Babadan Oğula programının bu haftaki bölümünde 20 yıllık karate kariyerine sahip Ali Güney ve ona ilham veren babası Mehmet Güney konuk oldu. Ali Güney, kazandığı uluslararası başarılar ve gelecekteki hedefleri hakkında açıklamalarda bulundu. Karateye 5 yaşında başladığını söyleyen Ali Güney, “Uludağ Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunuyum. Yaklaşık 20 yıldır karate sporu yapıyorum ve şu anda daha aktif olarak devam ediyorum. Antrenörlük ve sporculuk hayatım böyle devam ediyor. 2013 yılında ilk Türkiye üçüncülüğümü aldıktan sonra çeşitli uluslararası müsabakalarda sürekli yarıştım. Ondan sonraki yıllarda da Türkiye’de kürsüyü birçok yıl korudum.Türkiye şampiyonlukları ve dereceler aldım. En yüksek derecem Liseler Arası Olimpiyatlar’da oldu. Ayrıca Balkan şampiyonluğu gibi uluslararası müsabakalarda da derecelerim var” ifadelerine yer verdi.
“Bir sakatlık yaşadım ve o beni çok etkiledi”
Sporculuk kariyerinde yaşadığı zorlu dönemleri de paylaşan Güney, “Bir sakatlık yaşadım ve o beni çok etkiledi aslında. Çevremdeki çoğu kişi, artık devam etmeyeceğimi düşünmüştü. Çevremin böyle düşünmesi beni daha da hırslandırdı. Spora tekrar tutundum ve şimdi daha iyi bir şekilde geri döndüm, inşallah. Sakatlık ciddi değildi ama omzum çıkmıştı. Toparlanma sürecim çok zorlu oldu ve Covid dönemiyle birleşince bir iki yıl spor hayatımda kayboldu. O iki yıl bana çok uzun geldi” dedi.
“Yetenekli öğrenciler yetiştirmeyi çok istiyorum”
Güney, gelecekteki hedefleri hakkında ise şunları söyledi: “İleriye dönük, babamın yolundan mutlaka devam etmek istiyorum. Karate sporunu çok seviyorum. Antrenör olarak da güzel, yetenekli öğrenciler yetiştirmeyi çok istiyorum. Başarılı öğrenciler yetiştirmek de hedeflerim arasında. Spor kariyerimi de götürebildiğim yere kadar götürmek istiyorum. Şu an karate olimpiyatlarda değil, ancak önümüzdeki süreçte ne olacağını kimse bilmiyor. Olimpiyatlara her an girebilir. Her zaman en yüksek hedefim oldu spor kariyerimde. Mutlaka var. Her sporcunun vardır. Babam “Hocanızın sözünü mutlaka dinleyin, yanlış olduğunu bilseniz bile hocanızın sözünü dinleyin” der her zaman. O yüzden o hep kulağımda bir küpe olarak kaldı. Bazen acemi olarak spor kariyerimizde yanlış yerlere yönelebiliyoruz ve farklı kararlar alabiliyoruz. O anda göremediğimiz hataları, hocalarımız daha tecrübeli oldukları için dışarıdan daha iyi görebiliyorlar.”
“Abim sayesinde başladım”
Taşköprü Karate İhtisas Kulübü Antrenörü Mehmet Güney, “40 yıldır karate sporuyla uğraşıyorum. Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde karate antrenörüyüm, kadrolu olarak görev yapıyorum. 2013’te göreve başladım ve o günden bu yana 8 sporcumuz milli oldu ve millilik belgesi aldılar. Şu anda 80 sporcumuz var. Tabii bu sporcuların grupları var: Elit sporcular ve yeni başlayan acemi sporcular. 1984 yılında güreşle başladım. Bir yıl kadar güreşle uğraştım. Fakat antrenman salonuna geldiğimde, Taşköprü’de olduğum için salonda antrenman yapılmıyordu, hocalar olmuyordu. Birkaç kere devam ettim, ama derse gelip gelmedikleri belirsizdi. Bu yüzden spora devam edemedim. Sonra abim askere gitmek üzereydi, benden 5 yaş büyük. O karate yapıyordu. Beni götürdü ve “Benim yerime sen devam et, ben askere gideceğim” dedi. Ben de orada başladım ve devamı böyle geldi. Askerlik hariç hiç ara vermedim. Şu anda hakemliği bıraktım, antrenör olarak devam ediyorum. Abim sayesinde başladım ama şikayetçi değilim, gayet memnunum. Karateyi yaptığım için mutluyum. Eğer tekrar aynı duruma gelsem, yine karate yaparım.
“En önemli nokta, ahlaki değerler”
Sporun ahlaki değerlerinden de bahseden Güney, “Sporcularımızla ve ailelerimizle ilişkilerimiz gayet iyi. Mutlu şekilde sporumuzu sürdürüyoruz. Sporcularımızı yetiştirip dereceler almalarını sağlamaya çalışıyoruz, onları belli bir noktaya taşımaya çaba gösteriyoruz. Üniversitede ve okul hayatlarında faydalı olmalarını hedefliyoruz. En önemlisi de bu sporda doğrudur; bu sporun ahlakını kazanmaları çok önemli. Bunu verebiliyorsak ne mutlu bize. Bu pazar günü yapılan Uluslararası 34. Boğaziçi Turnuvası’nda milli takım antrenörümüzün, sporcum ve oğlum Ali Güney için yazdığı yazıyı okuduktan sonra, bunun doğru bir yol olduğunu biliyoruz. Ama böyle bir sporcuyu yetiştirmek çok zor, bu zamanda çok emek gerekiyor. Biz de bunun için uğraşıyoruz. En önemli nokta, ahlaki değerler. Bu değerleri kazandırabiliyorsak ne mutlu bize. Şampiyonluk nasıl olsa gelir, önemli olan o şampiyonluğu yakalayabilmek” dedi.
“Bu spor bir bağımlılık”
Aile olarak karateye olan bağlılıklarını vurgulayan Mehmet Güney, “Biz ailecek bu sporu yapıyoruz. Üç tane oğlum var. İkisi milli sporculuktan üniversitede beden eğitimi öğretmenliği okudular. Üçüncüsü de bu sene liseyi bitiriyor, o da karateye devam ediyor. Şu anda Türkiye şampiyonalarında çok dereceleri yok ama aktif olmaları benim için yeterli. Bu sporu onlara şöyle anlatıyorum: “Belli bir yaşa kadar mecburen yapacaksınız, çünkü ben bu işin içindeyim. Yanlış bir şey görmedim, zararını görmedim. Siz de okula gider gibi her antrenmana geleceksiniz” dedim. Belli bir yaşa geldikten sonra zaten kendi kararlarını verdiler. İsterlerse gelirler, isterlerse gelmezler. Ama şu anda devam ediyorlar, çünkü bu spor bir bağımlılık. Biz onlara bu bağımlılığı kazandırmışız. İnşallah bundan sonra da devam ederler ve bayrağı yukarıya taşımaya devam ederler” diye konuştu.