‘Babadan Oğula’ serisinin bu haftaki konuğu, sektördeki 60 yılı aşkın geçmişiyle tanınan Ateş Neon’un sahipleri Nuri Doğan ve kardeşi Murat Doğan oldu. Babaları Celal Doğan’dan aldıkları ilhamla sektördeki başarılarını inşa eden kardeşler, geçmişin izlerini taşıyan firmalarını nasıl modern bir hale getirdiklerini ve geleceğe dair hedeflerini Yalova Gazetesi ile paylaştı.
“Keyifli bir mesleğe sahibiz”
Nuri Doğan babasının mesleğini sevmesinin, işine özen göstermesinin kendisi için büyük bir ilham kaynağı olduğunu belirterek “Babamız reklam sektörüne 1957-58 yıllarında başlamıştı. Firmasını 1964 yılında yine Beyoğlu’nda kurmuştu. Babamızdan iş hayatında ahlaklı olmayı, dürüst olmayı, verilen sözü yerine getirmeyi öğrendik. Bu da bizim için sektörde altın bilezik gibi oldu. Keyifli bir mesleğe sahibiz. Ucu bucağı olmayan açık hava reklamcılığı, düşüncelerinizi, hayallerinizi endüstriyel ürünlerle birçok malzeme ile sanata dönüştürüyorsunuz. Babamızdan bu yönünü ilke edinip öğrenip her geçen gün geliştirmeye çalıştık.
“Birçok bilgi ve tecrübe edinerek bugün modern bir tesise kavuştuk”
Ateş Neon’un sektördeki yerini babasından devralan Nuri Doğan, firma ile ilgili şu bilgileri aktardı: “Kardeşim Murat Doğan ile 1964 yılında başlayan serüvenimizi Beyoğlu’ndaki 100 metrekarelik bir atölyeyi ilerleyen yıllarda limited şirket olarak dönüştürdük. Sonrasında, bugün modern bir tesis haline getirdik. Ama bu süreçte birçok zorlu, emekli, zahmetli süreçten geçtik. İşimize yatırım yaptık. Makine yatırımı, personel yatırımı, vizyonumuz gibi. Uzun yıllar yurtdışı fuarlara katıldık. Buradan da birçok bilgi ve tecrübe edinerek bugün modern bir tesise kavuştuk.”
“Çok iyi işler yapacağımızı konuşuyorduk”
Babasının yanında çalışırken özellikle malzeme, ekipman ve personel konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını söyleyen Nuri Doğan, “Babamız çok zor şartlarda kısıtlı imkanlarla sektörde faaliyet gösterdi. Malzeme konusunda, ekipman konusunda, personel konusunda birçok sıkıntıları olmuştu. Biz, onunla elimizde güçlü bir malzeme ile çok iyi yerlere, çok iyi işler yapacağımızı konuşuyorduk. Bize devamlı stoklu çalışmamız gerektiğini, elimizde malzememiz olması gerektiğini, işlerimizi büyütme konusunda birçok önümüze açan bilgiler verdi. Biz de onun göstermiş olduğu yolda ilerleyerek bugünlere geldik” dedi.
Ateş Neon’un geleceği hakkında da konuşan Nuri Doğan, “Biz ikinci kuşak olarak kardeşimle beraber yolumuza devam ediyoruz. İnşallah üçüncü kuşak olarak da çocuklarımız da bu ekibin içerisine katılırlar. Yenilikçi, güçlü bir makine parkuru, ekip ve tesisle çok daha iyi yerlere ulaşmayı hedefliyoruz”
“İhracatçı bir firmayız”
Firmanın yurtiçi ve yurtdışındaki müşteri portföyünden de bahseden Doğan, “Yurt içi ve yurt dışı müşterilerimiz var. %60 ihracat yapıyoruz. İhracatçı bir firmayız. Yurt içinde de birçok kurumsal firmaya hizmet vermekteyiz. Açık hava reklam sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Burada bir mağazanın giriş bölümünden, bütün yönlendirme bölümlerine kadar her türlü üretimi yapıyoruz. İhracat ve iç piyasa çalışıyoruz ama ağırlığımız ihracat. Metal, deri, ahşap, pleksi, akrilik, neon olmak üzere her türlü malzeme ve materyali kullanarak sanatsal değer taşıyan ürünler üretmekteyiz” ifadelerine yer verdi.
“Ahlaklı, dürüst, müthiş bir insandı”
Son olarak babası Celal Doğan’ı anlatırken kelimelerin yetersiz kalacağını ifade eden Nuri Doğan, “Babamızı anlatmaya kelimeler sığmaz. Yani onu günlerce anlatsak bitiremeyiz. Müthiş bir baba-oğul ilişkimiz oldu. Çok kıymetli, değerli bir insandı. Sektöre, kendi sektörümüze çok büyük emek ve katkıları oldu. Bizleri yetiştirdi. Piyasada birçok sektörde üretim yapan firmaların elemanlarını yetiştirdi. Onlara birçok katkı sağladı. Ahlaklı, dürüst, müthiş bir insandı. Kelimelerle anlatamam. Çalışma saatlerimize çok dikkat ediyordu. Sabah erken işe başlayıp erkenden işi bitirip evimize ailemizin yanına gitmemizi istiyordu. Bu çalışan personel arkadaşlarla da aynı şekilde onları da erkenden işlerine başlatıp erkenden evlerine, ailelerinin yanına göndermelerini isterdi. Aile kavramına çok önem veriyordu. Çok düşkündü ailesine” diye konuştu.