin, emeğimizin ve hayallerimizin yeşerdiği topraklardır. Yalova’da hem sosyal hem de ticari anlamda varız. İlerleyen yıllarda da Yalova’ya değer katmaya devam edeceğiz. Yalova’yı daha iyi yerlere taşımak için elimizden geleni yapacağız” diyerek sözlerine son verdi. 

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel